Resmi Gazete'deki yeni yönetmeliğe göre kaldırımların yüksekliği hiçbir yerde 15 santimetreyi aşamayacak.
En dar sokakta dahi asgari net yürüme alanı genişliği 1,5 metreden az olmayacak.
Bu yönetmelik, 1 Temmuz 2024 tarihinden itibaren imar planı bulunan yerlerde yeni yapılacak veya yenilenecek kaldırım ve yürüyüş yollarında uygulanacak.
Güzel bir gelişme. Artık Türkiye'nin her yerinde yaya yolları ve kaldırımların tasarım kuralları aynı olacak ama asıl önemli olan bu yönetmeliği uygulamak!
Bizde bazı kanun ve yönetmelikler uygulanmıyor. Hayatın olağan akışı içerisinde unutuluyor.
Örneğin başta engelliler ve çocuklar için kaldırımların yüksekliği 15 santim olacak ama bu sefer araçlar daha rahat kaldırıma park edecek!
Evet, kaldırıma park etmek yasak ama buna uyan yok! Ülkemizde her kaldırıma park eden araç çekilecekse ve ceza kesilecekse sorun yok!
Kaldırımlarda genişlik en az 1,5 metre olması için birçok yerde esnafın kaldırıma masa sandalye koymaması lazım!
Kaldırımlar park edilen ve insanların yürümesine engel olan, yaşlıların düşmesine neden olan scooter ve motosikletler ne olacak?
Scooter şirketleri ve bazı motosiklet sürücüleri kanun, kural yönetmelik dinlemiyorlar!
Özellikle İstanbul'un merkezi semtlerini scooter'lar işgal etmiş durumda.
Hadi bakalım şimdi yönetmelik var! Hodri meydan; yetkililer, kaldırım genişliğini 1,5 metre tutmayı başaracaklar mı?
Yoksa yine scooter şirketlerinin dediği mi olacak?
***
OBEZİTENİN ASIL NEDENİ
2022 verilerine göre Türkiye'de 15 yaş ve üstü obez bireylerin toplam nüfustaki oranı yüzde 20,2.
Avrupa'da obezite oranı yüksek olan ülkelerden biriyiz.
Obezitenin, fast-food başta olmak üzere, kötü beslenme ve hareketsiz yaşamla bağlantıları var.
Birçok insan zararlı olduğunu bildikleri halde aşırı şekerli, yağlı ve karbonhidratlı yiyecekleri tüketmekten kendini alıkoyamıyor.
Peki, bunun nedeni ne?
Bu konuda Colorado Üniversitesi'nden Dr. Richard Johnson'ın Obesity dergisinde yayınladığı son makaleyi okumanızı tavsiye ederim.
Johnson'a göre obezitedeki temel sorun; sofra şekeri ve mısır şurubunda bulunan fruktoz.
Fruktoz ayrıca vücutta karbonhidratlardan (özellikle glikozdan) da üretilebiliyor.
Fruktoz metabolize edildiğinde vücuttaki aktif enerjiyi azaltıyor, metabolizmamızın düşük güç moduna geçmesini sağlıyor. Bu da açlığa ve daha fazla gıda alımına neden oluyor. Yağlı gıdalar ise kilo alımına neden olan ana kalori kaynağı oluyor.
Fruktoz öyle bir madde ki, aç değilken bile vücudu sanki açlıkla mücadele eder konuma getiriyor!
O zaman öncelikle fruktozdan mümkün olduğunca uzak duracağız. Bunun için de özellikle mısır şurubunun bulunduğu ürünleri az tüketmeye çalışacağız!
Söylemesi kolay şeker ve mısır şurubunun girmediği besin mi var?
O zaman da paketlenmiş gıda maddelerini yemeyi azaltacağız!
***
NEDEN SUSMASINI İSTİYOR?
