Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Suç işleyen çocuğun ailesi ceza almalı mı?

15 yaşındaki Ethan Crumbley (şimdi 17 yaşında) 30 Ocak 2021 tarihinde ABD'nin Michigan eyaletindeki Oxford Lisesi'ne silahla saldırarak dört öğrencinin ölümüne sebep oldu, yedi öğrenciyi yaraladı.
Şimdi birinci derece cinayet ve terörizm suçlarından müebbet hapisle cezaevinde yatıyor.
Michigan'daki mahkeme geçtiğimiz hafta Ethan'ın 45 yaşındaki annesi Jennifer Crumbley'yi oğlunun ruhsal durumunu dikkate almamaktan, şiddet eğilimlerini beslemekten suçlu buldu.
Böylece ABD'de de ilk kez bir ebeveyn, çocuğunun yaptığı silahlı kitlesel saldırı nedeniyle mahkûm oldu.
Baba James Crumbley de aynı suçtan yargılanıyor, duruşması 5 Mart'ta görülecek.
Mahkeme Crumbley çiftinin oğullarının silaha erişimini sağladıklarını ve ruhsal bozukluk belirtilerini görmezden geldiklerine hükmetti.
"Şimdi ABD'de ailelerin tutumu çocukların şiddet eğilimini ne kadar belirler ve besler?" sorusu tartışılıyor.
Bence mahkemenin kararı doğru.
Bu konuda daha önce yazılar yazmıştım.



SUÇUN ŞAHSİLİĞİ...
Bizde de şiddete meyilli, sorunlu çocuklar var. Sevgili, yan baktın vs. gibi saçma sapan meseleler yüzünden kendilerinden küçükleri ya da akranlarını öldürüp çok az ceza alan çocuklar var.
Oysa şiddet yönelimi olan, arıza çocuk yetiştiren aile de sorumlu olmalı.
Türkiye'de de ABD'deki vakada olduğu gibi çocuğun insan öldürecek potansiyelde yetiştiren aileler cezalandırılmalı!
Elbette bu önerim suçun şahsiliği ilkesine aykırı. Yasalara göre hiç kimse işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmaz.
"Sana vurana sen de vur, hatta daha fazlasını yap" diye çocuk yetiştirenler var. Bazı aileler çocuklarının güçlü olması için bu tavsiyelerde bulunuyor ama birini dövdüğü ya da yaraladığı için çocuğunu kutlayan ebeveynler de var.
Bir de kavganın hiç eksik olmadığı, çocukların psikolojik olarak zarar gördüğü, şiddete ve suça yönlendirildiği aileler var.
Ebeveynlerin çocukları birini öldürdüğünde hapis yatacağını bilmeleri işe yarayabilir.
Hukukçularımız acaba bu konuya ne diyor? Tartışmakta fayda var.

***


AMERİKA'DA OLSA...
İSTANBUL'DA durdurulan bir araç sürücüsü polislerin üzerine yürüdü.
Polis tarafından uyarılan sürücü durmadı. Polis ile adam arasında itiş kakış yaşandı adam yine durmadı.
Havaya açılan ateşe rağmen sürücü polisin üstüne yürümeye devam etti. Ve adam sonunda durduruldu.
Bu tarz olaylar yaşandığında hep ABD polisleri örnek gösterilir.



ABD'de böyle bir durum olduğunda sürücü yüzde 90 hayatını kaybeder.
ABD polisi saldırganların ayağına ateş etmeyi bile düşünmez.
Elbette bu da tartışmalı bir yaklaşım.
Bazen ABD polisi haksız yere insanları öldürüyor.
Hele polise karşı gelen siyahi bir insansa hiç şansı yok!
Ancak Türk polisinin insani yaklaşımı bazen emniyet güçlerinin otoritesine zarar verebiliyor.
Polise mukavemet göstermenin cezası artırılmalı!

***


SOSYAL MEDYANIN YERİNİ NE ALACAK?
Sosyal medyada eskisinden daha az paylaşım yaptığımızın farkında mısınız?
Dünya genelinde de durum böyle.
Mashable Türkiye'nin haberine göre veri analiz şirketlerinin araştırmaları, sosyal medya kullanıcıların daha az paylaşım yaptığını ve daha pasif bir deneyimi tercih ettiğini gösteriyor.
Örneğin Veri istihbarat şirketi Morning Consult'un ekim ayındaki raporuna göre, sosyal medya hesabı olan ABD'li yetişkin katılımcıların yüzde 61'i, paylaşımları konusunda daha seçici olduklarını açıkladı.
Bunun en önemli nedeni ise sosyal medyanın eskisi kadar eğlenceli, keyifli bir ortam olmaması.



Bir paylaşım yüzünden insanlar hunharca linç ediliyorlar, hedef gösteriliyorlar.
Bu yüzden işini, arkadaş ortamını hatta hayatını kaybedenler var.
Yaşadığınız toplum için duyarlı paylaşımlar yaptığınızda bile yanlış anlaşılma riskiniz var. Hatta sizi bilinçli yanlış anlamak isteyenler de var.
Elbette takipçi kazanmayı çok önemli bulan, sosyal medyadan para kazanmak isteyenler etkileşimden vazgeçmeyen bir grup var ama birçok araştırma dünya genelinde paylaşım sayılarının düştüğünü gösteriyor.
Habere göre bu yüzden de sosyal medya şirketleri mesajlaşma gibi daha özel kullanıcı deneyimlerine yatırım yapmaya ve etkileşimleri daha güvenli hale getirmeye başladılar.
Bir diğer sorun da sosyal medya platformlarının reklam çöplüğüne dönüşmesi.
Önemli bir olayla ilgili bilgi almak için 'hashtag' listelerine tıkladığınızda bile insanların alakasız konularda paylaşım ya da reklam yaptıklarını görüyorsunuz.
Bu da insanları sosyal medyadan soğutuyor. Ve insanlar güvenilir haber kaynakları olan internet sitelerine yöneliyor.
Özetle sosyal medya platformları kan kaybetmeye başladı. İnternette her şeyin çabuk eskidiğini de hesaba katarsak.
Bir gün sosyal medya platformları da kaybedecek ve yerini başka bir şeye bırakacak! Asıl soru ise o yeni şeyin ne olacağı!
Şimdilik bunu çok az insan biliyor. Elbette büyük internet şirketleri küresel eğilimin ne yönde olduğunu tahmin edebiliyor.

***


ÇİKOLATA KITLIĞI GELİYOR!
Batı Afrika'daki kakao ağaçları yok eden virüs salgını, kakao üretimini ciddi anlamda sekteye uğrattı.
Ayrıca küresel ısınma ile birlikte kuru ve sıcak hava koşulları da kakao üretimine zarar veriyor.
Bu yüzden dünya genelinde kakao fiyatları sürekli artıyor.

Kahvede de benzer sorunlar yaşandı ama kakaodaki kriz daha büyük!
Uzmanlar eğer kakao ağaçlarına zarar veren virüs durdurulamazsa gelecekte çikolata kıtlığının yaşanabileceğini söylüyorlar.
Bu da hem çikolata kalitesinin düşmesine hem de fiyatlarının çok yükselmesine neden olabilir.
Çikolata tutkunları şimdiden önlemini alsın derim!

***


Altyazı
"Beni sevdiğini söylediğin an aşkın bitti. Senin aşkın bittiği an benim aşkım başladı." (Decision to Leave)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA