Trabzonlularla Fenerbahçeliler birbirine düşmüş...
"Futbolcular ceza alırlarsa seçimin kaderi değişir" diyenler...
"Fenerbahçe ve Beşiktaş şikeci" diyen bir belediye başkanı adayı...
Ortalık yangın yeriyken "Bu mübarek günde birbirimizi üzmeyelim" diye konuşan bir TFF başkanı...
"Sen FETÖ'cü savcılarla halı saha maçı yaptın", "Hayır en büyük FETÖ'cü sensin. Sizin futbolcular FETÖ'cü elebaşısıyla yemekte Fenerbahçe'ye sızmayı tartışıyordu" diye birbirine girenler...
Taraftarlar birbirine girmişken Gezi olaylarında Fenerbahçe tribünlerinden yükselen "Ali İsmail Korkmaz" marşını paylaşıp subliminal mesaj verenler...
FETÖ firarisi Hakan Şükür'ün şike operasyonu paylaşımları...
Futbolcular ceza alsın da şampiyon olalım diye ortalığı geren Galatasaraylı troller...
Fenerbahçe ligden çekilsin de ortalık karışsın isteyenler vs.
İşte bu tam da FETÖ'nün sevdiği ortam!
Bir top oyunu için bir Fenerbahçeli, neden Trabzonsporlulardan nefret etsin?
Ya da Trabzonlu kardeşim nedir bu Fenerbahçe öfkesi?
Yine bizi birbirimize düşürdüler farkında değil misiniz?
3 TEMMUZ!
"Sorunun temeli 2010-2011 sezon şampiyonluk kupasının Fenerbahçe'nin müzesinde olması" mı diyorsunuz?
Emin olun şu an 3 Temmuz'un hâlâ tartışılıyor olmasından, şehirlerin, taraftarların birbirlerinden öfke duymasından en mutlu olanlar FETÖ'cüler.
Futbola nefret tohumları 3 Temmuz'da FETÖ tarafından atıldı ve hâlâ şike soruşturmasının sonuçlarını yaşıyoruz.
FETÖ'nün ortaya çıkan kumpasları toplumun her kesiminde lanetlenirken...
Şike soruşturmasını yürüten savcılardan bazıları suçlarını itiraf etmişken, "Fenerbahçe şike yaptı demek" FETÖ tezlerini savunmak değil midir?
Şike soruşturmasının beyin takımı yurt dışında firariyken "Fenerbahçe şike yaptı" nasıl diyebilirsiniz?
15 Temmuz'da vatandaşına bomba yağdıracak kadar gözü dönmüş teröristlerin yürüttüğü soruşturmayı haklı bulmak FETÖ'cülerin diğer kumpaslarını da tartışılır hale getirmez mi?
Aynı FETÖ'cü hakim ve savcılar Ergenekon, Balyoz soruşturmalarını da yürüttüler, 17-25 Aralık yargısal darbeye teşebbüsünde bulundular.
"Şike yapıldı" demek bu soruşturma kumpaslarını ve darbe girişimlerini de gelecekte tartışılır hale getirmez mi?
***
TFF BAŞKANI YABANCI OLSUN
Ne diyecek, nasıl aksiyon alacak diye merak edilen TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi sonunda konuştu:
"Bu mübarek günlerde, özellikle hafta sonu oynanan maçta maalesef istemediğimiz olaylarla karşılaştık. İki kulübümüze de geçmiş olsun diyoruz. Türkiye'nin bu mübarek ramazan ayında dostluk, sevgi ve kardeşliğe çok ihtiyacı var."
Sanki TFF başkanı değil de bir müftü konuşmuş!
Futbolda sorunları çözmesi beklenen kurum ne yazık ki, çalışmıyor.
Neredeyse bütün kulüpler Büyükekşi'den şikayetçi.
Dört büyükler sürekli istifasını istiyor. Hakem hataları olduğunda hep "Yabancı hakemler maçları yönetsin" önerisi ortaya atılıyor.
Bence TFF'nin başına Türkiye'deki kulüplerle, siyasetçilerle, iş insanlarıyla bağlantısı olmayan yabancı bir CEO getirilsin.
