Pasifik Okyanusu'nda yer alan ada ülkesi Nauru'da, İranlı mülteci Sam Nemati; intihara teşebbüs ettiği için para cezasına çarptırıldı.
Nemati, 8 yaşındaki kızıyla birlikte iki yıl boyunca Avustralya tarafından finanse edilen bir mülteci merkezinde kapalı tutulmuş.
Daha sonra başka bir yere yerleştirilmiş.
Ancak kızı başka çocuklarla birlikte olabilsin diye habersiz bir şekilde yaşadığı evi değiştirince polis onu götürmek istemiş. Nemati de intihara kalkışmış.
Nauru savcılığı; Nemati için iki aya kadar hapis cezası talep etti ancak mahkeme 136 Euro para cezası verilmesine hükmetti.
Bu haber, tam bir insanlık dramı; Nemati ne yapsın, çaresizlikten intihara kalkışmış.
Bu haberi okuduğumda şunu da düşünmedim değil:
Ülkemizde canı sıkıldığı ya da dikkat çekmek için intihara teşebbüs edenlerin sayısı hiç de az değil. Boğaz Köprüsü'nde her hafta bu yüzden trafik sıkışıklığı yaşanıyor. Elbette Nemati olayındaki gibi ortada gerçekten bir insanlık dramı varsa, ceza büyük haksızlık.
İntihara teşebbüsün bir suç olarak görülmesi insan haklarına aykırı.
Peki, bir de dikkat çekmek ya da şov yapmak için intihara kalkışanlar var; onlara para ya da hapis cezası verilse, intihara teşebbüslerde bir azalma olabilir mi? Bu sorulara yanıt bulmak zor; sadece sesli düşünüyorum.
Belki bu ceza daha kötü sonuçlar doğurabilir; intihara teşebbüs edenlerin kararlılığını artırabilir. Ama Boğaz Köprüsü'ndeki intihar vakalarını durdurmanın da bir yolu bulunmalı artık. İstanbul trafiği o kadar yoğun ki; şov amaçlı intihar teşebbüsleri bile zincirleme bir şekilde tüm şehrin trafiğini felç ediyor. Trafikte saatlerce bekleyen insanların da psikolojisini düşünmek lazım, öyle değil mi? Defalarca yazdık; köprüde şeritlerin yanında bulunan ve kaldırım olarak tabir edilen bölümlere geçişi engelleyecek çit yapılması gerekiyor. Neden yapılmıyor; anlamak mümkün değil!