ABD'de Maryland Üniversitesi'nde 57 yaşındaki David Bennett'e domuz kalbi nakli gerçekleştirildi.
Bennett'in durumunun insandan kalp nakli veya kalp pompası için uygun değildi ama domuz kalbi ona uydu. Çünkü nakledilen kalbin insan tarafından doğrudan reddedilmesine neden olan domuz genindeki şeker, gen düzenlemesi yöntemiyle çıkarıldı.
Sağlığı iyi, dinç olan insanlara "Domuz gibisin" denir ya, yedi saat süren ameliyatın ardından şimdi Bennett da 'domuz gibi', sağlık durumu iyi.
Böylece insanlık tarihinde önemli bir viraj dönülmüş oldu. Günümüzde pek çok biyoteknoloji şirketi, insana nakledilmek üzere domuz organları geliştiriyor. Yakın zamanda artık çalışmayan, zarar görmüş organlar otomobil yedek parçası gibi değiştirilecek. Başta böbrek ve kalp nakli bekleyen insanlar şifa bulacak, insan ömrü uzayacak.
Öte yandan Türkiye gibi Müslümanların ağırlıkta olduğu ülkelerde domuzun eti yenmiyor. Akla "Domuz kalbinin insana nakli helal mi haram mı?" sorusu geliyor.
İki ay önce yine ABD'de gerçekleşen böbrek naklinde de aynı soruya ilahiyatçılardan 'zaruret halinde domuz organının kullanılmasında bir sakınca yok' yanıtı gelmişti.
İlahiyatçı Prof. Dr. Faruk Beşer "Bir insanın başka çaresi kalmamış, böbrek veren kimseyi bulamamış, mecbur kalmış ve doku uyumu en yakın domuzsa ve yaşamaya çalışıyorsa bu helal olmaz. Ama haramlığı ortadan kalkar. Mecbur kalmışsa kullanılmasına helal demiyoruz da, haramlığı ortadan kalkıyor, çünkü zaruret vardır" diyor.
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı'nın sitesine girdim, orada da aynı soruya verilen yanıt şu:
"Hayati öneme sahip bir tedavinin helal olan nesnelerle yapılabilme imkanı bulunmadığı hallerde (zaruret gereği), tedavide haram olan nesnelerden de yararlanılabilir. Bu itibarla, kalp kapakçığının değişmesi zorunlu olan bir hastanın tedavisinde, helal yollarla bir alternatif bulunmaması ya da bulunan diğer çözümlerin verimli ve sağlıklı olmaması halinde, domuzdan elde edilen kalp kapakçığının kullanılması da caiz olur."
Özetle sosyal medyada "Şimdi Müslümanlar ne yapacak?" diye espri kasanlar için de konu kapanmıştır, dağılabilirsiniz!
***
ÜÇ BÜYÜKLER EKONOMİYİ DE KÖTÜ ETKİLİYOR
Fatih Terim'in de Galatasaray'dan ayrılmasının ardından aynı anda üç büyüklerin teknik direktörlük koltuğu boşalmış oldu. "50 yılda bir görülen teknik direktör tutulması" diye espriler yapılıyor.
Bazıları "Türk futbolu bitti" diyor. Biten üç büyükler! Trabzonspor'un başını çektiği ligde üst sıralarda yer alan Anadolu takımları şampiyonluğa ve Avrupa Kupaları'na gitmeye daha yakın ve tribün gelirleri de arttı.
Yabancı futbolcu transfer sayısının artırılması başarılı transfer yapan Anadolu takımlarına yaradı. VAR sistemi üç büyüklerin foyasını ortaya çıkardı, hakem desteği ortadan kalktı. Böylece Anadolu takımları eskisi gibi hakem hatalarına kurban gitmiyor.
Üç büyüklerin tribünleri boş, TV'den izlenme oranları da düştü. Bu durum yeni Süper Lig yayın ihalesinin de gelirini düşürebilir.
