Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

42-0 normal sonuç

Kızıl Ordu Buz Hokeyi Takımı'nın öyküsünü anlatan 'Red Army' adlı bir belgesel var. Takımın meşhur kaptanı Slava Fetisov'un bakış açısından anlatılan belgesel, aynı zamanda Kızıl Ordu takımı aracılığıyla 1980'lerin SSCB'sinden günümüz Rusya'sına yaşanan değişimleri de ele alıyordu.
Küçük yaşta buz hokeyi eğitimi almaya başlayan çocuklar, Sovyet disipliniyle yetiştiriliyordu.
Daha 9-10 yaşlarında günde iki antrenman yapan, yoğun taktik eğitiminden geçen bu çocuklardan sadece en iyileri Kızıl Ordu (Red Army) Buz Hokeyi Takımı'na girebiliyordu.
Red Army'de oyuncular taktiksel ve düşünsel açıdan fark yaratmak için Anatoli Karpov gibi büyük üstatlardan satranç eğitimi alıyordu.
Oyuncular, fiziksel ve estetik üstünlük içinse Bolşoy yönetiminde bale eğitiminden geçiriliyordu.

ÇOK DALGA GEÇİLDİ
Rus buz hokeyi ekolünün babası Anatoli Tarasov'un inşaa ettiği bu sıra dışı eğitimin sonucunda; Red Army oyuncuları satranç hamlelerini hatırlatan çok karmaşık, pasa dayalı, bale estetiğinde müthiş bir oyun oynuyorlardı. 'Tika taka' oynayan kısa boylu Barcelonalı oyuncuların fiziksel açıdan da dünyanın en güçlü takımı olduğunu hayal edin; işte Red Army böyle bir takımdı.
Rakiplerin bu oyunu çözmesi zaman aldı. Bu arada Sovyetler Birliği ulusal buz hokeyi takımı birçok dünya ve olimpiyat şampiyonluğu kazanarak tarihin en başarılı spor hanedanı oldu. Red Army, ABD'nin ulusal ligi olan NHL takımları ile yaptıkları gösteri maçlarında da ezici bir üstünlüğe sahipti.
İşte Avrupa Olimpik Gençlik Kış Festivali'nde bizim Erkek Buz Hokeyi Milli Takımı'nı 42-0 yenen Rusya buz hokey takımı böyle bir gelenekten geliyor.
Evet, 42-0 büyük bir hezimet ama bu yenilgiyle dalga geçenler şunu bilmeli:
Buz hokeyini oynarsın ya da hiç oynayamazsın.
Oynamayı bilmiyorsan kalenin önüne otobüs çeksen de hezimetten kurtulamazsın.
Ne yazık ki, bizim gençler, buz hokeyi oynamasını bilmiyorlardı.
Çoğu da zaten buz hokeyine amatör spor olarak devam edip ileride doktor, mühendis olacaklar.
Rusya milli takımındaki birçok oyuncu ise bu oyunun en iyi oynandığı NHL'ye gidecekler.
Yani maçın kırılma anı başlama düdüğüydü aslında. İşte aradaki fark bu kadar derin.
Bu farkı bilmeden birçok insan 42-0 yenilen gençlerle bol bol dalgasını geçti. Medyada bile 'Bari hiç sahaya çıkmasaydınız' gibi başlıklar atıldı.

DEVRİM GEREKİYOR
Birinin başarısızlığıyla dalga geçmek insanın doğasında var. Hiçbir şey yapmadan eleştirmek çok kolay. Üretmek yok, amatör spor dallarına ilgi yok denecek kadar az, varsa yoksa futbol! Merak ediyorum bu gençlerle dalga geçenler hiç buz hokeyi maçı izledi mi?
Asıl sorun bu ruh halinin bizde toplumsal seviyede kronik bir vaka olarak yaşanması. Bu kültür, medyamızda da fazlasıyla var; birçok yorumcu, yazar başarısızlığı aşağılayarak büyük paralar kazandılar. Daha da kötüsü ata sporu futbol tartışma programı izlemek olan bir nesil yarattılar.
Türkiye'de genç nüfus fazla, modern tesislerimiz hızla artıyor ama spor kültürünü, amatör sporlara ilgiyi artıracak politikalar bir türlü hayata geçirilemiyor.
Bence işe önce başkalarının başarısızlığıyla kıyasıya dalga geçme, aşağılama kültüründen kurtularak başlamalıyız. Spor yapan, sporu sevdiren bir anlayış devrimine ihtiyaç var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA