Müziğin yaşayan efsanesi Orhan Gencebay GÜNAYDIN'a konuştu. Cumhurbaşkanlığı konserlerinin salgında müzik sektörüne çok yararlı olduğunu söyleyen Gencebay, "Bunu eleştirenler ya art niyetli ya da yeterli araştırma yapmadan eleştiriyor" dedi.
■ Neden yıllarca TRT'de yasaklıydınız?
TRT'nin yakın zamana kadar koymuş olduğu 'yerli ve milli değerler kriterlerine' bağlı değildim. Çünkü bunlar hem yeterli değildi, hem yanlıştı. Ben yerli ve milli değerlerimizi bilen biri olarak, müziğimde çalışmalarımı serbestçe yapıyordum. Dolayısıyla farklı bir çalışma ortaya koydum. Ama bunu o dönem TRT'nin içindeki ve dışındaki ilgililer ve yöneticiler anlayamadı ama halk anladı ve çok büyük ilgi gösterdi müziğime. Bu ilgi çok az insana nasip olmuştur, bu da bana gurur verdi. Ben ne yaptıysam kendi değerlerimizi evrensellik boyutuna taşımaya çalışarak yaptım. Bakın; 1930'larda Türk müziği konservatuvarı kurulması gerekirken Batı müziği devlet konservatuvarı kuruldu. Müziğimiz radyodan bile yasaklandı. Batı yanlısı olanlar o dönem çok baskındı. O yıllarda müziğimiz için yapılması gerekenler yapılamadığı için müziğimiz hak ettiği değeri göremedi ve gelişemedi. Her toplum kendi ürettiği değerleri koruyarak evrensel zenginliğe katkıda bulunmalı. Ama bunu kendi kimliğimizi koruyarak ve geliştirerek yapmalıyız yoksa asimile oluruz. Kalıplaşmış fikirler müziğimizde gelişmeyi engelledi. İşte ben buna isyan ettim. Ortaya koyduğum özgün çalışmalarımdan dolayı müzik dünyasında beni dışlayanlar da oldu. Hatta 1973 yılında bir panelde "Türk müziğini bozuyorsun" diye idamımı bile isteyenler oldu. Ben de "Müziğimizi ben değil, bozsa bozsa Batı müziği bozmuştur, asıl sizin bu geri kalmış fikirlerinizin idam edilmesi gerekir" dedim. Çok haksız bir suçlamaydı.
TÜRK MÜZİĞİNDE ÜRETİM DURDU
■ Müziğimizin geldiği noktayı nasıl buluyorsunuz?
Türk müziği içerik olarak dünyanın en zengin müziklerinden biridir. Ama maalesef şu anda Türk müziğinde üretim durma noktasına geldi. Yerli ve milli değerlerimizi müzikte koruyamıyoruz. Asimile olma tehlikesi ile karşı karşıyayız. Bu büyük bir tehlike. Bunu aşmak için müzik piyasasında hak, hukuk konusunda düzenlemeler yapılmalı. Ve aynı zamanda müzikteki metodumuzu özgür duygu ve düşüncelerle geliştirmeliyiz. İlhamını gelenekten alan yenilikler gelişmişliktir.
■ Cumhurbaşkanlığı konserlerinin müzik dünyasında tartışma yaratmasıyla ilgili neler söylersiniz?
Salgın ortamında müzik sektörüne çok yararlı oldu. Çok güzel bir organizasyondu. Bunu eleştirenler bana göre ya art niyetli ya da yeterli araştırmayı yapmadan eleştiriyor. Bu konserlerin Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılmasını önemli buldum.
CHP'YE ATATÜRK'ÜN PARTİSİ DEMEK DOĞRU DEĞİL
■ Zaman zaman Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen etkinliklere katıldığınız için eleştiriliyorsunuz...
Sosyal medyayı kötü niyetle kullananlar var. Bakmıyorum bile eleştirilere. Maalesef bu art niyetliler Cumhurbaşkanımızı bile eleştiriyorlar. Ben devletime saygılı biriyim. Tabii ki davet edildiğimde gideceğim. Müzik sektörümüzle ilgili sorunlarımızı, taleplerimizi kime söyleyeceğiz, kimden yardım isteyeceğiz? Devletimizden. Daha önceki liderlerle de bir araya gelirdim. Erdoğan, halkımıza hizmet vermek için var gücüyle çalışıyor. Yıllardır tanıyorum kendisini. "Siyasette en önemli hedefim yerli ve milli değerlerimizi korumak" demişti bana yıllar önce. Bu hedefini de başarmak için kararlı şekilde çalışıyor. Ülkemizin daha iyi olması için yapılan her şeyi desteklerim ben. Muhalefetsiz olmaz ama sadece muhalefet yapmak için eleştirmek doğru değil. Muhalefet de, iktidar da vatanımızın iyi olacağı değerlerde birleşmeli. Özellikle de milli konularda. Muhalefetin de mantığı olmalı. Çıkıp hâlâ "Suriye'de ne işin var?" diyenler var. Ben de onlara soruyorum: Avrupa'nın, Amerika'nın Suriye'de ne işi var? Atatürk "Ülkemizin güvenliği Musul ve Kerkük'ten başlar" demişti. "Suriye'de ne işimiz var?" diyenler Atamızı iyi tanımıyor demek ki.
