CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine karşı isyan bayrağı açan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yakın yayınlar yaptığı gerekçesiyle Halk TV ile olan sözleşmesini feshetmeseydi muhalif ve fondaş medyanın para desteği aldığı konuşulmayacaktı!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, para karşılığı haber yaptırdıklarını söylüyor, "Başka kanallarda da sözleşme yaptık ama detay açıklayamam" sözleri ise para akışının büyük olduğunu gösteriyor.
Örneğin bir programında "Para alan kişiler gazeteciyse, ben o meslekten değilim" diyen Medyascope'un kurucusu Ruşen Çakır, şimdi "Neyi, nerede harcadılar açıkçası bilmiyorum. Biz Medyascope olarak herhalde CHP reklam bütçesinden bu 360 milyon TL'nin milyonda birini demeyeceğim ama bayağı azını aldık" dedi.
Medyanın içinde olanlar, muhalif ve fondaş medyanın nasıl desteklendiğini biliyordu.
Hep yazdık; dünyada tarafsız medya diye bir şey yoktur! Her medya kuruluşu bir siyasi düşüncenin, patronunun, iktidarın ya da muhalefetin tarafıdır.
Örneğin medya imparatoru Rupert Murdoch, Türkiye'de FOX TV aracılığıyla muhalefeti desteklerken ABD'deki Fox News kanalı sağcı yayın çizgisiyle Cumhuriyetçi Parti'ye yakın yayın yapar!
Kazanması imkansız gözüyle bakılan Donald Trump'ın bile Başkan olmasında Fox News'ün payı büyüktür!
SUCCESSION'I İZLEYİN!
Yurtdışında medya işlerinin nasıl döndüğünü, medyanın nasıl pisliklere bulaştığını bol ödüllü 'Succession' dizisinde izleyebilirler!
Bazen medya büyük günahlara, suçlara da imza atar! Örneğin İngiliz medyası milyonlarca insanın ölmesine ve göç etmesine neden olan "Irak'ta kimyasal silah var" yalanına destek vermişti!
ABD ve AB destekli fondaş medyalar, birçok ülkede askeri darbelere ve kargaşalara zemin hazırlamıştır. Medyanın günahları saymakla bitmez.
İşte bu yüzden kendi ülkesinin çıkarlarını koruyan ana akım medya güçlü olmalı diyoruz!
Asıl tartışılması gereken CHP yöneticilerin muhalif ve fondaş medyaya para aktardığını itiraf etmesine rağmen bunun yeterince konuşulmuyor oluşu.
Sosyal medyada gece gündüz 'yandaş medya' diye gazetecileri yaftalayan, linç ettiren, itibar suikastlarına zemin hazırlayan sosyal medya fenomenleri, sözde muhalif gazeteciler, AB fonlarından keselerini dolduran fondaş medyacılar şimdi suspus!
Hiç konuşmuyorlar, bu olayın kapanmasını ve Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu savaşının sonuçlanmasını bekliyorlar.
Çoğu mevzi değiştirmek için tetikte bekliyor! Ama sorsanız bağımsız, tarafsız gazeteciler!
***
FİŞ İSTEYİN!
Furkan Gurbetoğlu isimli bir vatandaş, İstanbul'da gittiği bir dönerciyi örnek göstererek bazı esnaf lokantalarında fiş kesilirken yiyeceklerin içecek vergisi dahilinde gösterildiğini ve KDV'nin yüzde 1 kesildiğini fişiyle kanıt göstererek Twitter'dan paylaştı.
Bu tweet viral olunca Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bu ve benzeri olayları ilgili birimlerin takip edeceğini açıkladı.
Umarım takip ederler. Çünkü birçok esnaf, kredi kartıyla alışveriş yapmadıysanız fiş bile kesmiyor! Taksicisinden kuyumcusuna birçok meslekte fiş, fatura kesmeyenlerin sayısı çok.
Ama alınan ürün ve hizmetin karşılığından KDV'yi peşinen uyguluyorlar. KDV geliri devlete değil işletmeci ya da meslek sahibinin cebine gidiyor.
Türkiye'de kayıt dışı ekonomi sanıldığından da büyük boyutta! Vergi vermemek için her türlü oyuna başvuran birçok kişi var! Vergi kayıpları ÖTV ile karşılanmaya çalışılınca bu işten yine en zararlı vergisini kuruşu kuruşuna ödeyen bordolu çalışanlar oluyor.
Hakkıyla vergi toplansa ekonomideki birçok sorun çözülebilir.
***
DOĞUŞTAN PROVOKATÖR!
Bir sokak röportajında kendini Suriyeli olarak tanıtıp "Asgari ücret kazananlar ölsün. Asgari ücrete kendilerini mahkum etmişler. Ben 20 bin TL kazanıyorum. Biraz gözlerini açsalar çok çeşitli işler var" diyen kişinin sözleri önce medyada gündem olmuştu.
Bu sözler göçmenlere olan öfkeyi artırmıştı. Muhalifler bu sokak röportajı üzerinden hükümete yüklenmişti.
Sokak röportajında o meşhur konuşmayı yapan kişi hırsız çıktı iyi mi?
Küçükçekmece'de bir şantiyede konteynerde kalan işçilerin eşyalarını çalarken yakalandı.
Ve şahısın Suriyeli değil, Abdülkadir K., adlı bir Türk vatandaşı olduğu ortaya çıktı. Ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Ancak bu adam sadece hırsız değil, doğuştan provokatör!
İstihbarat örgütleri belirli güç odaklarının ya da çalıştıkları devletlerin yararına, yabancı ülkelerde algı yürütmek için ajanları vasıtasıyla provokatörleri kullanırlar. Sosyal medyadaki trol ordularına fon verirler vs.
Bazen bir sokak röportajı sosyal medyada viral olunca memleket meselesi olabiliyor.
Ancak şantiyede işçilerin eşyalarını çalan bir adamdan ne ajan ne de profesyonel provokatör olur.
Abdülkadir K. hem asgari ücretlileri aşağıladı hem kendini Suriyeli gibi tanıtıp medyada göçmen nefretini körükledi hem de trollere iktidar karşıtı malzeme sundu!
Peki, bunu neden yaptı? Kim bu adam? Amacı ne? Gıcıklık olsun diye mi milyonlarca kez tıklanan o meşhur konuşmayı yaptı?
Algı yönetiminde doğuştan yetenekli, belki kumaşında ajanlık var ama adi bir hırsız!
Abdülkadir K. incelenmesi gereken bir psikiyatri vakası olabilir. Öte yandan bu kadar günah ve suç işleyip serbest kalması hiç adil değil!
***
VİDEO PAYLAŞMAYANLAR NE OLACAK?
Manisa'da zeytin çiftliğinde çalışan bir işçi, zeytinlerin saklandığı su dolu tanka çıplak girerek sepetleme yapmıştı. Ve o anlarını sosyal medya hesabından paylaşınca viral olmuştu.
Görüntüler tepki çekince işletmeye ceza kesildi ve şahıs gözaltına alındı. Daha önce biber turşularını ayaklarıyla ezen, süt kazanında yıkanan kişiler de sosyal medyaya düşünce yakalanmıştı. Hijyen kurallarına uymayan başka çalışanlar ve işletmeler yok mu? Var ama henüz video paylaşmadıkları için onları bilmiyoruz! Gıda üretimi ve yeme içme sektörlerinde daha sıkı denetimlere ihtiyaç var!
***
Altyazı
"Uzunca süre maske takarsan, altındaki kişiliği de unutursun." (V for Vendetta)
