Dünyada büyük bir enerji krizi yaşanıyor. Avrupa'da elektrik ve doğal gaza eşi benzeri görülmemiş zamlar yapıldı. Bizde de yüksek elektrik faturaları can yakıyor. Ama dar ve orta gelirli vatandaşlar, enerji krizine, Avrupa'daki faturalara değil, evine gelen faturaya bakar.
Hükümet elektrik faturalarında yeni bir düzenlemeye daha gidileceğini açıkladı.
Elektrik faturaları sosyal medyanın da gündeminde. Vatandaş isyan etmekte haklı. Ancak bazı sanatçılar vatandaşın isyanından duyar kasma derdinde. Vatandaşın halinden anladıkları da şüpheli!
Örneğin ünlü yazar Ahmet Ümit, bir elinde gaz lambası bir elinde rakı kadehi "Ne yapalım, gaz lambasını yakarım, rakımı içerim. Bu günler de geçer elbet, eşe dosta selam olsun..." diye tweet paylaştı.
Aslında fotoğraftaki en ucuz şey gaz lambasıydı. Masadaki güveçte karides ve rakının parasıyla birkaç ailenin elektrik faturası ödenir! Böyle bir ziyafet sofrasında ödenemeyen elektrik faturalarına dair gaz lambası imgesi kullanmak absürt olmuş. Yani şair burada karides güvece ekmek banar gibi duygu sömürüsü yapıyor!
TRİBÜNLERE OYNAMAK
Cem Yılmaz da hayat pahalılığını ve elektrik faturalarını eleştiren tweet'ler paylaştı. Eleştirmek onun da hakkı ama yorumlarında samimi mi, tartışılır!
Yılmaz, herkese laf yetiştireyim derken bazı haklı eleştiriler karşısında öfkelendi, kontrolü kaybetti. Ve "Bu yine üfledi mi lan?" diye cevap veren bir gence "Bu üniversiteli genç yarın yurttan atıldım Cem abi, lütfen RT diyecek. O zaman da benim cevabım hazır" diye tehditvari bir karşılık verdi. Hâlbuki "Bu yine üfledi mi lan?" sözü 'Kolpaçino'dan bir replik. Dolapdereli Sabri Abi'nin çok konuşan şoföre hitaben söylediği bir söz. Ama Yılmaz'ın kafası bunu anlamayacak kadar karışık bu aralar.
Yılmaz, yıllarca GSM şirketlerinin, bankaların reklamlarında oynarken, sinema biletlerin den daha çok pay almak için Şahan Gökbakar ile birlikte devlet büyükleriyle toplantılar yaparken hiç muhalif değildi! Kendi mahallesinde bile sessiz kaldığı için eleştiriliyordu.
Hatta Levent Kırca'nın "Taksim Gezi Parkı olayları sırasında attığı tweet'leri neden siliyorsun?" sözüne Cem Yılmaz, "İhtiyar seni ciddiyete davet ediyorum. Senin dengin değilim. Ben komedyenim..." diyerek rahmetli Kırca'yı aşağılamayı göze alacak kadar değişen siyasi konjonktürde mevki alma derdindeydi!
Şimdi ise siyasi konjonktürde bir değişim olma ihtimalinin hesabını yapıp duyarlı muhalifi oynuyor! Kendince manevralar yapıyor.
Cem Yılmaz, faturalar eleştirisinde samimi olsa "E araba almasını biliyon?" diyen takipçisine öfke kusmazdı! Boş boş tweet atmak yerine dayanışma ruhu sergilemek daha şık bir hareket olurdu.
Özetle vatandaş faturaları nasıl öderim derdinde, bunlar muhalif rolü kesme, tribünlere oynama derdinde!
Cem Yılmaz lüks arabalarını koyacak yer bulamıyor, Rahmi Koç gibi Miami'de marina kapatamadığına üzülüyor. Şahan desen Marmaris'te koca koyu kapatmış. Ahmet Ümit'e de rakı masasında duygu sömürüsü yapmak kalmış.
