"Karadeniz'den palamut fışkırıyor" diye haberler yapılıyor. Balık teknelerinde çekilen görüntülerde denizden palamut fışkırıyor! İzlerken "Hay maşallah" dedim. Beşiktaş Çarşı'da balıkçıya gittim tanesi 60 liradan palamut aldım!
Bazı market zincirleri kampanya yaptı, küçük ya da orta boy palamutları tanesi 20 liradan sattılar ama izdiham oldu!
Çocukken çok iyi hatırlıyorum, denizden istavrit, hamsi, palamut fışkırınca seyyar balıkçılar mahalle mahalle dolaşırdı ve ucuza balık satarlardı.
Balık yemekten sıkılır "Anne yine mi balık yaptın?" diye söylenirdik. Yani balık bol oldu mu denizin bereketinden herkes kazanır, halk balığa doyardı.
Elbette şimdi enflasyon yüksek, mazot pahalı, balığı avlayan da satan da parasını kazanacak, lakin balık denizden fışkırıyorsa en azından bundan dar gelirli faydalanmalı!
TEZGÂHTA PAHALI!
Halde 10-15 lira olan palamut büyük şehirlerdeki balıkçıda büyüklüğüne göre neden 50-70-85 lira?
Şimdi soğuk hava depolarını balıkla doldurup, balık akını bitince de yüksek fiyattan satacak fırsatçılar da olacak!
Balık halleri, soğuk hava depoları ve balıkçı tezgâhları denetlenmeli! Palamut halden kaça çıkıyor, fırsatçılar kaça satıyor ortaya çıkar
Bu kadar da açgözlü, fırsatçı olmayın! Biraz vatandaş Omega- 3'ten faydalansın! Çocukların zihni açılsın!
***
YAZIK OLMUŞ FATİH TERİM'E!
Fatih Terim, başta UEFA şampiyonluğu olmak üzere kazandığı kupalarla en başarılı teknik direktörlerimizden biri. İnişleriyle, çıkışlarıyla hayatı hep mücadele içinde geçmiş. İtalya macerasıyla zirveye çıkmış.
Kavgacı ve karizmatik kişiliğiyle hep gündem olmuş. Hani "Hayatımı anlatsam roman olur" derler ya, Terim'in hayatından futbolun ansiklopedisi çıkar!
Ama bu çarpıcı hayat hikâyesi 'Terim' belgeselinde yapımcı ve yönetmen tarafından resmen ziyan edilmiş.
İzlerken "Yok artık bu kadar da abartılı güzelleme olmaz" diyorsunuz. Bu 'Terim güzellemesinde' yorumda bulunan değerli futbolcular, yorumcular, yazarlar ortaya çıkan işi izleyince ne düşündüler çok merak ediyorum. Eminim bazıları kendini kötü hissetmiştir!
BİRÇOK HATA VAR
Belgeselin kurgusunda, kronolojisinde, kullanılan maç görüntüleri ile anlatılanlar arasında bile birçok hata var.
Özellikle bazı tarihi maçlarda FETÖ firarisi Hakan Şükür'ün attığı goller çıkarılınca belgesel trajikomik bir hal alıyor.
Elbette Şükür, bu ülkeye ihanet eden ve kaçan biri ama Terim ve UEFA Kupası başarısı anlatılırken futbolcu Şükür'ün gollerini makaslamak trajikomik olmuş.
Örneğin Hitler en zalim diktatörlerden biriydi. İçinde Hitler'in olmadığı bir II. Dünya Savaşı belgeseli var mı? Başarılı bir anlatıcı Şükür'ü de yaptığı büyük hataları kısaca özetler, golleri silmek gibi trajikomik bir sansüre gerek duymazdı.
Bu güzellemede Terim'e dair anlatılmayan o kadar çok olay var ki, yazsak sayfa yetmez! Türkiye'de ne yazık ki Batı normlarında objektif belgesel ve biyografi filmleri çekilmiyor. Tarihe geçmiş insanların az da olsa hatalarından da bahsedilerek bir denge kurulmaya çalışılmıyor!
GS'LİLER RAHATSIZ
Bu örnek daha önce de verildi ama tarihin belki en başarılı sporcusu Michael Jordan'ı anlatan 'The Last Dance' belgeseliyle 'Terim' güzellemesini karşılaştırmak yapılan hatayı daha net ortaya çıkarır.
Jordan gibi bir efsane bile kumar bağımlığından takım arkadaşlarına yaptığı zorbalıklara kadar objektif bir şekilde anlatılıyor.
Jordan hatalarıyla yüzleşip birçoğunda nedenlerini anlatırken kendisini sevmeyenleri bile ikna ediyor.
Terim, Jordan'ın yaptığı özeleştirinin yüzde 10'unu bile yapsa bizim için yeterli olabilirdi ama bu fırsat kaçırılmış.
Güzellemede "Sürekli ben" diyen, hiç hata yapmayan öyle bir ego çıkıyor ki, en koyu Galatasaraylılar bile izlerken rahatsız oluyor ve yarıda bırakıyorlar!
***
HADİSE'YE İNANAN VAR MI?
Boşanma kararı alan Hadise, Mehmet Dinçerler'in geri istediği 3 milyon TL değerindeki yüzüğü konser verdiği sahnede fırlatmış.
Eğer yüzüğün 3 milyon etmediğini öğrendiyse bir şey diyemem! Ayrıca yüzüğün faturasını gören var mı? Belki Hadise sallıyor!
Bu olayın haber değeri taşıması için ünlü şarkıcının gerçekten yüzüğü seyirciye doğru fırlatması gerekirdi!
Ama görüntülerde fırlatma denilen hareket sanki kaybolmasın diye yan tarafa doğru yavaşça atma eyleminden ibaret!
Ve insanlar bu habere inanıyor. "Vay be 3 milyonluk yüzüğü fırlattı" diyorlar. Güler misin ağlar mısın?
Magazinciler insanlara biraz da tozpembe hikâyeler sunar ama bu IQ seviyesi düşürecek dozda olmamalı.
***
KİM HAKLI?
Elektrikli scooter, motosiklet ve bisikletler park edilirken de sorun yaratıyorlar. Ya kaldırımlarda yaya geçişini engelliyorlar ya da başka araçlara zarar veriyorlar.
Örneğin bir otomobil sahibi bir şikâyet sitesine şu şikâyette bulunmuş:
"Elektrikli bisiklet park halinde bulunan arabamı çizdi. Müşteri temsilcisi ile görüştüğümde karakoldan tutanak tutturmam ve resimler ile mail atmam söylendi. Tutanak ve resimleri gönderdikten sonra cevap olarak 'Müşterilerinizin bilgilerini ancak savcılık talebi ile verebiliriz' dendi. Ben sizden müşteri bilgisi istemiyorum, aracıma verilen hasarın karşılanmasını istiyorum. Bunun parasını ister müşterinizden alırsınız ister cebinizden ödersiniz beni ilgilendirmez."
Şikâyetçi haklı olabilir ama firma da bu aletlerin kullanımındaki yasal açıktan faydalanıyor ve savcılık talebi isteyerek işi yokuşa sürüyor olabilir!
Kim bilir yargı sistemini boşuna uğraştıran böyle kaç vaka yaşanıyor!
Bu elektrikli araç kaosu son bulmalı!
***
Altyazı
Büyüdükten sonra ölmek biraz sorun yaratıyor. Olan olmuştur artık. Çok geç.' (True Detective)