Sabah gazete almaya çıkmışken, oyumu da erkenden kullandım. Saat 07.50'de Beşiktaş Evlendirme Dairesi'ne vardım.
İnsanlar sanki yeni açılmış bir teknoloji mağazasından ucuza ürün almak istermişçesine kapıya yığılmıştı.
Çoğu insan, akıllı telefonları saati otomatik ileriye aldığı için erkenden gelmişti.
Ülkede yaşanan kutuplaşma; yerel seçimi, genel seçim havasına sokması ve 'Oyunu kullan' kampanyalarının etkisiyle galiba rekor bir katılımla seçimimizi yaptık. En güzeli de bu zaten.
Yalnız bir dahaki seçimlerde oy pusulasını küçültmenin bir yolunu bulmalıyız.
Oy pusulası en uzun ülke biziz galiba.
Elbette her parti seçime katılacak, çoğulcu demokrasinin en güzel göstergesi bu. Ancak adını oy pusulasında öğrendiğimiz, hiçbir siyasi faaliyette bulunmayan, seçim kampanyası bile yapmayan bazı tabela partileri var. Sadece oy pusulasında kalabalık yaratmaktan başka bir işlevleri yok bu partilerin. Bazı bağımsız adaylar bile bu partilerden daha çok seçim kampanyası yapıyorlar.
Bu siyasi parti enflasyonu, demokrasiye zarar vermeden bir şekilde azaltılmalı.
ZARFLAR KÜÇÜKTÜ
Bir de 'evet mührü' sorunsalı yaşandı… Bazı sandıklarda futbol programındaki 'Top çizgiyi geçti mi?'ye benzer tartışmalar yaşandı. Çünkü kaşeyi tam daireye gelecek şekilde basmak zordu. Dairenin dışına çıkarsa bir sorun olur mu diye kafalar karıştı.
Zarflar da devasa oy pusulalarını rahatça içine alacak kadar büyük değildi. Üç oy pusulasının aynı zarfa girmesi; kurumamış mührün bir diğer oy pusulasına bulaşma riskini artırdı. Zarfların dille yalanıp kapatılıp kapatılmaması da kafa karıştırdı. Yapıştırılmış zarflar açılırken mutlaka yırtılan oy pusulaları olmuştur.
Özetle oy kullanmak bu kadar sorunlu olmamalı. Bir dahaki seçimlerde daha küçük oy pusulaları, daha büyük zarflar, mührün vurulacağı daha geniş alanlar ayarlanmalı.