Geçtiğimiz haftalarda Meclis Lokantası'nda 141 TL tutan yemek fişi çok tartışılmıştı.
Fişte, dana kavurma pilavlı 42 TL, ton balıklı salata 45 TL, zeytinyağlı humus: 12 TL, fıstıklı tel kadayıf: 32 TL ve kuver: 10 TL yazıyordu.
Elbette dışarıya göre bu fiyatlar çok ucuz.
İçerik üreticisi Mert Genco, kuveri çıkarıp 131 TL tutan ürünleri dışarıdaki fiyatlarla karşılaştırdığı bir video paylaştı.
Genco, dana kavurmayı pilavcıda 280 TL'ye, ton balıklı salatayı bir salatacıda 180 TL'ye, humusu bir mezecide 125 TL'ye, tatlıyı da tatlıcıda 100 TL'ye yemiş.
Ve toplamda 684 TL harcamış. Aradaki fiyat fark 553 TL çıktı. Artış oranı ise tam yüzde 422.
Bu dramatik fiyat farklarıyla ilgili TMBB İletişim Koordinatörlüğü daha önce şu açıklamayı yaptı: "TBMM lokantası kâr amacı güden ve ticari faaliyet yürüten yerlerden değildir. Meclis lokantasında zarar etmeme hedefiyle sadece maliyeti elde etmek üzere yemek yapılmakta ve sunulmaktadır." Açıklamada çalışanlarının maaşı lokantanın gelirinden karşılanıp, karşılanmadığıyla ilgili bir bilgi paylaşılmamış.
Meclis Lokantası uzun yıllar kâr amacı gütmeden hizmet veriyor. Ordu Evleri'nde de çeşitli kamu kuruluşlarında da benzer uygulama yapılıyor.
Vekil maaşları düşünüldüğünde fiyat daha yüksek olmalı ama o zaman da vekiller "Fiyatlar dışarıyla aynı olsa bize her gün gelen onlarca ziyaretçiye ikram edilen yemek, çay kahve giderleri maaşımızı aşar" diyorlar.
Genco videosunu şu güzel soruyla bitiriyor: "Sizce Meclis Lokantası'nın fiyatları yükseltmesini mi istemeliyiz, yoksa işletmelerden fiyatları düşürmelerini mi?"
FAHİŞ FİYAT POLİTİKASI
Eğer Meclis Lokantası, dana kavurma pilavı, ton balıklı salatayı, humusu ve kadayıfı zarar etmeden 131 TL'ye sunuyorsa neden dışarıdaki restoran, lokanta ve tatlıcılar yüzde 422 farkla aynı ürünleri satıyorlar?
Kira, personel maaşları, elektrik, su gibi giderleri hesaba katsak bile aynı ürünleri yüzde 422 farka satmak fahiş fiyat politikası demektir.
Hep marketleri tartışıyoruz, anormal fiyat artışları yeme-içme mekânlarında yaşanıyor.
Sıradan bir esnaf lokantasında bile bir aşçı tabağı 170-200 TL. Sıradan bir pastanede iki bardak çay içiyorsun en az 50-70 TL. Yarım ekmek döner 160-200 TL. Lahmacun 80-100 TL.
Gıda maddelerinde KDV oranının yüzde 1'e düşmesine rağmen fahiş fiyat politikası uygulanıyor. Dışarıda yemek yemek artık lüks oldu!
"Pahalı buluyorsan evinde ye" de diyebilirsiniz. Lakin insanlar sosyalleşmek için de yeme-içme mekânlarına gidiyorlar.
Öğle yemeğini dışarda yemek zorunda olan milyonlarca çalışan var.
Artık Armağan Çağlayan gibi ünlüler bile "2 porsiyon İskender döner, 2 meşrubat 1000 TL!" olmuş diye isyan ediyor.
Elbette herkes parasını kazansın ama KDV oranı yüzde 1 olan gıda maddelerinde yapılan yemekleri yüzde 422 farkla satmak en kibar tabirle fırsatçılıktır!
Kira, işletme ve çalışan giderlerini bile hesaba katsanız fiyatlar anormal yüksek!