Üç büyüklerin aynı anda en kötü dönemlerini geçirmesi ülke mutluluk oranını da düşürüyor. Maç yayınlayan mekanlar müşteri bulamıyor!
Mutluluk oranının düştüğü toplumlarda tüketim de azalır. Kimse konuşmuyor ama üç büyüklerin yaşadığı hezimet ülke ekonomisini de kötü etkiliyor!
***
EHLİYET SINAVINDA PANİK TESTİ!
Bursa'nın İnegöl ilçesinde önceki gün meydana gelen trafik kazasını izlerken ben de dehşete düştüm.
Fatma V.'nin (45) kullandığı otomobil, bir dede ile beş yaşındaki torunu Ömer Faruk'a çarpıyor, hem de yaya geçidinde.
Sürücünün onları görmemesi için kör olması gerekir!
Ya cep telefonuna bakıyordu ya iki ayakla otomatik vitesli araç kullanıyordu ya da o anki panikle fren yerine gaza bastı. Ve zavallı Ömer hayatını kaybetti.
Fatma V. "Ben acemi sürücüyüm. Aracı sadece birkaç kez kullandım.
Heyecan yaptım. Kaza anında otomobili durduramadım...
Üzgünüm" diye ifade vermiş. Avukat aklıyla verilmiş bir ifadeye benziyor.
Sosyal medyada "Yine acemi kadın sürücü cinayeti" diye yorum yapanlar oldu. Bu cinsiyetçi bir yorum. Dikkatsiz, alkollü, beceriksiz şekilde kaza yapan erkekler de var.
Bence bu kazada asıl sorgulanması gereken şoförün panik anında kontrolü kaybetmesi! Düz yolda takla atan, mağazaya giren, aniden direksiyon kırıp yayaya çarpanların kaza görüntüleri en çok izlenen videolar arasında yer alıyor. Çünkü izlediğiniz zaman nasıl böyle bir hata yapar diye inanamıyorsunuz!
Bu tarz kazalarda panik ruh hali devreye giriyor. Paniğe kapılan sürücü fren yerine gaza basıyor, düz yolda bile gidemiyor.
Ehliyet sınavlarında sürücü adayı panik anında doğru karar verebiliyor mu diye test yapılmalı.
Acemi şoförüm dediğinizde beş yaşındaki Ömer geri gelmiyor!
***
CEM YILMAZ'IN ESPRİ SIKINTISI ÇEKMESİ
Doğu Demirkol, daha önce yaptığı "Allah diyen Aslan" esprisine Cem Yılmaz'ın son gösterisinde yer vermesi ile ilgili "Bu espriyi herkes yapabilir, benim tapulu malım değil..." dedi.
Elbette genel tespitler kimsenin tapulu malı değildir. Ama Cem Yılmaz gibi bir starın da kendisine rakip gösterilen Demirkol'un esprisini kullanmaması gerekirdi. Cem Yılmaz yılbaşı şovunda karikatürist Umut Sarıkaya'nın "CHP kadın kolları üyelerinin saç stili" ile ilgili esprisini de kullanmıştı.
Zaten yılbaşında yayınlanan şov vasattı, bir de başkalarının esprilerini kullanması Cem Yılmaz'ın espri bulma sıkıntısı çektiğini gösterir. Halbuki memlekette espri malzemesi çok!
***
ENDİŞELİYİZ FRANSA!
Le Monde'un haberine göre Fransa'da hükümet, ev kiralama şirketi Airbnb'den kadın kadına özel havuza girmek için villa kiralayan Müslümanları rapor etmesini istedi.
Fransa devletinin faşizan laiklik anlayışı çok eleştiriliyor ama bu "Yok artık!" dedirten bir uygulama! Fişlemede çığır açmışlar! Hani nerede insan hakları, özgürlük? Endişeliyiz Fransa!
***
Altyazı
"Tepedekiler aşağıya bakamaz. Bunun sayesinde zengin olacağız." Lupin