'Beş ay sonra sahalara dönen Caner Erkin, maç bitimi eşi Şükran Ovalı ile birlikte Harbiye Sahne'de eğlendi, sonra da Etiler'de çorbacıya gitti. Mekan çıkışı Caner kendisini bekleyen gazetecilerin gönderilmesini istedi, sonra bir muhabir 'Taraftar sizi eleştirdiği için mi medyaya tepkilisiniz?' diye sordu. Caner de 'Ne alakası var lan!' diye tepki gösterdi. Daha sonra öfkeli futbolcu, Etiler'de de polisin dur ihtarına uymayarak kaçtı.' Bu haber metni, birçok internet sitesinde çıktı. Öfkeli futbolcu, magazin muhabirleriyle tartışıyor falan filan. Klasik bir magazin haberi gibi duruyor.
Görevini yapan gazetecileri mekanın önünden kovdurmaya çalışmak, sonra da sorulan soruya 'lan'lı, hakaret içeren yanıt vermek vs.; Caner'ın takındığı tavır hatalı. Ancak muhabir arkadaşlar haberi yaparken duygularını işe çok karıştırdılar mı, merak ettim. Haberde 'öfkeli futbolcu polisin dur ihtarına uymayarak kaçtı' ibaresi var. Eğer doğruysa, Caner suç işledi demektir ve bu yüzden polisin Caner'i yakalayıp ifadesini alması gerekiyordu.
Bu arada medya, Caner Erkin'i, eski eşi Asena Atalay'ın açtığı davalarda haklı, bazı köşe yazarları Atalay'ın nafaka adı altında Erkin'den servet istemesini komik bulmuştu. Caner Erkin'in, tam da medyanın desteğini almışken, magazincilere hakaret etmesi hem hoş değil, hem de taktik hatası. Tecrübelerime dayanarak söylüyorum; birçok ünlü isim boşanma davalarında güç kazanmak için medyada psikolojik harp aracı olarak kullanıyor.
Medyada çizilen olumluolumsuz imaj da mahkemelerde etkili oluyor!