Artık çekin ellerinizi kadınların başörtüsünden, uğraşmayın yeter... Gerçekten yeter... Yıllarca ayrımcılığa maruz kalmış başörtülü kadınlarımızdan ne istiyorsunuz hâlâ? Çıkmış bir profesör, 'Başörtülü kadından şu olur, şu olmaz' diye ahkâm kesiyor. Bir de bunu söyleyen psikolog... Üstün Dökmen, burada sadece başörtü ayrımcılığı yapmıyor, cinsiyetçilik de yapıyor üstelik...
Yıl olmuş 2022 ama bazılarımız bu ayrımcı zihniyeti inatla bir gıdım değiştirmiyor. Başörtülü kadınların özgürce istediği mesleği yapabildiği bir Türkiye var. Bunu kabullenin artık. Bu zihniyetteki insanlara sorsan 'Kadın üretmeli, okumalı, kendi ayakları üzerinde durmalı' der ama konu başörtüsüne gelince iş değişir. 'Başın örtülü isen bunu yapamazsın' gibi içinde nefret barındıran bu dili kullanırsın.
Ayrımcılık öyle bir raddeye gelmiş ki zihin dünyalarında, kadın kavramını bile 'başörtülü/ başörtüsüz' diye sınıflandırıyorlar.
LİNÇ EDİYORLAR
Onların kalıpları içindeki kadın kavramına uyuyorsan, her mesleği yapabilirsin ama uymuyorsan yapamazsın. Bu kesimin sadece kadın kavramında çifte standart yok...
Demokrasiye, insan haklarına bakışlarında da benzer bir ayrımcılık söz konusu. Kendilerine yakın gördükleri sanatçıları, farklı bir şey söyleyince nasıl linç ettiklerine kaç kere şahit olduk.
Bunun birçok örneğini, bizzat röportajlarımdan sonra yaşadım. İçlerinde öyle bir öfke var ki tutamıyorlar, zehirlerini akıtıyorlar. Bunu yaparken de kim üzülür, kim rencide olur diye düşünmüyorlar. Bu öfkeyi maskeleyenler de işte Üstün Dökmen örneğinde olduğu gibi, bir yere kadar saklayabiliyor.
ALLAH ISLAH ETSİN
28 Şubat zihniyeti hâlâ yaşanıyor demek ki bu topraklarda. Aradan çok uzun yıllar geçmesine, çok büyük mücadeleler verilmesine rağmen bu zihniyet için bitmedi 28 Şubat. Günümüzde şiddetle mücadele eden kadınlarımız, bir de sizin gibi 28 Şubat zihniyetiyle mücadele etmeye devam edecekler demek ki... Ne diyelim Allah ıslah etsin böylelerini...
***
BU ATAMA YUVANİDİS'İN SÖZLERİNİ DOĞRULADI
Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir Ermeni vatandaşımız kaymakam olarak atandı. Ben bu haberi okuyunca aklıma bu hafta röportaj yaptığım Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Başkanı Konstantin Yuvanidis'in şu sözleri geldi: "Benim yaşadığım dönemde azınlıklar hiç bu kadar nefes almamıştı. Eskiden ikinci sınıf vatandaş gibiydik. Şimdi azınlık olmadığımızı devletimiz hissettiriyor."
Yıllarca tıpkı başörtülü kadınlarımız gibi ayrımcılığa maruz kalmış azınlıkların en önemli temsilcilerinden biri olan Yuvanidis'in bu sözleri söylemesi bence son derece önemli. İşte zaten bunun en yakın örneğini de Berk Acar'ın kaymakam olarak atanmasında gördük. Ayrımcı zihniyette olanlar, bu atamaya da öfkelenecektir ama onlar için artık yapacak bir şey yok. Alışmaları gerekiyor yeni Türkiye'ye. Yoksa tıpkı Üstün Dökmen, Ekrem İmamoğlu gibi ideolojik körlük içinde debelenip dururlar...