Maliye biraz da restoran, lokanta, kafe denetlemeli!
***
KEDİYE 100 EURO TAZMİNAT
Fransa'da mahkeme, sahibinin "hayvana eziyet" suçlamasıyla yargılandığı davada kediye 100 Euro tazminat ödemesine hükmetti. Bu kısacık 'haberimsinin' altındaki yorumlara baktım birçok kişi espri kasmış:
"O paraya ne yaş mama alınır be", "100 Euro az değil mi, kedi itiraz etmeli." Kedi ne itiraz edebilir ne de o parayla yaş mama ziyafeti çekebilir!
Sahibi, oğlunu tırmaladığı için kediye eziyet çektirerek öldürüp, çöp tenekesine attığını itiraf etti. Sekiz ay ertelenmiş hapis ve kediye 100 Euro tazminat ödeme cezası aldı.
Ölmüş kediye tazminat ödemek saçma gelebilir ama bu 100 Euro'nun sembolik bir anlamı var!
Böylece bir hayvan Fransa'da bir kişi, birey olarak değerlendirildi ve bu karar artık diğer hayvan davalarında da emsal teşkil edecek.
Bu küçük haber hayvansever tarafından çok önemsendi. Çünkü artık tüm dünyada hayvan haklarına karşı büyük bir hassasiyet oluştu. Hatırlarsanız Türkiye'de de hayvan hakları konusunda devrim niteliğinde düzenlemeler yapıldı.
Bazıları ölen kediye 100 Euro tazminat ödenmesini komik bulsa da aslında bu kararlar hayvanseverlerin yıllardır verdikleri mücadelenin bir sonucu.
***
FİLLER TEPİŞİR ÇİMENLER EZİLİR!
Tayvan'da geçtiğimiz hafta yapılan seçimi Çin ile ihtilaf halinde bulunan iktidardaki Demokratik İlerici Parti'nin (DPP) adayı, görevdeki Başkan Yardımcısı Lai Chingte'nin zaferiyle sonuçlandı.
Tayvan'da yapılan seçimle ilgili görüşü sorulan ABD Başkanı Joe Biden, "ABD, Tayvan'ın bağımsızlığını desteklemiyor" dedi.
Oysa geçtiğimiz yıl Çin, Tayvan'ı savaş gemileriyle ablukaya aldığında, iki ülke arasında gerginlik zirve yaptığında ABD, Tayvan'ın saldırıya uğraması durumunda ada yönetimini savunacağını duyurmuştu.
Eğer Biden yine bir gafa imza atmadıysa ABD keskin bir 'u' dönüşü yaptı demektir.
ABD, Çin'in Tayvan'ı savaşsız, Hong Kong modeli gibi bir özel statü ile yavaş yavaş ele geçirmesine izin mi verecek? Tayvan çok büyük bir hediye! Acaba ABD, Tayvan karşılığında ne istedi? Pazarlıkta Ukrayna-Rusya savaşı da var mıydı?
Yoksa İran için savaş çanları çalmaya mı başlıyor?
Bekleyip göreceğiz. Tayvan için asıl zor günler şimdi başlıyor.
***
TÜRKİYE ALTINCI SIRADA
BM Dünya Turizm Örgütü, 2023 sezonunda dünyanın en çok ziyaret edilen ülkelerini açıkladı.
Fransa 89.4 milyon kişi ile en çok ziyaret edilen ülke oldu. Fransa'yı İspanya (83.7 milyon), ABD (79.3 milyon), Çin (65.7 milyon), İtalya (65.4 milyon) takip etti.
Türkiye ise 51.2 milyon ile altıncı sırada yer aldı. Etrafımızda savaşlar, çatışmalar yaşanıyorken ve büyük bir deprem felaketi geçirmemize rağmen dünyada en çok ziyaret edilen altıncı ülke olmak büyük başarı.
Fransa, İtalya, İspanya gibi savaşlardan, çatışmalardan, terör saldırılarından uzakta konforlu bir coğrafyada olsak bu listede daha da yukarılarda olabiliriz.
***
Altyazı
"Kötü bir son, sonsuz bir umutsuzluktan iyidir." (About Elly)
