Fransa'da 17 yaşındaki siyahi bir gencin polis kurşunuyla öldürülmesiyle başlayan ırkçılık karşıtı gösteriler devlet otoritesini sarsacak boyutlara ulaştı.
Aşırı sağcıların da sokaklara inip eylemcileri dövmesiyle büyüyen olaylar, 'iç savaşı' andırmaya başladı.
Bir dönem dış politikasını Türkiye karşıtlığı üzerine inşa eden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'nun düştüğü çaresizlik elbette ibret verici.
Sosyal medyada bu durumdan keyif alanları görüyorum. "Oh iyi oldu Fransa'ya" diyenler bile var. Hadi orası sosyal medya, ağzı olan konuşuyor!
Ancak bazı gazete ve internet sitelerinde de Fransa'da yaşanan olaylardan ve Macron'nun çaresizliğinden keyif alan yazılar, haberler, sayfa tasarımları görüyorum.
Peki, Macron düşerse, bu Türkiye'nin ve İslam toplumunun faydasına mı olur?
DİREN MACRON!
Protestolar, ırkçı Ulusal Birlik Partisi'ne yarıyor!
Avrupa'nın en güçlü ikinci ülkesi Fransa'nın başına ırkçı, aşırı sağcı lider Marine Le Pen geçse, iyi mi olur?
Le Pen son seçimlerde oy oranını yüzde 41,55'e çıkardı. Irkçı, İslamofobik bir parti, Fransa'da seçimleri kazanmaya yaklaştı!
Le Pen başa geçerse Fransa'da göçmenler ve Müslümanlar kaybeder! La Pen'in dış politikalarından Türkiye de zarar görür!
Bu yüzden kötünün iyisi Macron için "Diren Macron" diyorum.
***
YALNIZLIK SİGARA KADAR ZARARLI!
Harbin Tıp Üniversitesi'nin yalnızlıkla ilgili son 20 yıldır 20 ülkede yapılan çalışmaların derlendiği araştırmaya göre yalnızlığın erken ölüm riskini yaklaşık yüzde 14 artırdığı ortaya çıktı. 2 milyonu aşkın insanın incelendiği ciddiye alınması gereken çok kapsamlı bir araştırma bu!
Yalnızlığın bir üst kademesi olan sosyal izolasyon ise erken ölüm riskini yüzde 32; kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm oranını yüzde 34, kansere bağlı ölüm riskini ise yüzde 24 oranında artırıyor.
Artık çoğumuzun en yakın arkadaşı cep telefonları. Takip ettiğimiz bir dizinin yeni bölümü, Instagram'da ne olup bittiği bir arkadaş buluşmasını erteleyecek kadar önemli!
Teknoloji insanları daha bireysel, yalnız yaşama yöneltiyor.
Uzmanlar ise yalnızlık ve sosyal izolasyonun alkol, sigara ve obezite kadar zararlı olduğu görüşünde.
İnsan sosyal bir varlık, sosyalleşmeyi ertelemek yalnızlığı artırıyor.
Yüz yüze sohbetlerin ve dostların kıymetini bilin!
***
SORUN DOYMAK BİLMEYEN ŞİRKETLERDE!
Belli çevreler çalışanların maaşlarına her zam yapıldığında "Şimdi enflasyon da aratacak" diyorlar.
Evet, çalışanın ücreti artıkça işveren de ürününe zam yapar. Bu serbest piyasa ekonomisinin en basit kuralı.
Öte yandan birçok ülkede faizlerin artırılması ve işten çıkarmalara rağmen enflasyon düşürülemiyor.
Normalde insanların alım gücü düştüğünde, talep azalınca fiyatlar da düşer ama artık talebin azaldığı ürünlerde bile fiyatlar hızla artıyor.
Ekonomideki bu kısır döngü yüzünden güçlü ülkelerde bile enflasyona çözüm bulanamıyor.
IMF'nin son raporunda Avrupa'daki enflasyonu en çok artıran etkenlerin başında son iki yıldır şirket kârları geldiğini açıkladı.
Yani şirketler fiyatlarına enflasyon, enerji vs. maliyet giderlerinden kat kat daha fazla zam yapıyor.
İMF yetkilileri enflasyona işçi maliyetlerinin etkisinin yüzde 25, şirket kârlarının ise yüzde 45 olduğunu ve bu yüzden şirketlerin daha düşük kâr oranlarını kabul etmeleri gerektiğini açıkladılar.
Türkiye'de de durum aynı.
Seçimden önce zincir marketler başta olmak üzere şirketlerin olması gerekenden kat kat fazla zam yaptığını yazınca ekonomiden anlamadığımızı söyleyenler oluyordu. Benim öyle bir iddiam da yok.
Ancak bizi eleştirenlerin her zaman referans gösterdiği IMF de sorunun doymak bilmeyen şirketlerden kaynaklandığını söylüyor.
Ülkemizde de şirketler daha düşük kar oranlarını kabul etmeli.
***
TUNCAY KURTULUŞ RÖPORTAJLARI...
Ülkemizde kadın futbolunda da büyük bir çekişme yaşanıyor. Örneğin Kadınlar Süper Ligi'nin son şampiyonu bir Ankara takımı FOMGET oldu.
Sabah Spor'un deneyimli kalemi Tuncay Kurtuluş bu başarının öyküsünü konu alan keyifli bir röportaja imza atmış.
FOMGET'in Ankaragücü ve Gençlerbirliği gibi erkek futbol takımlarının yapamadığını yapıp, Ankara'ya Türkiye şampiyonluğu kupasını getirmiş.
Takımın deneyimli futbolcusu Fatoş Yıldırım Trabzon'da bir dönem hem pide salonunda çalışıp hem de futbol oynuyormuş.
FOMGET'in başarısında Rusya-Ukrayna savaşından kaçan Yuliia Shevchuk, Luibov Shmatko, Daria Apanashcenko, Olga Ovdiychuk ve Yana Derkach gibi futbolcuların da katkısı büyük.
Savaştan kaçıp Türkiye'de şampiyon olmak! Hayat ne garip değil mi?
Kadın futbolu, savaş, göçmenlik, pidecilikten şampiyonluğa uzanan bir başarı öyküsü vs. yarım sayfa röportajda yok yok.
Kurtuluş'un futbol dışında yaptığı röportajlar hep böyle ilginç insan ve başarı öyküleriyle dolu.
Fenerbahçe'nin rekor kırma canavarı milli yüzücü Emre Sakçı, son dört senenin en çok yarış kazanan jokeyi Gökhan Kocakaya ilk aklıma gelen röportajlar.
Kurtuluş'u keyifle takip ediyorum.
***
YENİ OFSAYT KURALI
FIFA'nın yeni ofsayt kuralına göre artık sadece diz veya omuz öndeyse ofsayt olmayacak.
Futbolcunun tüm vücudu defansın önündeyse ofsayt kararı verilecek.
Yeni kural öncelikle İsveç ve İtalya'da uygulanacak.
Bence bu kuralı denemeye bile gerek yok, hemen tüm dünyada uygulanmalı.
Yok omzu, yok ayağının ucu önde miydi değil miydi diye uzun uzun tartışılıyordu. Bazen VAR'da bile tartışmalı kararlar alınıyordu.
Yeni kuralla birlikte hem hakem hatası azalacak hem de daha çok gol göreceğiz.