Tüm beyaz yakalıların, bir ofiste çalışan fanilerin, finansal özgürlüğüne kavuşamamış duygusalların günün sonunda tek bir hayali vardı; Bodrum'a yerleşmek!
Kimi başardı bunu yıllar içinde. Orada yine İstanbullu arkadaşlarıyla buluştu çoğu tanıdık. Bedenini Bodrum'a taşıdı ama zihni İstanbullu kaldığı için aynı terane orada da devam etti çoğunda. Dedikodu, çekememezlik, hasetlik, hırs... Yani Bodrumlu olmak insanın içindekini öldüremedi günün sonunda...
Özetle herkesin hayali Bodrumlu olmak, Bodrumlunun kabusu oldu aslında.
İstanbul yordu, Ankara bunalttı, şehir hayatının kaosu diyenlerin koşup kaçtığı Bodrum oldu size küçük İstanbul. Bodrum buna şaşkındı!
YENİ GÖÇ YOLLARI ARIYORLAR
Bunca insan, bunca tüketim... Ne suyu akabildi, ne elektriği bunca insanı kaldırabildi, ne de tek şeritli yolları şehirlinin arabasına yetişebildi.
Yani son beş yılda Bodrum bitti! Peki ne oldu? Giden göçebe İstanbul kavimleri kendilerine yeni göç yolları aramaya başladı. Tarih tekerrürden ibaret misali. "Tükendi buralar, bitti" sesleri yükseldi zavallı Bodrum'dan...
Geçtiğimiz hafta Bodrum'daydım... Havadisler oradan... İstanbul'dan Bodrum'a göçenlerin bugünlerde tek bir gündemi var. Onlar artık Bodrumlu olduğu için, yazın bizim yani şehirlilerin oraya gidip tatil yapması onları çok bunaltıyor. Yazın ve bayramda çekemiyorlar Bodrum'u! "Çok kalabalık oldu buralar" diyorlar, "Burada domatesin tadı bile farklı, havası, suyu bambaşka, ama..." lı cümleler kuruyorlar. Ama'dan öncesi yalandır ya o misal, ben de dinledim dertlerini...
7 bin lira elektrik faturası ödeyene üzüldüm, trafiğin durumu incitti beni. Bir İstanbullu olarak nasıl çare olurum Bodrumlunun dertlerine diye kafa yorarken, onların çareyi uzaklarda aradığını anladım. İstanbul'dan Bodrum'a göçenler, yeni sayfiyeler peşinde. Dalaman, Datça'ya gözünü dikmiş hepsi!
Kavimler göçü Part 2! Benden söylemesi Datça, Dalaman kollayın kendinizi Bodrumlular geliyor!
DÜŞÜN HAMİLELERİN YAKASINDAN!
Hamilelik hassas mevzu. Kimi kilo milo dert etmez keyfini çıkarır, kimi üç gram için depresyona girer. O yüzden hassas, hormonlar devrede çünkü. Hormon dedin mi kaçacaksın ortamdan. O yüzden hamilelik kilolarını veremedi haberi beni hep ürkütür. O hamile kadının yapabileceklerinin potansiyeli gözümü korkutur.
Ben 22 kilo alarak, kendi iriliğimden son derece memnun bir hamilelik geçirdim, tıpkı Rihanna gibi! Super Bowl var çıkar mısın deseler, çıkardım, o derece bir özgüvenle gezdim dokuz ay.
Ama sonra bir furya başladı, hamileliği beş kiloyla bitirenler, sadece kivi yiyenler, dümdüz karnında çocuk taşıdığını iddia edenler. Nerede eski hamileler dediğimiz günlerdi onlar. Ama neyse ki, hamilelikte retro günümüzde son derece trend! Cannes'da ikinci çocuğuna hamile olan ünlü Victoria's Secret modeli Karlie Kloss'u gördünüz mü mesela! Karnını gere gere çıktı kırmızı halıya.
Sadece o mu? Podyumların efsane kadını Adriana Lima bir yıl önce doğum yaptı, koştur koştur kilo vereceğim diye kendini spor salonlarına atmadı. Bebeğinin, kilolarının doyasıya tadını çıkardı. Ve o da Cannes'da kırmızı halıda, taşan göğüsleri, tombul kolları ile boy gösterdi. Fotoğrafçılara poz verirken de sevgilisi Andre Lemmers ile birlikte aşk dolu görüntüler sergiledi. Kilolar bu aşka engel değildi belli ki...
Rihanna zaten idolüm. Atarlı giderli tam bir amazon o. 57. Super Bowl'da şovuyla ve kilolarıyla konuşuldu, hatta ikinci bebeğine hamile olduğunu açıklamıştı, şimdi de pozlarıyla gündemde...
Demem o ki, bırakın hamilelerin ve yeni doğum yapan kadınların peşini. Biz memnunuz hayatımızdan, siz kendinize bakın!