Yabancı uyruklu bir adam, gençleşmek ve yüzünde beğenmediği bölgeleri değiştirmek için Türkiye'yi ziyarete geldi.
Yapılan 8 ameliyat sonrasında tamamen değişen adamın son hâli ve ilk hâli karşılaştırılarak işlemi gerçekleştiren kurumun sosyal medya hesabında paylaşıldı.
Ve bu paylaşım özellikle yabancı sosyal medyada büyük ilgi gördü.
Yorumlardan bazıları adamın aynı kişi olduğunu savunurken bazıları ise bunun mümkün olmadığını belirtti.
Aslında bilgi kaynağı net olmadığı için bu konuyu başta yazmak istemedim. Çünkü adamın kim olduğu da belli değil. Bu bir şaka da olabilir.
Ancak Türkiye'nin sağlık turizminde başta estetik, saç ekimi, diş ve cerrahide lider ülke olduğunu, cerrahlarımızın yarattıkları mucizeleri (bkz. Deniz Akkaya'nın estetik yaptırmadan önce rol aldığı klip) düşününce acaba bu değişim gerçek mi diye de sormadan edemedim.
Ülkemize başta Araplar olmak üzere her yıl binlerce insan estetik yaptırmak için geliyor. Estetik cerrahlarımız burun, kulak, diş, plastik cerrahi gibi farklı alanlarda çok başarılılar.
Fiyat-kalite açısından estetik cerrahide en çok tercih edilen ülkeyiz.
Birçok Avrupalı yol ve konaklama masrafını da göze alıp ülkemizde estetik yaptırıyor, saç ektiriyor.
Hatırlarsınız ABD'li bir gencin Türkiye'de gelip dişlerini yaptırıp "Tatil de yaptım ABD'den ucuza geldi" diye paylaştığı video da viral olmuştu.
Yoksa bu olayın arkasında casus filmlerinde kimlik değiştiren ajanlara benzer bir hikâye mi var? O zaman bu adamı kim deşifre etti?
Eğer fotoğraflardaki değişim gerçekse sosyal medyada çok sorulan o soruyu hatırlatmalıyız; bu adam uçağa binerken pasaport kontrolünden nasıl geçti acaba?
***
KÜFÜR SKANDALI
Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, şampiyonluk kutlamasında Sezen Aksu'nun 'Şinanay' şarkısını küfürlü bir şekilde söyleyen taraftarlara eşlik edip Fenerbahçeliler'e küfretti.
Hayatı sahalarda ya da tribünde geçmişler için küfürlü tezahüratlar alışıldık, kanıksandık bir durum.
Ancak ne olursa olsun bunu bir teknik direktörün hem de rakibin anasına hem de bağıra çağıra gülerek küfür etmesi büyük ayıp.
Feminist kadın dernekleri bile bu cinsiyetçi küfür için Okan'ı özür dilemeye davet etti.
Hiç Okan gibi kariyerli bir teknik direktöre bu yakışıyor mu?
Umarım Okan özür diler. Dilemezse bu ayıp hep onunla anılır!
Bu olayın özelinde dikkat çekmek istediğim başka bir konu var; Mert Hakan Yandaş'ın yaptıklarına tepki gösteren Galatasaraylı yazar ve yorumcular Kerem Aktürkoğlu'nun derbi sonrası küfürlerini es geçmişlerdi.
Lucas Torreira'nın sezon boyunca saha içinde yaptığı çirkin hareketleri, kart gösterilmeyen sert faulleri ve hakemleri aldatmaya yönelik hareketlerini eleştirmekten bile kaçındılar.
Okan için de biri çıkıp yanlış oldu vs. bile cümle kurmadı, yazmadı.
Basında takip ettiğim kadarıyla Ahmet Hakan konuyu güzel özetledi.
Rahmetli Hıncal Abi (Uluç) eskiden medyada Fenerbahçe güçlü diye diye başarılı oldu galiba.
Bugün TV, radyo, gazeteler ve internet sitelerinde Galatasaraylı yorumcu, yazar enflasyonu var!
Fenerbahçeli diyebileceğiniz kamuoyunda etki gücüne sahip yazar, yorumcu sayısı Galatasaraylılara göre çok az.
Hatta Beşiktaşlıların bile gerisinde olabilir!
***
ELEKTRİKLİ ARAÇLAR YAYALARA DAHA ÇOK ÇARPIYOR
Birleşik Krallık'ta yapılan bir çalışmada, elektrikli otomobillerin yayalara çarpma ihtimalinin benzinli araçlara göre daha yüksek olduğu ortaya çıktı.
Independet Türkçe'nin haberine göre araştırmada, elektrikli ve hibrit araçlara dair 51,2 milyar kilometrelik, benzinli otomobillere dair de 4,8 milyar kilometrelik seyir verisi kullanıldı.
Kat edilen 106 kilometre başına yıllık ortalama yayalara çarpma oranı benzinli ve dizel araçlarda 2,4 iken elektrikli ve hibrit araçlarda 5,16 oldu.
Bunun nedeni basit. Elektrikli araçlar içten yanmalı araçlara göre daha sessiz hareket ediyor. Yayalar da uzun yıllardan gelen alışkanlıkla araç seslerini dinleyerek hareket ediyorlar. Ve böylece kazalar artıyor!
Bu noktada hem yayalar hem de sürücüler daha dikkatli olmalı.
Sürücüler aracın az ses çıkardığını akıllarından hiç çıkarmamalı. Yayaların aracın sesini duyup ona göre hareket edeceğini düşünmemeli.
Yayalar da artık yollarda daha fazla sessiz hareket eden elektrikli araçların olduğunu unutmamalı.
***
GÜNDÜZ GÖZÜKMEYEN DÖVME
Yeni trend ultraviyole (UV) dövme. Görünmez veya karanlıkta parlayan dövme diye bilinen UV dövmeler, Ultraviyole (UV) ışık kaynakları altında floresans veren boyalar kullanılarak oluşturulur.
Bu dövmeler normal gün ışığında neredeyse görünmez oluyor.
Bu dövmeler ışıklar kapatıldığında parlamıyor. Dövmenin yaydığı UVA ışınları nedeniyle parlayan reaksiyonu tetiklemek için siyah ışığa ihtiyaç duyuyor.
'Avatar' filmi gerçek oluyor galiba. Bu dövmeyi yaptıranlar Avatarlar gibi parlar.
Geleneksel dövmelerin de elbette alternatifi olacaktı. UV dövmesi yaptıracaksanız işinde usta olan birine yaptırın ve mutlaka dövme mürekkebinin içeriğini sorun!
Fosfor bazlı mürekkep artık kullanılmıyor ama yine de dikkat etmek gerek!
Fosfor kanserojen ve cilt rahatsızlıklarına neden oluyor!
***
Altyazı
"Bence insan bilinci evrimde trajik biçimde ilerledi. Çok fazla bilinçlendik. Doğa kendinden bağımsız bir bakış açısı yarattı.
Bizler doğa kanunlarına göre var olmaması gereken yaratıklarız... Belki türümüzün onurlu bir şekilde yapması gereken davranış programlamamızı reddedip üremeyi durdurmak ve hep birlikte soyumuzu tüketerek kardeşçe bu haksızlığa bir gecede son vermektir." (True Detective )