Bir zamanlar "Cumhurbaşkanı naber 'Tontişim' diye seviyor beni" diyerek övünen Şahan Gökbakar, uzunca bir süredir sosyal medya muhalifliği yapıyor.
Marmaris'te halkın denize girmesini engelleyecek şekilde kapattığı koydaki evini, yanmaktan Deniz Kuvvetleri'ne bağlı gemiler kurtarınca muhaliflikten vazgeçer gibi olmuştu.
Seçim döneminde yine iktidarı hedef alan açıklamalar yapıyor. Son günlerde sanki kanaat önderi gibi Kemal Kılıçdaroğlu'na 'Sen' diye hitap edip akıl veriyor. Bu saygısızca tavrını eleştirenlere de küfürler ediyor.
Elbette her vatandaş gibi Şahan da fikirlerini açıklamakta özgür. Sinema yasasını çıkarana kadar iktidar yanlısı olup sonradan muhalif saflara da geçebilir. Bu onun vatandaş olarak en doğal hakkı.
Ancak bu keskin dönüşlerin de bir adabı, etiği olmalı. Şahan'daki 'her şeyi ben bilirim' tavrı ve aynı fikirde olmadığı insanlarla dalga geçmesi muhalif cephede bile tepki görmeye başladı.
Ve geçtiğimiz günlerden 'Recep İvedik 3' filminde rol alan Mehmet Önder, Şahan'ın tavırlarından rahatsız olmuş olsa gerek şu tweet'i paylaştı:
"Bak Şahan, seninle aynı filmde oynadık, kardeşin yönetmendi, senin dışında kimse parasını alamadı, bilmiyorsun zannedip sana söyledim meğer emekçilerin hakkını sen ve kardeşin yiyormuşsunuz, burada namuslu vatansever pozu kesme, senin ne olduğunu anlatsam insan içine çıkamazsın."
ENGELLEDİ!
Bu paylaşımının ardından daha önce Şahan'la sorun yaşadığını ileri süren birçok kişi Önder'e mesajlar atmış. Önder de bazı mesajları yayınlayarak şu paylaşımda bulundu: "Şahanzedeler ve Şahansavarlar yazıyor dünden bu yana, tebrik ve teşekkür ediyorlar, insanlar bıkmış Şahan ve namuslu vatansever pozu kesen diğerlerinden, anladığım kadarıyla bu ülkede önce bu balonları patlatmak gerekiyor." Önder'e gelen şikayetlerden Marmaris'te Şahan'ın komşusunun söyledikleri dikkatimi çekti.
Yangında villası yanan komşu, evini tekrar yapmak isteyince Şahan villasının manzarası kapanmasın diye "Hayır, yapamazsınız, sizi sosyal medyaya şikayet eder, linç ettiririm" diye tehditte bulunmuş.
Şahan bu iddialara cevap vermeyince Önder "Bir yanlışlık varsa düzelt, iftira ise dava et ama kaçma, mert ol" diye tweet paylaştı. Şahan yine oralı bile olmadı.
Elbette bunlar birer iddia, kanıtlanması gerekir. Bu bahsi geçen olaylara tarafsız biri olarak iddiaları paylaşıyorum.
"Ateş olmayan yerden duman çıkmaz" derler. Ateş yoksa Şahan konuşmalı. Normalde böyle sert ithamlara karşı cevaplarınız olmalı.
Ama Şahan, Önder'i susturmayı tercih ederek onu Twitter'dan engelledi.
Şimdi top herkese yargı dağıtan, en dürüst, en muhalif Şahan Gökbakar'da!
Şahan Bey, evi yanan komşunuzu tehdit ettiniz mi? Filmleriniz gişe rekorları kırarken sinema emekçilerinin emeğini sömürdünüz mü?
***
NORMALDE EMEKLİ OLMALIYDI!
Millet İttifakı'ndan birçok siyasetçi seçim stratejilerine yönelik eleştirileri "Bizi önde gösteriyorlardı. Anketlere göre hareket ettik" diyerek savuşturmaya çalışıyor.