Ama bugün sinemadaki mısırdan daha çok pay alacaksınız, yeni kitabını okullarda dağıtalım desinler hemen sessiz moda geçerler!
***
AVRUPA'NIN HALİ!
A Haber'in başarılı sunucusu Gökhan Kurt, Twitter'dan "Avrupa'nın hali" diye paylaştı bu karikatürü.
Rusya'nın sembolü olan dev boz ayı, zengin kömür yataklarında kürek sallıyor. Ayıdan bir çuval kömür dilenen Avrupa Birliği'nin arkasında ise yıkılmış rüzgâr türbinleri var.
Karikatürün altında da "Yeşil Avrupa, 'kış enerji krizinde' hayatta kalabilmek için Rusya'dan daha fazla kömür dileniyor" yazıyor.
Avrupalılar şimdi daha yeşil bir dünya için maden ocaklarını, nükleer santralleri kapatmakla hata mı yaptık diye düşünüyor.
Elbette rüzgâr ve güneşten elektrik elde etmek en temiz yol ama enerji kaynaklarını yönetmede denge çok önemli. Rüzgâr-güneş enerjisi, nükleer, hidroelektrik ve termik santraller vs. hepsi olmalı. Bir tarafı ihmal ederseniz sonra kömüre, doğal gaza muhtaç kalırsınız!
Örneğin Fransa enerji krizi çıkınca nükleer enerji üretimini artırma kararı aldı. Bizdeki muhalefet ise ülkemizde daha yeni kurulmaya çalışılan nükleer santrallere bile karşı!
***
TAKSİYE BİNSEN İNDİ BİNDİ YAZAR
Rusya Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Kremlin Sarayı'nda bir araya geldi.
İki lider Ukrayna'da yaşanan gelişmeleri ve Rusya'nın ABD ve NATO'ya sunduğu güvenlik garantileri taslağını ele aldı.
Putin, Macron'u o kadar uzun bir masaya oturttu ki, bu görüşmeden diyalog, ortak karar vs. çıkmaz.
Masa da masaymış. Çizgi kahramanlar Haydo ile Bugs Bunny'nin meşhur masa sahnesini hatırlattı. Taksiye binsen indi bindi yazar!
Yani Putin, anlaşma olasılığımız bu masa kadar uzun ve zor demiş.
***
ZUCKERBERG BLÖF ÇEKİYOR
Meta şirketi, kişisel veriler konusunda Avrupa Birliği (AB) ile anlaşmaya varılamaması halinde Facebook ve Instagram'ı Avrupa'da kapatabileceğini duyurdu.
Mark Zuckerberg'in sahibi olduğu, Facebook ve Instagram'ı bünyesinde bulunduran Meta şirketi ile AB arasında yaşanan sorun, Meta'nın Avrupalıların kişisel verilerini ABD merkezli sunuculara aktarması, depolaması ve işlemesinden kaynaklanıyor.
Yeni AB yasaları ise bu verilerin depolanmasını ve işlemesini yasaklıyor.
KEŞKE KAPATSA
AB doğrusunu yapıyor. Facebook, Instagram gibi sosyal medya devleri yıllardır tüm dünyada elde ettikleri kişisel ve ulusal verileri ABD'ye taşıdılar. AB ise vatandaşlarının gizliliğini korumak ve yıllardır dev am eden kişilik hakları ihlallerine dur demek istiyor.
Zuckerberg 'kapatırım' diyerek önce blöf çekti. İkinci aşamada 'özgürlükler kısıtlanıyor' diye algı yapmaya başlar. Türkiye'de de bir temsilci atamamak için bin takla attı!
Zuckerberg keşke bir hata yapıp kapatsa. Hatta TikTok da Meta'nın izinden gitse. Avrupa'da sosyal hayata format atılır, sosyal medyanın kölesi olan insanlar normale döner.
Ama Zuckerberg altın yumurtlayan tavuğu kesmeyecek kadar zeki!
***
Altyazı
"Twitter trolü gibisin. Sen mutsuzsun diye herkes mutsuz olsun istiyorsun." (After Life)