Son birkaç gündür sosyal medyada hem a Haber hem de deneyimli muhabir Murat Dada, motosiklet fuarı haberinden kırpılan bir görüntü üzerinden hunharca linç ediliyor.
Görüntülerde Murat Dada, motosikletleri tanıtıyor ama stand görevlisi Eylem Onler, onun her lafını bölüp bozuyor.
Muhabir, "Bu motosiklet minyatür" diyor, kız "Hayır minyatür değil" diyor. Muhabir öbür motosiklete geçiyor, "Bu motosiklet amatörler için" diyor, kız "Hayır profesyoneller için" deyip yine bozuyor.
Ve bu kırpılmış görüntü üzerinde "A Haber muhabiri rezil oldu", "Oh içimin yağları eridi", "İyi oldu a Haber'e" gibi yorumlar yazılıyor.
Oysa o kesilip biçilen 10-15 saniyelik kısımda bile muhabirin kızla anlaşıp eğlenceli, ilginç bir sunum yaptığı anlaşılıyor. Haberin tamamını izlediğinizde de Murat Dada'nın gerçekten keyifli bir haber hazırladığı görülüyor.
Güya muhabiri bozduğu söylenen Eylem Onler de sosyal medya hesabından "Arkadaşlar bu videodaki olaylar Murat'ın fikriyle oluşturduğumuz bir kurgu. Biz çekerken güldük, eğlendik" diye paylaşım yaptı.
GERÇEK YERİNE YALAN!
Yani a Haber, kendisinin yaptığı mizah yüzünden linç edildi iyi mi? Bazı haber siteleri bile bile bu linçe ortak oldular "10 sözünden 9'u yalan a Haber'i düzelten kadın" diye yalan haber yaptılar.
A Haber, yürütülen linç için hukuki süreç başlattı. Olayın mizahi bir sunum olduğunun ortaya çıkmasına rağmen hâlâ muhabir ve a Haber'in linç ediliyor olması aslında haberi, insanların gerçek yerine yalanı tercih ettiğini belgeleyen müthiş bir sosyal deneye dönüştürdü.
Sanılanın aksine kutuplaşmadan rahatsız olan muhalif kesim yanlış bilgi üzerinden linç etmeyi daha çok seviyor.
Ama unuttukları bir şey var; a Haber'in sokaktaki vatandaş üzerinde büyük bir etkisi var. A Haber'le sürekli dalga geçen kesim, aslında bu kanalın neden en çok izlenen haber kanalı olduğu sorusuna yanıt aramalı!
***
MASKE TAKMAYA DEVAM EDENLER
Maske yasağının kaldırılmasına rağmen insanların bir süre daha maske takacağını, yavaş yavaş maskeyi bırakacağını düşünüyordum ve yanıldım. İnsanlar sanki esaret zincirlerini kırarcasına maskeleri fırlattı.
Sosyal medyada maske takmaya devam edenler için "Maske takıyor çünkü çirkindir", "Bir şeyler gizliyordur" gibi espriler yapılıyor. Yakında maske takanlara mobbing yapılırsa şaşırmam.
Kovid-19, maske yasağı kaldırıldı diye erken emekli olmayacak, çalışmaya devam edecek!
Bayramdaki yoğun nüfus hareketi yüzünden vaka sayıları artacak ve PCR testi zorunlu olmadığı için gerçek vaka sayısını öğrenemeyeceğiz. Virüsü kaptığını bilmeyen birçok insan aramızda dolaşacak. Böylece virüs daha hızlı yayılacak
Neyse ki, çoğumuz aşı olduk. Aşı olmayanlar için ise risk artacak.
Maske takanlarla dalga geçmek, psikolojik baskı yapmak yerine onlara saygı göstermekte fayda var.
Maske takan değil, maske takmayan virüsü daha hızlı bulaştıracak.
***
SEÇİM BİTTİ BAŞÖRTÜSÜ UNUTULDU
"Cumhurbaşkanı seçim kampanyasında gündemin en üst sırasına yerleşen başörtüsü meselesi, seçim ertesinde Fransızları meşgul eden konular arasında 279. sıraya düştü."
Düşmüştür ama o kadar da değil! Aslında bu haberi gündemle kara mizah yoluyla dalga geçen Fransa'nın Zaytung'u Le Gorafi yaptı.
Başörtü meselesini Fransız siyasetçiler son dönemde keşfetti. İslamofobiye varan kimlikçi siyaset, politikacıların en sevdiği konu. Böylece hayat pahalılığı, orta sınıfın sorunları, enerji krizi gibi önemli sorunlar geri plana itiliyor.
Avrupa'da bir ara Türkiye karşıtlığı da modaydı ama Ukrayna'nın işgalinden sonra birden bizi unuttular. Türkiye'nin güçlenen stratejik konumunu hatırladılar galiba.
***
OTİZMLİ DİYE VİZE VERMİYORLAR
Allan-Gail Alfonzo çifti, Yeni Zelanda'da altı yıl önce oturma izni almasına rağmen çiftin kız çocuğu Arianna Alfonzo'ya aynı hak tanınmıyor.
Allan inşaat işinde çalışırken, eşi Gail çocukları Arianna'yla birlikte Filipinler'de yaşıyor.
Arianna en son 2018'de babasını görmek için ülkeye giriş yapmaya çalıştı fakat 12 yaşındaki otizmli çocuğa 'sağlık sistemine fazla masraf çıkardığı' için turist vizesi bile verilmedi.
Yeni Zelanda'daki göç yasalarına göre yabancı uyruklu bir kişinin, eğitim ya da sağlık sistemine beş yılda 41 bin dolardan fazla masraf çıkaracak bir rahatsızlığının olmaması şart koşuluyor.
Türkiye'de milyonlarca göçmene sağlık hizmeti sunuyoruz, Avrupalı doktorların ötanazi önerdiği hastaları özel uçakla getirip hayata döndürüyoruz. Güya Yeni Zelanda insan haklarına saygılı, medeni ülke ama otizmli diye çocuğu ailesinden ayırıyorlar.
Bu nasıl bir zalimliktir?
Yeni Zelanda dünyada en huzurlu mutlu ülkeler arasında gösteriliyor. Bencilliğin yarattığı acımasız bir mutluluk bu!
***
SAHİ BİR KEREMCEM VARDI!
Sosyal medyada 100 bin takipçi kaybeden ünlü şarkıcı Keremcem "Albümüm çıkınca giden takipçilerim de geri gelecektir eminim, gidip geri gelenler nasıl yüzüme bakacaklar şimdi?" demiş.
Ben bu açıklamayı görünce "Sahi bir Keremcem vardı ne oldu?" dedim istemsizce.
Sosyal medyada darılmaca olmaz. Demek ki, hesaplarını aktif kullanmadığın için unutulmuşsun Keremcem! Ama birden 100 bin takipçi kaybetmek enteresan. Yoksa o takipçiler sahte hesap mıydı?
***
MARS'A GİTMEYİ UNUTUN
Mars'ı inceleyen Insight uzay aracı, iki deprem tespit etti. İlki birkaç saniye sürerken, ikincisi tam 94 dakika devam etti.
94 dakika süren deprem nasıl bir şey acaba? Hakem uzatmaları oynatmamış mı? Bizim burada 10 saniye sallanınca aklımız gidiyor!
Peki, bu deprem Kuzey Marmara Fay hattını tetikler mi? :)
Bir de Mars'a gitmeye çalışıyoruz! Otur evinde ya! Mars'a harcanan paralara yazık!