Televizyon dünyasının Oscar'ları olarak kabul edilen 75. Emmy Ödülleri için adaylar belli oldu.
Bu yıl en çok adaylık alan yapımlar arasında yer alan 'Succession' dizisi, 27 dalda aday olarak Emmy Ödülleri tarihine geçti.
'Succession' son dönemde izlediğim en sıra dışı en kaliteli dizilerden biri. Parayı bulduk diziyi uzatalım demediler ve dört sezonda bitirdiler.
Dizi genel olarak bir medya imparatorluğu olan Roy ailesinin çocukları arasında geçen koltuk kavgasını anlatıyor.
'Succession'ı özel kılan dizideki hiçbir karakteri sevmemeniz. Neredeyse her karakter belli ölçülerde bencil, patavatsız ve zalimce hırslara sahip. Tam bir karaktere ısınıyorken, seviyorken bir bölüm sonra o karakterden nefret edebiliyorsunuz!
'Succession'ı özel kılan bir diğer özellik ise ultra zenginlerin nasıl yaşadığını ince detaylarla anlatması. Bizim yerli dizilerdeki gibi lüks araçlar, konak görüntüleri gibi klişelerle anlatılmıyor bu zenginlik.
Sonradan görmeleri bir tarafa bırakırsak sadece aşırı zenginlerin anlayabileceği detaylar ekrana taşınıyor.
Batı'da 'Quiet luxury' (sessiz lüks) kavramı trend oldu. Dizide karakterlerin giydiği sıradan gibi gözüken, logosu olmayan bir tişört, pantolon ya da ayakkabının değerini sadece elit zenginler anlayabiliyor!
Çünkü elit zenginler arasında logolu lüks marka giyinmek gülünç bir durum.
MİNİMAL VE SADE
Günümüzde bir zenginin elit zengini olduğunu anlamak zor. Örneğin Mark Zuckerberg gibi teknoloji milyarderleri hiçbir özelliği yok gibi görünen aslında 300-400 dolarlık tişört giyiyorlar. Popüler olmasalar dışarıda onları tanımayabilirsiniz.
Örneğin dizide Roman Roy karakteri genelde ceket giymiyor. Soğuk havalarda bile mont kullanmıyor. Her yere helikopter ya da özel aracıyla gittiği için hava koşullarından etkilenmiyor. Değil çanta, cüzdan bile taşımıyor! Uzaya fırlattığı uydunun düşmesini ise komik video gibi izliyor vs.
'Succession' kadınları da logosuz kıyafetleri tercih ediyorlar. Abartıdan uzak, minimal, sade makyaj yapıyorlar.
Uzun tırnak yerine, kısa kesilmiş tırnaklara 'nude' oje sürüyorlar. Saçlar da genelde düz fönlü ya da mikro topuzlu oluyor.
Zenginin malı züğürdün çenesini yorar derler. Şimdi 'malı' görmüyorsunuz, çok zenginlerin lüksü sessiz yaşaması trend!
***
YURTLARIN TATİLDE GENÇLERE AÇILMASI
Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın (GSB), gençlerin bakanlık yurtlarında ücretsiz konaklamasına imkân sağlayan 'Seyahatsever' projesi kapsamında İzmir-Çeşme'ye gelen gençler, denize sıfır konumdaki yurtta tatil yapma imkânı buluyor.
10 Temmuz'da başlayan ve 27 Ağustos'ta sona erecek projeyle, Türkiye'nin dört bir yanından Çeşme'ye gelenler, tatilin tadını çıkarıyor.
Mantıklı ve faydalı bir uygulama başlattıkları için GSB'yi kutluyorum.
Ülkemizde tatil yapmak zorlaştı. Otel fiyatları yanına yaklaşılacak gibi değil!
Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun 81 ilde, 162 ilçede ve 2 de KKTC'de olmak üzere toplam 552 yurdu bulunuyor. Toplam kapasitesi 385 bin 235 olan bu yurtların çoğu yaz aylarında boş kalıyor.
'Seyahatsever' projesi genişletilmeli. Sadece denize kıyı illerde değil ülke çapında yurtlar gençlerin ücretsiz ya da düşük ücretli kullanımına açılmalı.
Tatili sadece deniz ve kum konseptinde düşünmemek lazım. Karadeniz'de yaylalara çıkmak, Anadolu'nun tarihi yerlerini görmek isteyen gençler de var.
Özel yurtlar ve devlet kurumlarının misafirhaneleri de 'Seyahatsever' projesine dahil edilebilir. Şu anda birçok yurtta depremzedeler kalıyor. Deprem konutları bittikçe 'Seyahatsever' projesi de genişletilebilir.
Böylece gençlerimiz ülkelerini gezip, tanıyarak vizyonlarını da geliştirirler.
***
TİPİNİ BEĞENMEDİM!
Müşteri: Taksi boş değil mi?
Şoför: Yo bak telefonda yolcu.
Müşteri: Hep telefonda yolcu!
Şoför: Nereye gideceksin diye daha sormadım ki?
Müşteri: Sen sormayacaksın ki. Sen boş taksisin ben de müşteriyim.
Şoför: Tipini beğenmedim belki!
Müşteri: Sen kendi tipine bak at hırsızı!
Müşterinin çektiği bu video gündem oldu. Buna benzer diyalogları her gün bazılarımız yaşıyor. Bu diyalogda hem müşterinin hem de şoförün tutumu yanlış. Ama onları bu tarz konuşmaya, tartışmaya, hatta kavga etmelerine neden olan mevcut taksi sistemi!
İstanbul'daki taksi sayısı az. Talep de çok olunca müşteriye "Tipini beğenmedim" diyen taksiciler çıkabiliyor.
Elbette işini iyi yapan birçok taksici var ama hep kötü örnekler gündem oluyor.
Taksiciler hem plaka kirasını hem de kendi parasını çıkarmak için yoğun trafikte çalışırken bazen zıvanadan çıkıyor!
Ve hep müşteri ile taksi şoförü karşı karşıya geliyor.
Taksi plakası tekeli kalkmadığı sürece bu sorunları yaşamaya devam ederiz!
***
ÇOCUK YAPANA ARSA!
Rusya Liberal Demokrat Partisi, Duma'ya, 10 yıldan fazla süredir resmi olarak evli olan ve çocuk sahibi olan vatandaşlara bireysel konut inşaatı için ücretsiz arsa verilmesini teklif etti.
Rusya'nın nüfusu 143 milyon ama onlarda da doğum oranı düştüğü için demografik krizle mücadele etmeye çalışıyorlar. Aile ve çocuk yapmayı teşvik için her geçen gün yeni tedbirler ve destek önerileri gündeme getiriliyor.
Türkiye'de de hem bireysel yaşamın öne çıkması hem de aile kurmanın ekonomik açıdan zorlaşması evlilik ve doğum oranlarını düşürüyor.
Nüfusumuz hızla yaşlanıyor. Göçmenlerdeki yüksek doğum oranı ise gelecekte demografik yapıyı değiştirebilir.
Oysa sistemin devamı, toplumun refahı için genç nüfusa sahip olmak büyük avantaj.
Türkiye'de yeni evlenenler için sosyal yardımlar var ama yeterli değil.
Çocuk yapana ciddi anlamda destek olacak projeler hayata geçirilmeli.
***
Altyazı
"Hepimiz birer boş eviz, ta ki birisi kilidimizi kırıncaya dek..." (Bin Jip)