Geçtiğimiz günlerde bir ödül törenine Ender Saraç'ın, iş yaptığı astrolog Aygül Aydın'la katılması üzerine Ender Bey'in eşi Benan Saraç sert tepki göstermişti. Sosyal medyasında 'aldatma' imalı paylaşım yapan Benan Saraç'a mahkeme kapısı gözüktü. Ama sanıldığı gibi boşanma değil, iki kadın birbirine girdi. Aygül Hanım, Benan Saraç'a hakaret davası açtı.
Peki iki kadın birbirine giriyor aradaki adam ne yapıyor! Adliyelerde bir erkek yüzünden birbirine giren kadınların dava sayıları o kadar çok ki! Paylaşılamayan, bu durumlara sebep olan adamlarsa kenarda oturmuş kavgayı izliyor... Bu işten tek karlı çıkan avukatlar oluyor. Bu bir intikam yöntemi oldu çıktı.
İNTİKAM BEKLENTİSİ
Kocan seni aldattı, kocana sesin çıkmasın ama aldattığı kadına aç davayı...
Elin evli barklı adamıyla ilişki yaşadın, karısı hakaret etti, kadına aç davayı...
Adama hırslısın ama kadından çıkarıyorsun hırsını, adalet de intikamını alsın istiyorsun!
Tipik, klişe, bize özgü...! Maalesef, ayrılmayı, boşanmayı, ilişkiyi bitirmeyi bilmiyoruz. İlla rezillik, illa ortalara düşme, illa bir seviyesizlik. İlla kadınlar birbirine giriyor. Benan Saraç, belli ki eşiyle arası bozuk olan bir kadın.
Aygül Aydın, Benan Hanım'ın eşi Ender Saraç'la iş ilişkisi olan evli barklı bir kadın!
BOŞANMA DAVASI AÇILMALI
Ender Saraç televizyonlara sıkça çıkan medyatik bir adam!
İki kadın bir adam. Denklemin ortasındaki isim kim? Adam! Peki davaya konu olanlar kim, iki kadın!
Benan Hanım kocanızı karşınıza alın, açık açık konuşun, aynı davete neden ayrı gidecek kadar sorununuz var düşünün, evlilik yürümeyecek gibiyse boşanma davası açın.
Ender Bey eşiniz belli ki rahatsız oluyor bu durumdan. Çözün durumu, boşanma davası açın!
Aygül Hanım sinirlenmişsiniz belli ki... Hakarete uğradığınızı düşünüyorsunuz... Benan Hanım'ın yaptıklarının bedelini ödemesini istiyorsunuz dava açarak. Ama bence bu durumda eğer Türk adaleti meşgul edilecekse, bu bir boşanma davası olmalı.
HİÇ KAÇMAYACAK BİR OYUN
Uğur Yücel'i dünya gözüyle sahnede izledim ya, keyfime diyecek yok! Oyunun tanıtımı yapıldığından beri aklımda, mutlaka görmeliyim diye peşindeyim sahneleneceği zamanların. Neyzen Tevfik'i canlandırıyor usta. Başlı başına bir muamma, neresinden bakarsan orasından görebileceğin bir karakter, Atatürk'le aynı masada oturmuşluğu da, sokakta berdüşt gibi yaşamışlığı da olan biri.
Hiç oyunun arka planındaki ekip, "Kimine göre aklın sınırlarını zorlamış bir deli, kimine göre meyhanede bir veli, serseri ruhundan üflediği 'Ney'i, içmeden duramadığı 'mey'i ile, iç yolunda bir melami, hiç yolunda bir derbeder... O, 'Hiç'liğin Kralı: Neyzen Tevfik..." diyor onun için.
Bu kadar renkli ve farklı bir karakteri canlandırmak ustalık gerektirir. Uğur Yücel'se işte sahnede o ustaydı... Bizi, bu sıradışı ismin masasına tesadüfen düşmüş, onun ağzından hikayesini dinliyormuşuz gibi hissettirdi. Hiç oyununda Uğur Yücel'i izlemek paha biçilmezdi. Oyunun yazarı Uğraş Güneş'e de kocaman bir alkış...
MUTLAKA VE MUTLAKA OLUYOR MU!
Tarık Pabuççuoğlu, geçmişini anlattığı bir söyleşide, 29 yıllık eşinden başka birine aşık olduğu için boşandığını, 50 yaş civarı tüm erkeklerde bu durumun yaşandığını ama mutlaka yaşandığını söylemiş. Buradaki 'mutlaka' beni biraz düşündürdü... Tarık Bey hemcinsleri konusunda emin konuşuyor. Andropoz diyemiyordu, inciniyoruz diyor sanki... Üstelik usta oyuncu boşandıktan sonra aşık olduğu kişiyle sekiz yıl birlikte olmuş ama sonra yine eşine dönmüş!
Ben mutlaka ve mutlaka oluyor kısmına takıldım kaldım. Eğer mutlaka ve mutlaka 50 yaş civarı her erkek bunu yaşıyorsa salalım onları, biz de rahat edelim kadınlar olarak... Herkes gezsin, görsün, sekiz sene sonra buluşalım, olur mu!
Ama bundan zararlı çıkan erkekler olur, gezen gören kadın zor geri döner, bekarlık sultanlıkmış der oturur haberiniz olsun...