'Wolverine' karakteriyle ünlenen Altın Küre ve Tony Ödüllü başarılı oyuncu Hugh Jackman'ın boşanma kararı aldığı eşi Deborra Lee Furness ile sessiz kalması karşılığında 100 milyon dolarlık bir anlaşma imzalamak istediğine haberler çıktı.
Büyük para!
Jackman, eşinin neden susmasını istiyor acaba?
Jackman'la 2015 yılında İstanbul'da yaptığı 'An Evening with Hugh Jackman' adlı gösteri öncesi röportaj yapma fırsatım olmuştu.
İlk izlenimim mütevazı tavırlarıydı. O röportajın arasında ve sahnelediği şovunda da eşine olan büyük aşkından bahsediyordu.
2008'de People dergisi tarafından 'Yaşayan En Seksi Erkek' seçilen Jackman'ın eşinin ne kadar şanslı biri olduğu yorumları yapılıyordu.
Jackman'ın 1995'te bir dizi setinde tanışıp evlendiği Deborra Lee'den 13 yaş küçük olmasına hayret eden hayranları vardı. Ama ünlü aktör, hep eşine olan aşkını anlattı ve onu yüceltti.
Boşanma nedeni belli değildi ama Jackman'ın susması için eşine 100 milyon dolar teklif etmesiyle boşanma nedeni üzerine de dedikodular çıkmaya başladı.
Çifte yakın kaynaklar, Jackman'ın endişesinin hiçbir zaman para olmadığını ama kontrol delisi olduğunu söylüyormuş.
Kontrol delisi olan biri, "Al 100 milyon doları ve sus" derse asıl o zaman dedikoduların çıkacağını düşünmez mi?
Bence çifte yakın kaynaklar yanılıyor!
Umarım ayrılık onlara mutluluk getirir ve Jackman da kariyerinde tekrar yükselişe geçer.
***
3800 YIL ÖNCE BABİL'DE Z KUŞAĞI!
Arkeofili sitesinde yaklaşık 3 bin 800 yıl önce Babil'de bir öğrencinin, kil tablet üzerine annesine yazdığı mektup yayınlandı.
M.Ö. 18. yüzyılda mektubu yazan Iddin-Sin adlı öğrenci, annesinden (Zinû hanım) uzakta yaşıyor ve mektubuna şu iyi dileklerle başlıyor:
"Zinû hanıma söyle: İddin-Sin şu mesajı gönderiyor. Tanrılar Šamaš, Marduk ve Ilabrat benim hatrım için seni sonsuza kadar sağlıklı tutsun."
Ama İddin-Sin, mektubun devamında şikâyetlerde bulunuyor:
"Buradaki gençlerin kıyafetleri yıldan yıla daha iyi hale geliyor, ama sen benim kıyafetlerimin yıldan yıla daha da kötüleşmesine izin veriyorsun.
Gerçekten de kıyafetlerimin daha fakir ve daha kötü olmasında ısrar ettin. Evimizde yünün ekmek gibi tüketildiği bir dönemde bana kötü kıyafetler yaptın."
3800 yıl önce de olsa Z Kuşağı aynı! Annesine onu özlediğini söylemiyor bile, kafayı kıyafetlere takmış diyebilirsiniz.
Hayır, Iddin-Sin asıl derdini mektubun sonunda açıklıyor:
"Babası sadece babamın yardımcısı olan Adad-iddinam'ın oğlunun iki yeni kıyafeti var, sen ise benim için tek bir kıyafet takımını bile sorun ediyorsun. Evlatlık olduğu halde annesi onu seviyor. Oysa sen beni doğurdun, buna rağmen beni sevmiyorsun!"
Evet, bu satırlarda anne ilgisinden yoksun yaşayan bir çocuk var!
3800 yıl önce de olsa insanoğlu hep aynı.
O zamanlar da bile arkadaşlarının arasında iyi imaja sahip olmak, iyi, yeni elbiseler giymek önemli.
Teknolojide ne kadar ilerlesek de düşünce yapımızı ve bakış acımızı değiştiremiyoruz.
İnsanoğlunun özü, genetik yapısı hep aynı!