Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, hafta sonu İstanbul'da sinema sektöründen çok sayıda temsilciyle bir araya gelerek Yeni Sinema Kanunu taslağı hakkında bilgi verdi. Öncelikle sinemaya olan yakın alakasından ve taslaktaki birçok olumlu karardan dolayı Avcı'yı kutlarım.
Örneğin taslakta, Türkiye'de film çekecek yabancı yapımcıların ülkemizde harcadıkları tutarın yüzde 30'u kadarını geri alabileceği maddesi var. Bu, Türkiye'yi yabancı stüdyoların yeni çekim merkezi yapabilir ve ülke tanıtımına da büyük katkısı olabilir; doğru bir karar.
Sinemada izleyicilerin tepkisine yol açan uzun reklamlara da sınırlama getiriliyor. Artık bir film öncesi en fazla 15 dakika reklam gösterilebilecek, bu süreye yeni filmlerin fragmanları da dahil.
Bu da yerinde bir karar.
Avcı, yerli film sektörünü güçlendirmek, gösterim şansı bulamayan filmlerin seyirci ile buluşmasını sağlamak için sinema salonu işletmecilerinin de destekleneceğini duyurdu. Taslağa göre, sinema salonu işletmecilerine verilecek destek tutarı ve diğer şartlar yönetmelikle belirlenecek. Bu da festival ve art house filmlerinin salon bulabilmesi adına güzel bir gelişme ama bu nasıl olacak?
Bu konu mutlaka netleşmeli.
Taslakta ülke tanıtımına katkı sağlayan ve yurt dışına ihraç edilen dizilerin desteklenmesi öngörülüyor. Dizi sektörünün böyle bir desteğe ihtiyacı yok, zaten iyi kazanıyorlar.
Sadece, AB kategorisinde yer alan reyting deneklerinin eskisi gibi eğitim seviyeleri yükseltilerek, yerli dizilerin geçmişteki gibi daha kaliteli yapımlar haline gelmesi sağlanabilir. Yeni denek yapısı yüzünden son dönemde dizilerin kalitesi düştü, bu da yurt dışı satışlarını etkiledi. Bence Avcı, bu konuda RTÜK üyeleriyle bir toplantı yapmalı.
Gelelim taslaktaki en tartışmalı konuya...
Avcı, gişede 1 milyon seyirciye ulaşan yerli yapımcıya sağladıkları eğlence vergisinin yüzde 25'i oranında destek verileceğini açıkladı. Türkiye'de 1 milyon seyirciye ulaşan bir film, genelde kar etmeyi garantiliyor.
Böyle bir desteğe ihtiyaç var mı tartışılır. Örneğin, Türkiye'de en çok eğlence vergisi ödeyen 'Recep İvedik 5' 7 milyon 427 bin 768 seyirci sayısına ulaştı ve tam 85 milyon 912 bin 623 TL hasılat yaptı. Türkiye'de en çok izlenen, yabancı festivallerde ödül yağmuruna tutulan Nuri Bilge Ceylan'ın art house filmi 'Kış Uykusu' bile sadece 304 bin 782 seyirci ulaştı.
SANAT FİLMLERİ ÖNEMLİ
Bu karar, gişeden büyük pay alan BKM, TAFF gibi büyük yapım şirketlerini ve Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar gibi gişe rekortmeni sinemacıları sevindirir.
Avcı'nın düzenlediği toplantıya kimler katılıyor bilmiyorum. Bu köşede defalarca yazdık; Türk sinemasının en temel sorunu yurt dışında Türkiye'ye gurur duyacağı ödüller kazandıran art house, festival filmlerinin bazılarının Türkiye'de gösterime girecek tek bir salon bile bulamamasıdır.
Eğlence vergisinde yüzde 25 geri ödeme kanunuyla birlikte Şahan yılda iki film, BKM 20 film çeker.
Bir de abidik gubudik yerli komediler var, hepsi 1 milyon barajını aşmak için daha çok salon talebinde bulunur. Nuri Bilge Ceylan bile yeni filmini gösterime sokacak yeterli salon bulamaz. Taslaktaki bu madde, 'Şahan Gökbakar, BKM vs. daha çok kar etsin, sanat filmleri ölsün' demekten başka bir şey değildir. Yerli sinemanın gelişimi için büyük bir şans olduğuna inandığım Avcı, umarım taslaktaki bu tartışmalı maddeyi tekrar gözden geçirir.