■ CHP yani Atatürk'ün partisi en çok bu eleştiriyi getiren parti ama..
CHP'ye Atatürk'ün partisi demek doğru değil. CHP demokrasi gereği kurulan ilk parti. Bu partinin kurulmasına da Atatürk öncülük etmiştir. Siyasi ve milli konular birbirinden ayrılmalıdır. Suriye, Akdeniz, Libya, Adalar ve Kıbrıs gibi konularımız mili meselemizdir. Önemli olan ülkemizin bölünmez bütünlüğüdür. Milli konuları siyasete çekmemek gerekiyor.
YERLİ VE MİLLİ DEĞERLERİMİZE ZARAR VEREN ELEŞTİRİLER YAPILIYOR
■ Sanat dünyası özellikle son yıllarda kendi içinde bölünme yaşıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Düşüncelerde farklılık olabilir ama bunların hiçbiri ülkemizin bütünlüğüne zarar getirecek şeyler olmamalı. Vatansever duyarlılıkla eleştiriler yapılmalı. Yerli ve milli değerlerimize zarar verecek şekilde eleştiri yapanlar var. Bunları ise Türkiye'nin iyi olmasını istemeyen güçler tarafından yönlendirilen kişiler olarak görüyorum. Ülkemize zarar verecek şekilde davranılmamalı. Kendi içimizde farklılığımız olabilir ama uzlaşmayı da bilmemiz gerekiyor. Ülkemizin çok daha iyi olması bizim gayemiz olmalı. Bunun için de dirlik ve birlik içinde olmalıyız.
YILMAZ GÜNEY'LE AYNI FİLMDE OYNAYACAKTIK AMA OLMADI
■ Bugüne kadar birçok filme müzik direktörlüğü de yaptınız. İyi bir teklif gelse yine yapar mısınız?
Müsaitsem yapabilirim. Birçok ödüllü filmin müziğini yaptım. Atıf Yılmaz, Metin Erksan ve Lütfi Akad filmlerine müzik yaptım.
■ Yılmaz Güney'le de çalıştınız değil mi?
Evet. Onunla abi-kardeş gibiydik. Hatta birlikte aynı filmde oynayacaktık; yönetmenim, senaristim, rol arkadaşım olacaktı. Maalesef hapse girdiği için çalışamadık. Çok özel bir insandı. Vatanseverdi. Ülkesini bu kadar çok seven bir insan gurbette öldü. Din, dil, ırk, cins farklılığımız vardır ama bu cennet Türkiye hepimizin. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes bu ülkenin sahibidir. Müziğimde de bunu yansıtmaya çalıştım hep. Birliğimizi, bütünlüğümüzü bozmak isteyenler var. Buna müsaade etmemeliyiz. Türkiye olarak dış politikada çok haklı bir mücadelemiz var. Bu mücadelemize siyasi olarak değil, milli olarak bakmalıyız. Devlete sahip çıkmak görevimizdir. Maksat vatansa gerisi teferruattır.
SALGINDAN ETKİLENİP PROTEST BİR BESTE YAPTIM
■ Yeni çalışmanız var mı?
Ben sürekli üreten bir sanatçıyım. Hatta salgın ortamından etkilenerek yaptığım protest bir bestem var, onun için de yakında stüdyoya gireceğim. "İsyankar değiliz, asi değiliz" diye başlıyor bestem. Bir diğeri ise 'Canım Türkiyem' bestem. Bunları bitirdikten sonra 10 parçadan oluşan albüm gelecek.
ORHAN BABA ADINDA BİR FİLM PROJEM VAR
■ Televizyona program yapmak istiyor musunuz?
Evet. Bestelerimin hikayesini anlatan bir program yapmak istiyorum. Bunun için de görüşmelerim devam ediyor. Ayrıca daha önceleri yapmak istediğim ama yapamadığım bir film projem var. Bunu hayata geçireceğim, adı da 'Orhan Baba' olacak.
ŞARKI SÖYLEYEREK ÜNLÜ OLMAYI DÜŞÜNMEMİŞTİM
■ Geçmiş zamanlarda yaptığınız, "Ünlü olduğumun farkında değilim" diye bir açıklamanız var...
Evet. Hiçbir zaman ünlü olmak da istemedim, müziğimi de ünlü olmak için yapmadım. Tek gayem yerli ve milli müziğimizi daha da ileriye taşımak ve zenginleştirmekti. Bunu yapmaya çalışırken de ünlendim. Açıkçası ben müziğin mutfağında olmayı çok seviyordum. Şarkı söyleyerek ünlü olmayı düşünmemiştim. Çünkü ben müzik adamıyım. 6 yaşımdan itibaren Klasik Batı Müziği eğitimi aldım. 8 yaşımda bağlamayı, 12 yaşımda ise tamburu kucaklayarak halk ve sanat müziğimizi öğrendim. Küçük yaşlardan itibaren besteler yapmaya başladım. Müzik benim aşkımdır.