Michael Jackson, tartışmasız pop müzik tarihinin kralıydı. Muhteşem sesi, şarkıları, sahne şovu ve satış rekorları kıran albümleriyle ulaşılmaz bir zirvedeydi. Ama Michael aynı zamanda hasta ruhlu, çocuk tacizcisi bir canavardı. Michael, sağlığında hakkında yapılan taciz suçlamalarını hem gücünü, hem de parasını kullanarak susturmayı başarmış, bir şekilde geniş kitleler gözünde 'çocuk tacizcisi' damgası yemeden suçlamalardan kurtulmuştu.
Ancak dün ABD'li yayın kuruluşu HBO'da ilk bölümü yayınlanan ve Michael Jackson'ın canavar yüzünü net şekilde sunan 'Leaving Neverland' belgeseli müzik tarihini değiştireceğe benziyor.
Belgesel, aslında bilinen ama çok fazla dile getirilmeyen acı olayların birinci ağızdan anlatmasıyla önem kazanıyor. O zamanlar 7 ve 10 yaşında olan James Safechuck ve Wade Robson, Michael tarafından uğradıkları cinsel istismarı, detaylı bir şekilde belgeselde anlatıyorlar.
Michael, suçlamalar ilk yapıldığında "Yatağımı erkek çocuklarla paylaştım ancak bunda cinsel yön olmadı" demişti. Ama belgeselde Safechuck ve Robson, yüz kızartıcı iğrenç şeyler anlattılar!
"Şimdi konuşanlar zamanında niye konuşmamışlar?" diye soranlar olacaktır. Bu soru, anlatılanlar ne kadar da doğru olsa belgeselin objektifliğine zarar veriyor aslında.
Her şeye rağmen bu belgeselden sonra insanlar 'Michael Jackson hayranıyım' derken iki kere düşünmek zorunda kalacaklar ya da 'Popun kralıydı, kahramanımdı ama...' diye cümleler kuracaklar. Michael Jackson iyi ki hayatını kaybetmiş bile diyebiliriz, yaşasaydı uzun yıllar cezaevinde kalırdı!