Ünlü Fransız aktör Vincent Cassel'ın basın toplantısı keyifli geçti. Cassel yakından da karizmatik bir insan. Ona kariyerindeki çıkış filmi olan 'La Haine'in (Protesto) Fransa gettolarında geçen öyküden yola çıkarak şu an ülkesinin mültecilere yönelik katı politikalarını sordum. Cassel şöyle yanıt verdi: "25 yıl önce bir filmimde mültecilere bir bölüm ayırdım. O zaman Fransa kucak açıcıydı. Bazı nedenlerden dolayı Fransa kendini kapatma gereği hissetti. Şu anda medyada insanları o kadar çok korkutuyorlar ki, 'Bizden fazla olacaklar' vurgusu yapılıyor. Doğal olarak bazı şeyleri kapatıyorlar. Trump'ın ABD'si değil ama ona yakın bir şey oldu. Terörizmden dolayı insanlar korkuya kapıldı. Dünyada sınırları kapatmak gereğini duymuyorum ama Suriye'den gelen her insanın doğru düzgün insan olduğunu düşünmek de doğru değil."
Cassel, Türk sinemasından hangi filmleri izlediği sorusuna "İzlemedim. Film seyretmekle vakit kaybedersem kendi filmlerimi yapamam. Önemli olan başkalarının ne yaptığı değil, gerçek hayatta olanları sinemaya sunmak" yanıtını verdi.
Cassel'ın "Film yapmak için film yapmam. Mecburen hiçbir rolde oynamam, hissetmezsem bırakırım. Kötü insanlar her zaman daha çok dikkatimi çekmiştir. Kötü insanların ne düşündüğünü görmek daha avantajlı... Kötü kahramanlar hiç olmazsa biraz daha gerçekçi" açıklaması da dikkat çekiciydi. Cassel, Antalya'da Onur Ödülü almasıyla ilgili de "Benim için en güzel ödül, 25 yıllık bir filmin ('La Haine) tekrar önünüze sunulması" diye konuştu.
Cassel gerçekten sadece sanatına yoğunlaşmış, sinemanın felsefesine dair ilginç fikirleri olan büyük bir oyuncu.