Seçim öncesi birçok sanatçı ve gazeteci de anketlere güvenerek "Bu sefer gidiyorlar" diye düşünerek açıkça Millet İttifakı'nı desteklediler.
Anket sonuçları üzerinden Ahmet Hakan, Yılmaz Özdil gibi Altılı Masa stratejisini, Kılıçdaroğlu'nun adaylığını sorgulayan, eleştiren gazeteciler linç edildiler, bazıları kovuldu.
Anketlere referans alınarak Muharrem İnce sosyal medyada hunharca linç edilerek, adaylıktan vazgeçirildi.
Örneğin dün Ahmet Hakan, "Birinci turdan önce söylediklerinin hiçbiri doğru çıkmamış, bütün analizleri yatmış, tüm tahminleri çökmüş. Fakat en küçük bir özeleştiri bile yok. Özeleştiri olmadığı gibi, sanki "bilge kral" gibi çıkmış, hâlâ analiz kasmaya, tahmin yapmaya devam ediyor" diye Bekir Ağırdır'ı eleştirdi.
Gerçekten de muhalefet cephesinin en güvendiği anketçi Ağırdır'dan tek bir özeleştiri gelmedi. Hep o haklı!
Peki, muhalif haber kaynaklarının, televizyonlarının hala Ağırdır'ın tutmayan öngörülerini öne çıkarmalarına ne demeli?
Normalde Ağırdır, Avrupa ya da ABD'de olsa çoktan emekliliğe ayrılması gerekiyordu.
Muhalif cephedeki bu akıl tutulmasına dair mantıklı bir yanıt bulamıyorum. Üst üste bu kadar çok hata nasıl yapılır?
***
HAKARET ET, SONRA OY BEKLE!
"Gideceğim tekrar oyumu severek, isteyerek Erdoğan'a vereceğim diyor. İşte ben buna kör cahil diyorum. Bu insanı aydınlatamazsınız."
Bu açıklama SÖZCÜ TV'de Ana Haber Bülteni'ni sunan deneyimli haberci Fatih Portakal'a ait.
Aslında bu sözler, 14 Mayıs'tan beri Millet İttifakı'na oy veren seçmenlere yönelik söylenen hakaretlerin kibar bir örneği.
Ne hakaretler edildi. Deprem bölgesine gönderdiği bağışlar için "Haram zıkkım olsun", "Beter olun" diyenler bile oldu.
Ama ilk turda Kemal Kılıçdaroğlu kazansaydı aynı halk eğitimli ve sağduyulu olacaktı!
"Halk tepkisini koydu" denecekti.
İnsanların verdikleri oya göre cahil ya da nankör olarak değerlendirildiği başka bir ülke var mı?
Hem de bunu iktidara gelmek için yıllarca uğraşan muhalifler yapıyor.
Hadi hakaretler dışında normal vatandaşın tepkisini bir noktaya kadar anlıyorum.
Sonuçta kesin gözüyle bakıyorlardı yine Kılıçdaroğlu'nun hataları yüzünden kaybettikleri için büyük hayal kırıklığı yaşadılar.
Kılıçdaroğlu da depremzedelere hakaretler edenlerin yanlış yaptıklarını söyledi. Ama Kılıçdaroğlu'nun çevresinden ve muhalif medyadan birçok gazeteci hala rakip seçmeni aşağılamaya doyamıyor. CHP'ye en çok zararı da onlar veriyor!
Portakal gibi deneyimli habercilerin halkı kör cahil diye aşağılaması trajikomik bir durum.
Muhalif cephede "Durun ne yapıyorsunuz? Sandığa yine hakaret ettiğiniz halk gidecek. Onlar sizi seçerse kazanacaksınız!" diye uyaranların sayısı da az!
Tenceresi boş olan, vatandaşının guruyla oynarsanız size neden oy versin? İnsanlar gururu için yaşar!
21 yıldır öğrenemediler!
***
Altyazı
"Olayı nereye çekerseniz çekin, önyargı gerçeği hep saklar" (12 Öfkeli Adam)