Sabah Gazetesi'nde yazmanın en güzel tarafı, yazarların birbirleriyle fikir tartışmasına girebilmeleri. Bu geleneğin gelişmesinde Hıncal Uluç'un büyük payı var. Hıncal Abi'den çok şey öğrendim, onunla polemiğe girmek bile gazetecilik vizyonunuzu geliştiriyor. Hıncal Abi, hem GÜNAYDIN'ın, hem de yazılarımın siyasallaşmasını eleştirmiş. Evet magazinde siyaset başta garip kaçıyor ama yeni trend bu. Gezi olaylarından sonra çok şey değişti bu ülkede! Sanatçılar daha politik oldu, sosyal medyanın da etkisiyle bazı sanatçılar muhaliflerin sözcüsü haline geldi. Biz de bu değişime ayak uydurduk. Hıncal Abi, Tarkan'ın imarsız arsa alıp imarı değiştirmek için yıllarca inatla belediyeleri zorlamasını eleştirmemi yanlış bulmuş.
Ben bu durumu Türkiye'nin en büyük starına yakıştıramadım ve bunu eleştirdim. Olmuyorsa olmuyor, altı kez imar değişikliği istemek normal mi? Evet Hıncal Abi'nin dediği gibi, 'Üzgünüm muhalifler' yazının şifresi! Tarkan'ın Kazdağları, zeytin ağaçları gibi konularda eleştirel açıklamalar yapması muhalifleri sevindirmişti. Aslında Tarkan hep apolitikti ama çevre gibi kendisini zora sokmayacak konularda hükümeti eleştirerek bir anlamda muhaliflerin gönlünü kazandı.
Hıncal Abi, ben Tarkan'ı samimi bulmuyorum. Gerçekten samimi olsaydı hükümetin 11 Kasım'da başlattığı fidan dikme kampanyasına destek olurdu. Olmadı çünkü muhaliflere yaranması gerekiyordu! Bazı muhaliflerin derdi çevre değil aslında! Hepsi için konuşmuyorum! Bazıları sırf AK Parti yapıyor diye ağaç dikilmesine bile üzülüyor. Çünkü onların derdi ağaç, yeşil değil; tek dertleri iktidarı düşürmek. Bunun için de doğa sevgisini kullanıyorlar. Elbette hükümetin çevre konusunda yanlışları olabilir ama hep eksik tarafı görmek de kutuplaşmanın daniskası bence. 11 Kasım'da milyonlarca fidan dikildi. Poşetlerin paralı olması da çevrecilik adına en büyük gelişme.
Çok basit bir soru: Madem Tarkan ve Cem Yılmaz çevreye duyarlı, neden bu güzel gelişmeler için tek bir tweet bile atmadılar? Atmazlar çünkü muhalif hayranlarını kızdırırlar! İşte bu, ülkemizin düştüğü en büyük kısır döngü! Muhalifler kutuplaşmadan şikayetçiler ama kutuplaşmaya destek oluyorlar. Tarkan ve onun gibi çevreci görünen sanatçılar gerçekten çevreci olsalardı, Leonardo DiCaprio gibi hibrit araçlar kullanır, Brad Pitt gibi doğal felaketlerde gönüllü çalışır, doğayı korumak için vakıflar kurar, iklim değişikliği için bağış toplarlardı. Ne yazık ki bizim sanatçılar çevreci görünüyorlar ama hep rant peşinde koşuyor, hep daha çok kazanmak istiyorlar! Yani Hıncal Abi, klip çekerek 'Çevreyi, doğayı sevelim' mesajı vermekle çevreci olunmuyor.
Tarkan da arsasına imar alıp AVM ya da benzin istasyonu yapacak işte! Daha önce de Ömerli'deki villasındaki ağaçları kestirmişti. Zeytin ağaçlarına üzül, hükümeti eleştir, sonra da arsana imar çıkarmak için yıllarca belediyelerin kapısını aşındır! Bu mu çevrecilik Hıncal Abi? GÜNAYDIN, işte bu haksız, samimiyetsiz tutumları eleştiriyor ve eleştirmeye devam edecek! Bu siyaset yapmak değil, halkçı bir tutum aslında.

***

Rafadan Tayfa neden lider?
Sinema bilet fiyatlarının yükselmesi, gişe rakamlarını da aşağıya çekti. Biletlerden elde ettikleri kazanç yükseldiği için yapımcılar bundan fazla etkilenmedi. Fatura izleyiciye çıktı! İnsanlar artık gerçekten izlemeye değer bulduğu filmler için sinemaya gidiyor. İddialı büyük bütçeli yerli yapımlar artık eskisi gibi gişe rekorlarını kıramıyor. Bilet fiyatlarından en az etkilenen yapımlar ise çocuk filmleri. 'Rafadan Tayfa Göbekli Tepe'nin, güçlü rakiplerine rağmen vizyonda dördüncü haftasında bile Boxoffice listesinde lider olması rastlantı değil. Aileler çocuklarını filme götürüp AVM'de yemek yedirince hem güzel bir etkinlik yapmış, hem de günü kapatmış oluyorlar. Son birkaç yıldır en çok kar getiren yapımlar çocuk filmleri ve animasyonlar. Yerli komedi furyası bitti! Şimdilerde yerli çocuk filmi ve animasyonu çeken kazanıyor. İnşallah yakında bunun da suyu çıkmaz!