Başta MHK olmak üzere yönetici kadro da yabancı olsun.
Böylece "Bu başkan, hakem şu kulübün adamıydı" tartışmaları da son bulur.
Kulüpler yönetici kadrosuna kendi adamlarını getiremez.
Ne yazık ki, bizde TFF Başkanlığı da rant ya da prestij koltuğu olarak görülüyor.
TFF başkanları ya zengin iş insanları ya da futbol ve siyasetle derin ilişkileri olan kişiler arasından seçiliyor.
TFF başkanının kimse ile bağlantısı olmamalı!
Çözüm çok basit: Futbolu en iyi yöneten eski İngiliz federasyon başkanlarından birini TFF Başkanı yapalım, tüm sorunlar çözülsün.
***
BRAVO DJİKU
Fransız basını Fenerbahçe'nin Ganalı savunmacısı Alexander Djiku'dan Trabzonspor maçında yaşananlar hakkında görüş almış.
Muhabir "Bu olaydan sonra Türkiye'den daha güvenli bir lige gitmek istiyor musun?" diye sormuş.
Uzun yıllar Fransa'da top koşturan Djiku da "Marsilya-Lyon maçı var, Dimitri Payet'in yaşadıklarını biliyoruz. Nice-Nantes maçı var önümüzde örnek olarak, bir taraftar hayatını kaybetmişti" diye yanıt vermiş.
Bravo Djiku'ya.
Bu tür olayların sadece Türkiye'de yaşanmadığını Fransız muhabire Fransa'dan örnekler vererek topu doksana takmış.
Peki, kaç yabancı futbolsever Djiku gibi düşünür?
Trabzon'da yaşananlar tüm dünya basınında yer buldu ve ligimizin marka değeri düştü!
Kendi kendimizi yiyip bitirip, dışarıya koz veriyoruz!
***
16 SANİYE ÖNCEDEN UYARACAK
Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir'de deprem erken uyarı sistemi kuruyor. Bu sistem ile depremi 16 saniyeye kadar önceden öğrenmek mümkün olacak.
İşte üniversiteler bunun için var. Üniversitelerimiz uzun yıllar siyasetin ve ideolojik kavgaların merkezi olmuşlardı.
Şimdi birçok üniversitede Dokuz Eylül'deki gibi projeler üretiliyor.
Tamamen Dokuz Eylül Üniversitesi'nin öz kaynaklarıyla, üç yılda geliştirilen sistem, AFAD ile imzalanan protokol kapsamında İzmir'de 12 ayrı noktaya yerleştirilecek.
Depremi 16 saniye önceden öğrenmek büyük avantaj. Asıl zor kısım ise 16 saniyede insanları dışarıya çıkaracak uyarı sistemini geliştirmek.
Umarım bu projeden verim elde edilir ve deprem riski olan bütün şehirlere bu uyarı sistemi yerleştirilir.
Projenin başındaki Prof. Dr. Hasan Sözbilir ve ekibini kutluyorum.
***
İŞTE DOĞANIN DENGESİ
Britanya Yaban Hayatı Fotoğraf Ödülü'nü bu yıl, 14 bin fotoğrafın arasından çok sayıda midyenin yapıştığı bir futbol topu fotoğrafı kazandı.
Ryan Stalker fotoğrafı hakkında "Suyun yüzeyinde sadece bir top gözüküyor fakat suyun altında bir hayvan kolonisi vardı. Dorset'te kıyıya vuran bu futbol topu Atlantik Okyanusu'nu boydan boya geçmiş" diyor.
Denizdeki çöp sayısının artıkça deniz canlıları çöplerle birlikte dünyayı dolaşıyor.
Bir midye kolonisi topu sahipleniyor, koca okyanusu geçiyor ve İngiltere'nin Dorset kıyısında işgalci türe dönüşüyor.
Sonra bu türler yerli türleri yok ediyor.
Örneğin Süveyş Kanalı açılmasaydı bugün ülkemizde istilacı tür olan balon balıklarının kuyruğuna devlet 25 TL vermek zorunda kalmazdı.
İşte doğanın ince dengesi böyle bir şey.
Doğaya her müdahalenin bir sonucu oluyor.