Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin usulden bozduğu 'Futbolda şike' davası yeniden başladı. Aziz Yıldırım "Bu dava şike davası değildir. FETÖ'nün devleti ele geçirme projesinin bir parçasıdır" diye başlayan tarihi bir konuşma yaptı.
Fenerbahçe en güçlü olduğu dönemde şike kumpası yüzünden takımını dağıtmak zorunda kaldı, büyük ekonomik zorluklar yaşadı. Hak ettiği halde Avrupa Kupa'larına katılamadı. Ve hâlâ da belini doğrultabilmiş değil. En kötüsü de büyük bir camia şike gibi iğrenç bir yalanla itham edildi. Ama bazı rakip taraftarlar hala 'Şikeci Fener' diye sosyal medyada paylaşımlar yapıyorlar.
Ergenekon, Balyoz, 17-25 Aralık kumpası ama 3 Temmuz değil öyle mi? 15 Temmuz'da darbeye yeltenen, halkın üstüne bomba yağdıran bu hainler 'Şike var' dedi ve siz buna inanıyorsunuz!
Bazıları da "Tamam, 3 Temmuz kumpas bile olsa deliller gerçek. Tape kayıtları var" diyor. Yıldırım tapelerdeki bazı konuşmaları için "Evet, bu sözler benim, böyle dedim" dedi ama şunu da ekledi: "Konuşma bütünlüğü korunmamış, önü arkası kesilmiş, kopyala yapıştır şeyler var." Yıldırım, GSM şirketinden söz konusu konuşma kayıtlarının tamamının istenmesini talep etti ama FETÖ'cü yargıç bu talebi reddetti.
'Emenike'nin para sayma görüntüleri' var diye haber yapıldı ama hâlâ çıkmadı o görüntüler! "Sivas'ta çanta ile para verdiler" dendi. Sonra o çantanın protokole dağıtılacak biletleri olduğu ortaya çıktı. Ama bazıları inatla şike yapıldı diyor!
'Devletin her kademesine sızmış, sahte delillerle kudretli paşaları bile cezaevine sokmuş bir örgüt, şike için sahte delil üretemez mi?' diyorsunuz?
3 Temmuz Şike Kumpası'nı kuran FETÖ'nün beyin takımı firari. 'Şike var' diye fezleke hazırlayan savcılar ve Fenerbahçe'ye ceza veren hakimler kaçtı. Sahte delil üreten, telefon konuşmalarının ortasını sonunu kesip birleştiren polisler de ya firari ya da cezaevinde ama Fenerbahçe şike yaptı öyle mi?
Fenerbahçe için şike yaptı demek, FETÖ'cü ağızla konuşmaktır, bu hain örgütün argümanlarına desteklemektir. Bundan sonra 'sözde şike operasyonu' demeye özellikle dikkat edilmeli.
Ya Erdoğan'ın hesabı ele geçirilirse!
Twitter'da önceki gün aralarında Elon Musk, Apple, Barack Obama, Uber, Bill Gates ve Kanye West'in de bulunduğu çok sayıda hesap, bir grup tarafından ele geçirildi. Hacker'ların bu hesaplardan yaptıkları paylaşımlarda komik miktarda BitCoin talep etmeleri bence bu siber saldırının maskesi!
Çok güçlü siyasetçilerin, patronların 'mavi tikli' hesaplarının ele geçirilmesi Twitter'a bir mesaj aslında! Son dönemde Twitter yönetimi, siyasi manipülasyonları engellemek adı altında hesapları dondurmak, bazı tweetleri 'sakıncalı', 'zararlı' ilan eden yazılımlar devreye sokmak gibi radikal sıra dışı kararlar alıyor. Kapalı kapılar ardında büyük pazarlıklar dönüyor olabilir!
TWITTER GÜVENLİ DEĞİL
Bence son saldırının verdiği mesaj açık: Twitter güvenilir bir platform değil. Düşsenize Obama'nın hesabını ele geçirenler, ABD Başkanı Donald Trump'ın hesabını da ele geçirilip küresel boyutta bir güvenlik krizine yol açabilirler. Zaten 2017'de bir Twitter çalışanı, Trump'ın hesabını silmiş, hesap kısa süre sonra yeniden canlandırılmıştı. Associated Press'in hesabı ele geçirilip 'Beyaz Saray'a saldırı düzenlendi' paylaşımında bulunulmuş ve bu borsalarda büyük düşüşe yol açmıştı. Ama Türkiye'de hükümet sosyal medyanın daha güvenli olmasını, kişilik haklarına yönelik saldırıların hukuki yaptırımının olmasını ve küresel sosyal medya platformlarının ülkemizde temsilci atamasını isteyince bazıları buna çok kızdı! Elbette internet özgürlüğünün sınırlandırılmasını savunulamaz ama belli bir düzene ve güvenliğe de büyük ihtiyaç var. Sonuçta 2019'da kendi yöneticisi Jack Dorsey'nin hesabını bile koruyamayan Twitter'dan bahsediyoruz! Ya Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hesabı ele geçirilse, Türkiye'yi kaosa sürükleyecek paylaşımlar yapılsa ne olacak? Twitter'ın özür dilemesi yeterli mi olacak?