Galatasaray'ın sezon ortasında Karabükspor Teknik Direktörü Tudor'la anlaşması etik mi diye tartışılıyor.
Elbette Karabükspor'un sezon ortasında hocasız bırakılması, Tudor'un takımını yüz üstü bırakması büyük ayıp. Ancak futbolda büyük bir yozlaşma içinde olan Türkiye'de etik olmak çok da değer verilen bir kavram.
Galatasaraylılar da 'Fatih Terim'i sezon ortasında bizden almışlardı' diyorlar.
Haklılar, Terim milli dava için takımını bırakmıştı ama sonuçta Galatasaray sezon ortasında hocasız kalmıştı.
Karabükspor Başkanı Ferudun Tankut "Telefonla bile aramadılar, Tudor'un gittiğini basından öğrendik.
Hocayı ayartıp hırsızlık yaptılar" diyor. Ah be başkan çok naifsiniz; sözleşmede 150 bin Euro yerine '1.5 milyon Euro'ya gider' maddesi koysaydınız bakın o zaman Dursun Özbek, günde kaç kere arıyordu sizi. Elbette Özbek en azından Tudor'la anlaşmadan önce nezaketen aramalıydı Tankut'u, anlaştıktan sonra "Aradım, açmadı" demek bu ayıbı örtmez.
Asıl tartışılması gereken bir hocanın kendisine inanmış oyuncuları, taraftarı ve bir camiayı güzel bir teklif gelince anında yüzüstü bırakmasıdır.
Bunu yapan bir hocaya hangi futbolcu inanır, güvenir? Etik tartışmasını bir tarafa bırakırsak, Galatasaray yönetimi mevcut şartlarda en ekonomik, en doğru hamleyi yaptı. Bu hamle Galatasaray'a şampiyonluk bile getirebilir. Galatasaray'da 2014/2015 sezonunda Prandelli-Hamzaoğlu, 2007/2008'de ise Feldkamp- Cevat Güler değişiklikleriyle iki kez şampiyon olmuştu!