Vatikan'ın Aziz Petrus Meydanı'nda, her yıl olduğu gibi bu yıl da Hz. İsa'nın doğum sahnesini ziyaret eden Papa Francis, kendisini karşılamak için gelen kalabalıkla buluştu. Papa Francis, bir kadının elini sertçe çekmesi üzerine tepki göstererek elini bırakması için kadının eline vurdu.
Bu olayı ani bir refleks olarak değerlendirebiliriz ama görüntülerde Papa Francis'in oldukça sinirlendiği dikkat çekiyor.
Katolik inancına göre Papa, Tanrı'nın yeryüzündeki gölgesidir. 1870 yılında Vatikan Konsili'nde Papa'nın yanılmazlığı (papal infallibility) resmen ilan edilmişti. Yani Papa'nın inanç ve ahlak konularında yanılmazlık hak ve yetkisine sahip olduğu yasa haline getirilmişti.
Meseleye bu açıdan baktığınızda Papa Francis'in sonsuz bir merhameti olmalı ve kendisine kaba davranışta bulunan o kadına diğer elini de uzatmalıydı.
Halbuki Papa Francis, ülkesi Arjantin'deki solcu akımların da etkisiyle sosyal adaletsizlik ve eşitlik konularına duyarlı olması, futbola olan tutkusu, halkın arasına çok karışmasıyla tanınıyordu. Ayrıca rahiplerin çocuklara yönelik taciz vakalarının üstünün örtülmesine izin vermemesiyle de büyük övgü almıştı.
İşte böyle kol çekme hadisesi gibi anlık ufak olaylarda, kutsal kabul edilen insanlar sınavdan geçiyor. Rahat koltuğunda oturup barış, adalet mesajları vermek yetmiyor.
Eğer videoyu izlerseniz eline vurulduktan sonra kadın adeta yıkılıyor. Papa Francis'in yaptığını kadına yönelik şiddete olarak görenler bile var.
Bizdeki sosyal medya yorumlarında ise Papa Francis'i haklı görenler çoğunlukta. Hadi size bir soru; bizim Diyanet İşleri Başkanı bir kadının eline vursaydı sosyal medyada nasıl yorumlanırdı? Olay iki ölü, bir yaralı varmış gibi yansıtılıp Diyanet İşleri Başkanı linç edilmez miydi?
***
Yeni 'derin devlet'i mi beğenmedi?
Erdal Beşikçioğlu'nun zam talebi karşılanmadığı için 'Behzat Ç.' dizisinden ayrıldığını söyleyenler oldu. Aynı dizide 'Hayalet' karakterini canlandıran İnanç Konukçu, "Sayın Beşikçioğlu, çık bir açıklama yap! İnsanların ekmeğiyle ben oynamadım de! Çok emeğin var! Bittim de! Tükendim de! Bir şey de lütfen!" diye çağrıda bulunmuştu.
Ve Beşikçioğlu'ndan yanıt geldi: "Bizimle henüz senaryo bile paylaşılmadan, onayımız alınmadan yeni sezon duyurusuyla,-dedikodusuyla beklenti yaratıldı. Sonraki süreçte bir baktık ki hikayede büyük değişiklik var. Behzat Ç. cinayet bürodan uzaklaşıyor, derin devletle bir mücadelenin içine giriyor. Karakterle ilgili çok önemli bir değişiklik söz konusu. İş bambaşka bir şeye dönüşüyor. Ayrıca bu işin yönetmeni Serdar Akar, yeni çekilecek sezonda istenmiyor. 'Memduh Başkan'ın yeni bölümlerde istenmediği belirtiliyor."
Beşikçioğlu, "Ben alacağım paraya bakarım, işimi yaparım" demedi ve alkışı hak ediyor mu diyorsunuz? Beşikçioğlu şu soruyu yanıtlamalı: Diziye 'Ercüment Çözer' ve 'Memduh Başkan' karakterlerini Serdar Akar sokmadı mı? Bu karakterlerden sonra senaryoya derin devlet girdi ve dizi 'Kurtlar Vadisi Pusu'ya dönüşmedi mi? O zaman niye itiraz etmedi? Yoksa ünlü aktör, senaryodaki yeni 'derin devlet' yapısını mı beğenmedi?
***
Yeni yıla küçük hedefler
Yeni yıla birçoğunuz gibi ben de yeni kararlar alarak girdim. Karar almak güzel ama uygulamak zor. Konuyla ilgili bir haber okudum, paylaşmak isterim. Psikoterapist Rachen Weinstein'a göre problem, 'yeni yılda bambaşka bir insan olabileceğimiz' yanılgısıyla çok büyük hedefler koymaktan kaynaklanıyor. Kendimize küçük hedefler koyarsak, bu hedefe ulaştıktan sonra hedefi yukarı çekmek daha kolay oluyormuş.