Fenerbahçe-Galatasaray maçını tribünden izlerken atılan gollerde coştum. Galatasaray'ı yendiğimize sevindim ama sahadaki vasat futbola üzüldüm.
Bir ara 'Ben neden bu sıkıcı maçı izliyorum?' diye söylendim kendi kendime. Eğer yabancı bir ülkede yaşıyor ve bu iki takımı da tanımıyor olsaydım, TV'de bile bu maça beş dakikadan fazla katlanamazdım.
Çok faul yapıldı, maç çok durdu, futbolcular sürekli itiş kakış halindeydiler ve doğal olarak topun oyunda kaldığı süre azdı. Sahada futbol namına tek güzel şey Robin Van Persie'nin olmasıydı.
Türkiye'de taraftarlık olgusu bu kadar güçlü olmasa, Süper Lig'in değeri yıllık 600 milyon dolara çıkmazdı. Bizde maçlar sonucu için izleniyor, takımın maçı kazanmasından önemli bir şey yok. Futbol yorumları, yazıları da tabelaya göre yazılıyor.
Haliyle bu anlayış, Süper Lig'in kalitesini düşürüyor.
Müşterinin ilk talebi güzel futbol olmayınca maçlarda sadece puan almak için oynanıyor.
Süper Lig maçlarında topun oyunda kaldığı süre ortalama 53 dakika 15 saniye. Bu oran Premier Lig'de 56 dakika 15 saniye, Bundesliga'da 55 dakika 44 saniye, Ligue 1'de 56 dakika 15 saniye, Serie A'da 55 dakika 34 saniye...
Maçlarda oyunun kesilme sayısında da lideriz. Süper Lig'de ortalama bir maç 112 kez kesintiye uğruyor. Premier Lig'deki maçların kesinti ortalaması 101, La Liga, Bundesliga ve Serie A'da 109, Ligue 1'de 108 ve UEFA Şampiyonlar Ligi'nde 100.
Sonra da neden Fenerbahçe- Galatasaray derbisi dünya televizyonlarında yayınlanmıyor diye üzülüyoruz. Kim izler bu sefil futbolu! Yeni Süper Lig ihalesiyle takımların geliri yüzde 50 arttı, yıllık 600 milyon dolar oynanan bu kötü futbol için bence çok fazla. Süper Lig'de oynanan futbolun yapısı değişmeli. Teknik direktörler kovulurum korkusuyla maç kaybetmemek üzere takımları sahaya sürdüğü sürece futbolumuz ilerlemez!