Socrates spor dergisi son sayısının tamamını Dünya Kupası'na ayırmış, 192 sayfa müthiş bir rehber hazırlanmış.
Dergide en çok dikkatimi çeken analiz ise Caner Eler ve İnan Özdemir'in ünlü futbol yazarı Jonathan Wilson'dan aldıkları yorumlar oldu.
Wilson'ın Messi yorumunu paylaşmak isterim: "Messi için futbol, genelde 80 dakikalık bir oyun; başlarda süresini, rakip takımı ve formasyonu inceleyerek geçirebiliyor.
Messi'nin dehasının bir kısmı da burada yatıyor.
Mesela gençken, 2006'da bir turnuvada onun otel odasına gitme şansı buldum.
Televizyonda bir maç açıktı ve onu dikkatle izliyordu. Hangi takımların karşı karşıya geldiğini sordum. 'Bilmiyorum' dedi.
Ben de 'O zaman niye izliyorsun?' diye sordum. Şöyle açıkladı:
'İyi oyuncular sadece iyi maçları veya takımları izleyerek kendilerini geliştirebileceklerini sanıyor. Oysa sadece iyi takımları izleyerek bir şey öğrenemezsiniz.' O yüzden Messi her seviyede futbol maçı izlemeyi tercih ediyor; çünkü bu sayede alan bulmayı, kötü takımların kilidini açmayı, zayıf rakiplere karşı hücum etmeyi öğreniyor." Wilson gerçekten önemli bir ayrıntıyı yakalamış. Messi olağanüstü yeteneği ve çok çalışmasının yanı sıra müthiş bir futbol izleyicisi ve bu da rakiplerinden daha iyi olmasını sağlayan etkenlerden biri.
Barcelona'da teknik direktör ve futbolcu transferlerinde önce Messi'nin fikrinin sorulmasına şaşırmamak lazım. Bizde işi futbol yorumculuğu olanlar, acaba dört büyükler ve Başakşehir'in maçlarının dışında hangi maçları izliyorlar?
Bu soru futbolcular için de geçerli.