Ünlü oyuncu Tuba Ünsal'ın namaza başladığını açıklaması gündem oldu. İşte Ünsal'ın öne çıkan sözleri:
"Dini vecibeleri yerine getirmek için bütüncül bir hayat değişimine giremiyorsam da kendime iyi geleni seçmekte özgürüm."
"Eskiden namaz kıldığımı söylemeye çekinirdim çünkü bizim toplumumuzda din büyük bir tabu ve modernleştirilemez gibi algılanıyor. Hemen hayatınızın geri kalanıyla eleştiriliyorsunuz."
Ve tahmin edeceğiniz gibi Ünsal sosyal medyada linç edildi. Riyakârlıkla suçlandı. "İşleri azalınca namaza başladı" dendi.
Hiç değişmeyeceğiz. Hâlbuki ortada büyütülecek bir olay yok. Normalde bu açıklamalar gündem bile olmamalı.
Siz hiç Hristiyan bir oyuncunun "Artık pazar ayinlerini kaçırmıyorum" dediğinde gündem olduğunu gördünüz mü? Sanki Ünsal farklı, beklenmedik bir şey yapıyor diye linç edilmesi trajikomik!
Bazıları da "Sorun namaz kılması değil, bunu röportajda açıklaması" diyor. Ne var bunda? Bir insan namaza başladığını açıklayamaz mı? "Allah kabul etsin" ya da "Tamam, beni ilgilendirmez" deyip geçer gidersin!
Bir insanın namaz kılıp kılmamasını, kapanmasını, açılmasını, dini görüşünü, başörtüsünü, mini şortunu, giyim tarzı vs. ne zaman tartışmayı bırakacağız? Hep aynı konuları tartışıp, yerimizde sayıyoruz.
***
CHELSEA'YI ALACAKTI, E-MAIL ATAMADI, YERSEN!
Roman Abramovich, Chelsea futbol kulübünü satışa çıkarınca üç büyük şirket teklifte bulundu. Ve günlerdir bu kulübe talip olduğunu söyleyen Bitlisli iş insanı Muhsin Bayrak'ın teklif vermediği ortaya çıktı.
Bayrak'ın avukatları yanlış adrese e-posta attıkları için son teklif tarihini kaçırdıklarını açıkladı.
Sesli güldüm! Mail atmasını bilmiyorlar ama Chelsea'ye talipler, yersen! Ama bizim medya afiyetle bu yalanı yedi, hem de bile bile!
Çünkü yalan da olsa haber ilginçti ve 'tık' getiriyordu! Adam bedavadan reklamın kralını yaptı! Asıl tartışılması gereken budur!
Umarım bir savcı, Bayrak'a soruşturma açar!
***
BARAJ KIYILARINDA PİKNİK YASAKLANMALI
İstanbul'a su sağlayan barajlardan Alibeyköy'de doluluk oranı yüzde 80.69'a ulaştı. Su seviyelerinin artmasıyla kıyılarda bulunan çöpler tahliye kapaklarının bulunduğu bölümde birikmeye başladı ve ortaya kötü görüntüler çıktı.
Geçtiğimiz yıl İstanbul'da suyun çekildiği baraj havzalarından 40 ton çöp çıkarılmıştı.
Bu pisliğin sorumlusu İstanbul'a içme suyu sağlayan barajların, su havzalarının kıyısında piknik yapanlar! Arkalarında çöp bırakıp gidiyorlar. Yahu o su, senin musluğundan akıyor! İnsan yemek yediği kaba pisler mi?
Su kaynaklarının olduğu yerlerde piknik yapmak yasaklanmalı!
***
VANYA DAYI STRATEJİSİ!
Rusya'da Ukrayna işgali sonrası ülkeden çıkan ABD'li restoran zinciri McDonald's'ın yerini Vanya Dayı isimli yerel bir fast food markası alıyor. McDonald's'ın Rusya'da 850'ye yakın şubesi ve 62 bin çalışanı vardı.
