"1954 Dünya Kupası'na gittik, İsviçre'de... Brezilya takımı geldi, müthişler. Yaklaşık 500 gazeteci var, Türkiye'den gelen birkaç kişiden biri de benim...
Bir akşam, Brezilyalı gazeteci bana 'Sana müthiş bir kıyak yapacağım' dedi. Gittik, 17-18 yaşında siyahi bir futbolcunun yanına. Zaten, Zito gibi büyük futbolcuların yanına bile yaklaşamıyoruz... Çocuğun gönlü olsun diye yaptım röportajı.
Portekizce'den başka bir dil bilmeyen köylü bir çocuk. Neyse, yaptık röportajı ve gönderdik. Röportaj Türkiye'ye gidene kadar Pele parladı bile.
Hemen Pele ile röportaja ambargo getirildi. Ama biz çoktan yapmış ve Türkiye'ye göndermiştik. Sonra ilk röportaj yapan biz olarak tarihe geçtik..."
Spor tarihinde Pele ile röportaj yapan ilk gazeteci Halit Kıvanç'tı. Pele en bilindik öykü!
Papa ile röportaj yapan ilk Müslüman gazeteci olarak da tarihe geçti.
TRT'nin yılbaşı eğlencelerini de o sunardı. Türkçeyi en iyi kullananlardandı. Lig maçlarını, Dünya Kupaları'nı en güzel o anlatırdı.
TRT'yi TRT yapan spikerlerdendi.
MESLEK AŞKI
Her yaş kitlesinden izleyişi vardı. 23 Nisan TRT Çocuk Şenliği'ni aktaran da Halit abiydi.
Bence meslek aşkı onu 97 yaşına kadar yaşattı.
2012 yılında 'Asteriks'in yeni filmi vizyona girmişti. Filmle ilgili arşiv araştırması yaptım. Ünlü çizgi romanın 1970'li yıllarda Türkiye'de 16 sayıdan oluşan ilk serisi yayınlanmış. İlk seriyi gazeteci Tevfik Ünsi ile Halit abinin çevirdiğini öğrendim.
Birebir çeviri yerine, o günlerin ülkemizdeki kültürüne uygun çeviri yaptığını, Hopdediks, Hokusfokus, Palamutiks, Eskitopraks gibi komik isimlerin ardında Halit abinin zekâsının olduğunu öğrendim. Ve bu bilgiye yazımda yer verdim. O gün Halit abi aradı. O muhteşem kariyerinde bu küçük ayrıntıyı yazmam dikkatini çekmişti. O gün ve daha sonrasında Halit abi ile uzun uzun konuşma fırsatım olduğu için kendimi şanslı hissederim. Tam bir beyefendiydi ve kibardı.
Halit abi anlatmakla bitmez.
Bir söyleşisinde şöyle demiş Halit Kıvanç: "İnsanoğlu o kadar unutkan ki... Kimleri kimleri unutmuyorlar, beni nasıl hatırlayacaklar?"
O gülen yüzünü hiç unutmayacağız büyük usta.
***
MAKYAJ DEĞİL SANAT
İnanması güç ama ikisi de aynı kadın. Sosyal medyada 'Prenses Glitterhead' olarak bilinen Alicia'yı farklı yapan ise makyajla büründüğü kusursuz görüntü...
New York'ta yaşayan Alicia, dört hamilelikten sonra vücudundaki az miktarda bulunan kalsiyum nedeniyle tüm dişlerini kaybetti.
Görüntüsü tamamen değişse de hayata küsmedi. Protez dişleri ve makyajla yeniden doğdu.
Ve bu değişimle ilgili videolar çekip sosyal medyada paylaşınca fenomen oldu.
Bazıları makyaj ve protez dişlerle yaşadığı değişim için "Nitelikli dolandırıcılık" diyor. Bence insanları kandırmıyor. Videolarında her şeyi açık anlatıyor ve değişim için neler yaptığını gösteriyor.
Kozmetik markaları reklamlarında ünlü kadın oyuncular yerine Alicia'yı oynatsalar daha çok ilgi çekebilirler.
Alica'nın yaptığı makyaj değil sanat.
***
SIRA DIŞI DELİL!
Hollywood'un baronu deniyordu. Filmleri gişe rekorları kırar, Oscar ödülleri kazanırdı.
2017 yılında, taciz ettiği kadınların konuşması ile yıllardır süren skandal ortaya çıkmış ve bunun sonucunda #MeToo akımı başlamıştı. Aralarında Uma Thurman, Salma Hayek ve Gwyneth Paltrow gibi ünlü oyuncuların da bulunduğu 75'ten fazla kadının cinsel tacizle suçladığı Harvey Weinstein, 23 yıl hapis cezası aldı. Ama hakkında açılan davalar bitmek bilmiyor.
Sekiz kadının cinsel taciz suçlamasıyla Weinstein yine mahkemeye çıktı.
Weinstein, rıza dışı herhangi bir cinsel ilişkiyi reddetti.
Duruşmanın savcısı ise Weinstein'ın cinsel organının delil sayılacağını ve inceleneceğini açıkladı.
Bu açıklama, Weinstein'ı cinsel tacizle suçlayanların, 'sıra dışı bir cinsel organa ve testislere sahip olduğunu' iddia etmesinin ardından geldi.
Enteresan bir gelişme. Aradan yıllar geçti! İki yıl önce de Weinstein'ın cinsel organı enfeksiyon nedeniyle kangren oldu.
Savcının bir bildiği vardır herhalde!
Muhtemelen Weinstein'ın hayatı film olacak, çok izlenecek ama yapımcı o olmayacak!
***
GAZETECİLERİN ULAŞIM HAKKI
Basın kartı olan gazeteciler, belediye otobüslerini, Şehir Hatları vapurlarını, Metro'yu ücretsiz kullanıyor. İSPARK otoparklarına da birkaç saat ücretsiz araçlarını park edebiliyorlar.
"Hayat gazetecilere güzel" demeyin! Eskiden gazeteciler daha çok olanağa sahipti. Örneğin Türk Hava Yolları basın indirimi yapıyordu. İnternet ve ev telefonları da indirimliydi ama bu uygulamalar kalkalı çok oldu.
Aydınlık'tan Gökhan Büyük'ün haberine göre usta gazeteciler; İsmet Özçelik, Rüştü Bozkurt, Avni Küpeli, Hasan Eriş, Engin Çağlar ve Recep Erçin, gazetecilerin ulaşım hakkını tekrar gündeme getirdi.
Özellikle Turyol, Dentur ve Marmaray'ı basın mensuplarının çok sık kullandığını ama bu toplu taşımalarda basın kartının geçmediğini eleştirmişler.
Haklılar. Turyol, Dentur ve Marmaray'ın İETT ya da Metro'dan ne farkı var? Hepsi toplu taşıma. Turyol ve Dentur'un özel şirketler olması durumu değiştirmez!
Bu firmalar İBB'den toplu taşıma izni aldılar!
Yukarıdaki usta gazetecilerin de belirttiği gibi gazeteciler habere ulaşırken toplu taşımayı çok kullanıyorlar. Hızlı hareket etmeleri için de çok sık araç değiştiriyorlar.
Bir muhabir şehrin farklı yerlerinde iki habere gitse günlük kazancının önemli bir kısmını ulaşıma harcar. Artık ulaşım da pahalı!
İletişim Başkanlığı gazetecilerin ulaşım gibi temel sorunlarıyla da ilgilenmeli.
Sadece basın kartı sahipleri değil, tüm medya çalışanlarına tüm toplu taşıma ücretsiz olmalı.