Kurban Bayramı tatilinin uzaması hem tatilcileri, hem de turizmcileri sevindirdi. Özellikle Kuzey Ege'de büyük bir yoğunluk yaşandığı belirtiliyor. Edremit Bölgesi'nde oteller tamamen dolarken, Bozcaada'da sadece oteller değil restoranlar bile doldu.
Bozcaada Turizm İşletmecileri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Fahri Bulut "Bozcaada'da bayramda yer bulmak imkansız gibi bir şey... Benim tavsiyem, Bozcaada'ya gelmeden önce, hem GESTAŞ feribotlarından randevu almanız, hem de yemek yiyeceğiniz restoranlarda rezervasyon yaptırmanız... Yoksa zor durumda kalabilirsiniz" diyor.
Yani Fahri Bey kibar bir dille 'Gelmeyin artık, yemek bile bulamazsınız' diyor. Fahri Bey şaka yapmıyor! Örneğin 2011 yılında Bozcaada'da insanlar yer bulamadıkları için sokaklarda, plajlarda yatmış, ekmek kıtlığı yaşanmış. Tatilcilerin halk ekmek kuyruğuna girmesi haber olmuştu. Her bayramda aynı sorun yaşanıyor ama insanlar inatla rezil olmayı göze alarak Bozcaada'ya gidiyor.
Türkiye'de turistik bir belde ünlendi mi, adı çıktı mı orada tatil huzurlu bir tatil yapılmaz! Daracık sokakların hınca hınç insanla dolduğu, huzurlu bir şekilde denize girilecek yerin nadir olduğu Alaçatı, Bozcaada ve Bodrum'dan başka bir yer yok mu? Bir sürü yer var, ülkemiz cennet. Örneğin Bozcaada'nın hemen yanı başında Gökçeada daha güzel, daha sakin bir ada ama oraya gitmek trend değil!
Sırf Instagram'a 'Alaçatı'daydım, Bozcaada'daydım' fotoğrafı koymak için parasıyla rezil olanların sayısı fazla. Halbuki tatil huzurlu vakit geçirmek için yapılır. Eskiden bayramlar; köye gitmek, büyüklerin elini öpmek, eş dost akraba ile vakit geçirmekti. 'Nerede o eski bayramlar' edebiyatı yapıp lafı fazla uzatmak istemem. Bayram tatilinin uzatılması turizme can suyu oluyor ama geleneklerimizden uzaklaşıyoruz!