Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Bergüzar trip mi attı? Haklı mı?

Bergüzar Korel, yoğun bir iş temposu içinde sette yaşadıklarını sosyal medyadan paylaştı.
Ünlü oyuncu bacaklarındaki morlukları ve yorgun halini gösteren fotoğrafların altına şu sitem dolu notu düştü:
"Siz oyuncuların çok eğlenceli bir hayatı var yaaa... Mesela o morluklar tokatlar filan hep rol değil mi?.. Oynarken yanınızda lafları söyleyen biri var değil mi, o kadar sözü aklınızda tutmuyorsunuz."
Ve bu paylaşımdan sonra Korel sosyal medyada linç edildi!
İşte o eleştirilerden bazıları:
"Yapma o zaman oyunculuk, bir de sitem ediyor."
"Çok bıktıysan sana da bir fabrikada mutlu mesut yaşayacağın bir iş buluruz ablam."
"Benim bir yılda kazandığımı belki bir reklam filminde 10 saniye görünerek kazanıyorsun… 3-5 satır replik ezberlemiş pehhh!"
"Yaptığın iş zor ise karşılığını fazlasıyla alıyorsun bu neyin tribi ergen gibi? Ülkenin kaymağını yiyenler de dert yanarsa, sıradan hayat yaşayanlar ölsün o zaman."
"Senden daha fazla morluğu olup asgari ücrete çalışanlar var."



SEÇİLMİŞ İNSANLAR!
Sıra benim yorumumda; anlaşılan ünlü oyuncuya Londra'daki yaşamından sonra sete dönmek zor gelmiş.
Evet, oyunculuk zor. Sadece yetenekli olanlar ya da güzel olup şansı da yaver gidenler bu işi yapıyor.
Aslında Korel'in çok tepki çekmesinin nedeni paylaşımındaki sözlerinin itici olması!
Sanki kendisine madalya takılmasını bekler gibi, çok kazanıyoruz ama biz neler çekiyoruz siz bilmiyorsunuz demeye çalışmış.
Tabii vatandaş da oyuncuya ve paylaşımda kullanılan dile göre de değerlendirme yapıyor. Örneğin aynı fotoğrafları Şener Şen paylaşıp, doğru bir dil kullansaydı övgülere boğulurdu.
Öte yandan oyuncu, sporcu gibi ünlülerin kazandığı paraları, zor şartlarda asgari ücretle çalışılan mesleklerle karşılaştırmak da doğru bir yaklaşım değil.
Elbette alın teriyle çalışılan her meslek kutsaldır. Ama sanat eğitimi almış, kendini geliştirmiş, fırsatları iyi değerlendirmiş ve çok az kişinin yapabildiği bir alanında yeteneği olan sanatçıları, sporcuları biz normal vatandaşlarla aynı kefeye koyamayız.
Örneğin Messi'ye kim "Hak ettiğinden çok kazanıyor" diyebilir. Şov dünyasında para kazanılması için insanların seveceği, ilgi duyacağı yıldızların üretilmesi gerekiyor. Bu yıldız Korel olmasa başka biri olacaktı!
Özetle bu hayatta bazıları şanslı. Bazıları da çok çalışıp ya da doğuştan yetenekli olup şansını kendi yaratıp 'seçilmiş insanlar' kategorisine giriyorlar.

***


DORTMUND EFSANE OLABİLİRDİ!
Twitter'da Sports Digitale hesabından paylaşıldı bu görsel.
Almanya'nın köklü kulübü Borussia Dortmund, Reus ve kaleci Kobel hariç diğer dokuz yıldızı satmasaydı böyle efsane bir kadroya sahip olabilirmiş. M.United'da transfer olana Jadon Sancho da bu kadroda yer alabilirdi.



Hem Almanya'da hem de Avrupa'da kazanmadık kupa bırakmazlardı.
Yıldız futbolcu yetiştirip büyük paralara satmak kulüpler için önemli bir gelir kaynağı. Ama şampiyon olmak için bazı yıldızları elinde tutmayı bileceksin!

***


BU DA SALÇA SKANDALI
Konya'da faaliyet gösterdiği iddia edilen bir salça üretim tesisinde çekilen görüntüler sosyal medyada gündem oldu.
Görüntülerde kamyonda hiçbir hijyen önlemi alınmadan işçiler ayakkabılarıyla bastıkları domatesleri kürekle boşaltıyor.
Bir eleman püre olmuş domatesleri kürekle karıştırıyor.



O püreye hemen orada yumurta kırsalar Hindistan'ın ultra hijyenik (!) sokak lezzetlerine rakip çıkardı!
Tesisin görüntüsü ise işler acısı, pislik içinde.
Keşke videonun ne zaman ve nerede çekildiği bilgisi de paylaşılsaydı, biz de hangi firma olduğunu bilseydik.
Organik köy yapımı salça diye kandırılmayalım! Peki, bu tesis neden denetlenmedi? Süt kazanında yıkananlar, biber turşularını ayaklarıyla ezenler, zeytin kutularına çıplak girenler vs. gıda teröristlerini genelde kendileri paylaştıkları videolardan yakalıyoruz! Kim bilir sosyal medyaya düşmeyen sağlık kurallarının ihlal edildiği ne kadar çok olay vardır. Demek ki, denetimler yetersiz! Ya da denetleyici sayısı yeterli değil!

***


KAHVECİLERİN FESTİVALİ
Kıraathanelerin yerini kahve dükkânları aldı. Ünlü kahve zincirlerinin hemen hepsi ülkemizde şube açtı. Bir de butik işletmeler var.
Ben 'Flat White' kahveyi tercih ediyorum. Tabii köpüklü sade Türk kahvesinin yerini hiçbiri tutamaz.
Ülkemizde kahveye ilgi o kadar yoğun ki, festivali de yapılıyor. İstanbul Kahve Festivali önceki gün başladı ve yarın sona eriyor.
Bu yıl da festivalin sponsoru olan Türk Telekom Prime'dan Pazarlama ve Müşteri Deneyimi Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Özden ile bir grup gazeteci bir araya gelip festivali konuştuk.



Festival alanın Küçük Çiftlik Park'tan Tersane İstanbul'a taşınması iyi olmuş. Artık festival rahat ve daha geniş bir alanda düzenleniyor.
Özden, festivalde müşterilerine bu yıl da yüzde 50 indirimli bilet satış ve özel kapıdan giriş ayrıcalığı sağladıklarını, özel lounge alanında ise sürpriz hediyeler ve ikramlar sunduklarını söyledi.
Özden, şirketiyle ilgili önemli bir araştırma bilgisi de paylaştı.
81 ilde yürüttükleri fiber altyapı çalışmalarının sabit internetteki müşteri memnuniyetini artırdığını belirten Özden, "Bağımsız araştırma şirketi İpsos'un araştırmasına göre, 2023'ün 2. çeyreğinde müşteri deneyimi memnuniyet performansımız son üç yılın en yüksek seviyesine ulaştı. En fazla memnuniyet artışı ise 70,5 performans ile fiber müşterilerimizde görüldü" bilgisini verdi.
Festivalde kahveseverleri birbirinden farklı kahveleri tatma fırsatının yanı sıra müziğe doyduklarını da söyleyebiliriz.
Katılımcılar, perşembe Köfn, Bonomo, dün İkilem ve Kolpa'yı izlediler. Bugün Gökcan Sanlıman ve Göksel, yarın ise İkiye On Kala ve Jabbar sahne alacak. Gerçekten güzel bir kadro.
Kahveye ilgi duyuyorsanız bu festival tam sizlik diyebiliriz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA