Olası büyük deprem senaryolarında İstanbul'a odaklanıyorduk ama deprem Güneydoğu illerimizi vurdu!
Dün Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 büyüklüğünde depremin şiddeti, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'ı da sarstı.
10 kente bağlı ilçelerde ve köylerde de büyük hasar var. Ölü ve yaralı sayısı artarak devam ediyor.
7,7 büyük bir deprem! Hem kara kışta hem de herkesin uykuda olduğu sabah saat 04.17'de meydana geldi!
YENİLER NİYE YIKILDI?
Bu depremi yine aylarca konuşacağız ama şimdi birlik olma ve yardımlaşma zamanı. Göçen binaların altında yaşam savaşı veren insanlarımıza ulaşmak için devletimizin tüm kurumları ve halkımız büyük bir kurtarma mücadelesi veriyor.
Depremde yeni yapılmasına rağmen yıkılan rezidans ve lüks binalar da var!
"Evim 99'dan sonra yapıldı, deprem yönetmeliğine uygun" sözünün bazı yeni binalar için yalan olduğunu yine görmüş olduk.
Depremleri yıllardır konuşuyoruz. Yeni bir bina yapılırken yapılması gerekenler biliniyor.
Zemin etüdü var, statik proje, deprem yönetmeliği var. Hangi kalitede malzemenin kullanılacağı belli. Teknoloji çok gelişti ama bizde yeni binalar da yıkılıyor!
Depremin gerçekleştiği bölgelerde 4-5 milyon TL'ye satılan, yüksek kiralar ödenen dairelerin olduğu bazı yeni binalar çöktü.
Yeni binaların yıkılma nedenleri belli; malzemeden çalıyorlar, rüşvetle yapı ruhsatı alıyorlar ve büyük kar oranlarıyla bu daireleri satıyorlar.
Sonra bir büyük depremde insanlar bir ömür boyunca para biriktirerek aldıkları evlerin altında hayata veda ediyorlar. Yok, böyle bir trajedi!
Belli sermayesi olan, canı isteyen herkes müteahhit olabiliyor. Müteahhit olmak bu kadar kolay olmamalı!
Türkiye, kasırga ve büyük fırtınaların yaşandığı bir ülke değil. Hafif malzemeden, müstakil ev yapmaya çok uygun bir coğrafyada yaşıyoruz.
Ama insanları onlarca daireye sığdıran yüksek binalar daha çok kar getiriyor. Beton daha çok kazandırıyor!
Yine aynı konuları tartışıyoruz ama bazıları yine malzemeden çalmaya, çürük binalar yapmaya devam ediyor.
Şimdi bu yeni binalara kimler ruhsat verdiyse, kimler bu binaların yapımından sorumluysa hesap vermeli!
Deprem öldürmez, binalar öldürür! Bu sözü hep söylüyoruz ve bu sözün ne anlama geldiğini şimdi yine gördük. Umarım bu sefer gerekli dersleri alırız.
***
MİNİMALİST NAZAN!
Nazan Öncel şu tweet'i paylaştı:
"7 senedir kendime hiçbir şey almıyorum, aksine diş fırçası dahil kişisel eşyamı 110 parçaya indirdim. Hafifledikçe rahatladım. Sırada evi 2+1'e indirmek var. Yolun sonunda iki metre yerde yatıyoruz. 'Ölüm var unutma' diyorum kendime. Ben de geç uyananlardanım."
Ünlü şarkıcı hayat tarzını değiştirmeye 2011'de annesini kaybedince karar vermiş.
15 yıldır aynı arabayı kullandığını ve konserden konsere bir fistan dikip giyindiğini söylüyor.
Öncel'in bu yaptığına minimalist yaşam diyorlar.
Minimalizm 1960'lara uzanan, sanatta sadelik ve nesnelliği öne çıkaran bir akım.
PANDEMİYLE TREND OLDU
Minimalist yaşam için ise sadeliği günlük hayata uydurmak; fazlalıklardan, işlevi olmayan nesne ve varlıklardan kurtulmak diyebiliriz.
Bu yaşam tarzını, sürekli tüketim anlayışına başkaldırı olarak da görebiliriz. Giyimden barınmaya, yiyecekten eğlenmeye kadar geniş bir yelpazede lüksten ve fazla tüketmekten kaçınanlar doğaya daha az zarar vermiş oluyorlar.
Özelikle pandemi ve enerji krizinden sonra minimalizm trend oldu. Çünkü ne kadar az tüketirsek o kadar az karbon salıyoruz!
Bu yaşam tarzının bir güzel tarafı da aç gözlülüğü ve aşırı hırsı ortadan kaldırması.
Öncel gibi varlıklı bir sanatçının bile 2+1 eve yerleşmeyi planlaması bazıları için şaşırtıcı olabilir ama dünyada çok zengin olup da küçük bir valizi dolduracak kadar eşya ile yaşayan, mülk edinmeyen radikal minimalistler bile var!
Merak edenler 2015 yapımı 'Minimalizm' belgeselini izleyebilir.
***
YİNE YOL KAPATTILAR!
İstanbul'da önceki gün gerçekleşen asker uğurlama eğlencelerinde kimileri yaktıkları meşaleler eşliğinde halay çekip yolları kapattı, kimileri havaya kurşun sıktı, kimileri ise kavgaya tutuştu.
Hem evlerdeki insanları rahatsız ettiler hem de trafiği felç ettiler.
Evet, asker uğurlama bir gelenek ama kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok. Eskiden araçlarla konvoy yapıp trafiği yavaşlatıyorlardı.
Şimdilerde bilerek isteyerek yol kapatıyorlar.
Görüntülerde trafiğin açılmasını bekleyenler arasında "Hastamız var hastaneye yetişemiyoruz" diyenler vardı!
O hasta, yolu kapatanların bir yakını da olabilirdi!
Düğün ve asker uğurlama konvoyları için trafik cezaları kesiliyor ama bazılarının umurunda değil.
Kameraman tutup yol kapatmanın videosunu çekenler bile var.
Demek ki, kesilen cezalar caydırıcı değil. Daha ağır cezalara ihtiyaç var!
***
KÖPEKLERİN EN ÖZGÜR OLDUĞU ÜLKE
Burası Kocaeli Devlet Hastanesi'nin koridoru... Muhtemelen güvenlik görevlilerinin boşluğuna denk gelip, içeri girmişler.
Köpek dostlarımızı seviyoruz.
Belki de dünyadaki en özgür köpekler ülkemizde yaşıyor.
Sokaklarda sürüler halinde rahatça dolaşıyorlar! İnsanları öldürebiliyorlar.
Belediye otobüsleriyle seyahat eden fenomen köpeklerimiz de var.
Bazı köpeklerin devamlı takıldığı kafe gibi mekânları oluyor.
Ama hastanede dolaşacak kadar özgürlük de fazla!
Hastaneler temiz ve hijyenik olmalılar.
***
Altyazı
"Yetenekli ama başarısız birçok insan vardır. Zekâ da tutamaz. Farkına varılmayan zekâ yalnızca bir klişeden ibarettir. Eğitim de tutmaz. Dünya, eğitim görmüş aptallarla doludur. Azmin ve kararlılığın gücü sınırsızdır." (Founder)