Fransa'daki Sarı Yelekliler eylemleri Avrupa'yı da etkisi altına almaya başladı.
Belçika polisi, daha ortada eylem yokken, eylem yapma potansiyeli olan gençleri gözaltına alıyor. Paris'te içki satışları bile yasaklandı.
Polis, göstericilere karşı orantısız güç kullanıyor. Artık 'Endişeliyiz' deme sırası bizde galiba.
Hiç yakışıyor mu demokratik ülkelere böyle sert önlemler?
Eylemcilerin ateşe verdiği Paris'te komik olaylar da yaşanmıyor değil.
Yağmalama olayları başlayınca birçok mağaza kepenklerini indirdi.
Gelinlik satan bir mağaza ise cansız mankene sarı yelek giydirerek kesin çözümü bulmuş.
Otomobiline 'I love Macron' yazan kişi ise sigorta şirketinden alacağı parayla yeni bir otomobil almayı planlıyor olabilir.
GARİPLER YAKAR
Bir oyuncak firması ise Sarı Yelekli Action Man oyuncaklarını piyasaya sürerek pazarlamada zekice bir hamle yapmış.
'Zenginler daha çok vergi ödesin' diye isyan eden eylemcilerin oyuncağını yapıp satmak...
İşte kapitalizm budur.
Mizahı bir tarafa bırakırsak; Sarı Yelekliler'in isyanıyla ilgili artık; '1789 Fransız İhtilali'ne dönüşür mü?', '68 Kuşağı geri mi dönüyor?' gibi sorular soruluyor.
Yardım kuruluşu Oxfam'ın yaptığı son araştırmaya göre; küresel servetin yüzde 82'si, nüfusun sadece yüzde 1'ini oluşturan zenginlerin cebinde dönüyor. Dünyanın en zengin sekiz insanı, yoksullukla mücadele eden 3.7 milyalık nüfusun toplam servetine sahip. Tablo bu kadar vahimken, daha çok Sarı Yelekliler benzeri isyanlar çıkabilir.
Yoksa sadece kendi halklarını değil, gelişmekte olan ülkelerin insanlarını da sömüren küresel çetenin sonu mu geliyor?
Müslüm Baba'nın (Gürses) dediği gibi;
"Hor görülenlerin isyanıdır bu / Sevip sevilmeyenlerin isyanıdır bu / Düzensiz dünyanın günahıdır bu / Yakarsa dünyayı garipler yakar..."