Anton Çehov'un 'Vanya Dayı' adlı tiyatro oyunundan ismini alan yeni restoran zinciri, logo tescili için başvurdu.
Şirketin logosunun McDonald's'la büyük benzerlikler taşıması bence inatlaşmanın göstergesi. Normalde bu logoyu başka bir ülkede tescil ettiremezsiniz!
Fast-food sektöründe hamburger yapmak en kolay iş. Önemli olan marka yaratmak! Vanya Dayı da bu logo ile müşteri alışkanlığını ışık hızıyla kendine çekebilir. Sonra kitle psikolojisi devreye girer. Ruslar sanki McDonald's'da yemek yiyormuş gibi mutlu olurlar!
Çoğu kişi McDonalds'ın yalnızca hamburger satarak para kazandığını düşünür. Oysa şirketin kazandığı her bir doların yaklaşık yüzde 80'i gayrimenkul gelirlerinin de dahil olduğu yalnızca franchise kısmından elde ediliyor.
Şimdi aynısını Vanya Dayı, kurulu bir düzeni ve sistemi kopyalayarak yapmaya çalışacak.
Bu strateji KFC, Starbucks vs. Rusya'da faaliyetlerini durduran birçok ABD markasına karşı uygulanabilir. Eğer Ruslar, kapitalizmi öğrendiyse, yerel üretici bu krizden karlı çıkabilir.
***
STOKÇULUK SPEKÜLATÖRLERE YARIYOR
Daha önce de yazdım; toplumda bireysel stokçuluk arttı. Vatandaş marketten aldığı ürünlerin kısa sürede zamlandığını görünce ihtiyacından fazla almaya başladı.
Bu stokçu psikolojisinin başlıca nedenleri enflasyon ve marketlerin yaptığı anormal zamlar!
Birçok ülkede durum aynı. Fiyatlardaki artış bireysel stokçuluğu artırıyor. Avrupa'da da insanlar, şeker, sıvı yağ, tuvalet kâğıdı gibi temel malzemeleri ihtiyacından fazla alıyor. Zamlara rağmen insanlar çılgınca alışveriş yapıyor.
Bazıları sanki dolar, altın alır gibi parasını ay çiçek yağına yatırıyor!
Bu durum en çok spekülatörlerin işine yarıyor. Çünkü talep artınca fiyat aniden yükseliyor! Fiyatı normal seyreden ürünleri önceden stoklayan spekülatörler, sosyal medyada "Bu ürünlerin üretimi azaldı", "Yurt dışından gelmiyor" gibi yalanlar uyduruyorlar.
Savaş, kuraklık gibi krizlerde bu spekülasyonlar artıyor ve birileri bu işten büyük paralar kazanıyor.
Marketlerde etiket kontrolünden önce bu spekülatörler ortaya çıkarılmalı!
***
RUS YOKSA İNGİLİZ VAR!
Turizm sezonunun başlamasına az kaldı. Sektörden geleneksel 'zor durumdayız' açıklamaları yakında gelmeye başlar!
Rusya-Ukrayna savaşını gerekçe göstererek vergi indirimi, bayram tatilinin uzatılması, yaz tatilinin erken başlaması vs. başta olmak üzere birçok istekte bulunabilirler.
Evet, turizm zor bir sektör ama her şeyi de devletten beklememek lazım! İşletmelerin, otellerin her zaman B, C, D planı olmalı. Evet, savaşın etkileri olacaktır ama başka fırsatlar çıkabilir. Örneğin İngiliz basınında tatil rehberi haberleri çıkmaya başladı. Birçok gazete tatil için Türkiye'yi öneriyor. Hatta "Türkiye, İspanya'dan daha ucuz" başlığı atanlar bile var.
İngiliz tur şirketleri Kovid-19'dan önceki 2019 yazına göre yüze 30 artış bekliyor. Özetle bir kapı kapanırsa, başka bir kapı açılır!