Türkiye-Hollanda maçının son anlarında Arjen Robben, dört futbolcumuza birden çalım atmıştı ya... Gökhan Gönül de "Nereye gidiyorsun? Kaç kişiyi daha geçeceksin? Skor 2-0 olmuş zaten" diye sitem etmiş.
Bizim açımızdan meseleye bakınca, sinir bozucu bir durum.
Hollanda, Dünya Kupası'na gitmeyi zaten garantilemişti.
Bizi de yenip Dünya Kupası'nda seribaşı olmak gibi zor bir hedefin peşindeydi.
Bunun için aynı zamanda Arjantin'in de Uruguay'ı yenmesi gerekiyordu.
Sonunda Hollanda'nın da hesabı tutmadı; Uruguay, Arjantin'i yendi.
Aslında Gökhan ve arkadaşlarının Robben'den çıkaracağı bir ders var; Robben de tıpkı Ronaldo, Messi gibi bir 'winner' (kazanan).
Ne olursa olsun hep daha fazlasını elde etmenin, daha büyük başarıların peşinde.
Biz grup birinciliğini garantileseydik ya da Estonya gibi hiç iddiamız olmasaydı, daha genç bir kadroyla çıkardık sahaya. Tam kadro çıksak bile; bir iddianın ve hedefin olmadığı maçlarda Türkler'in nasıl kötü sonuçlar aldığını biliyoruz.
Takım performansını geçtim, 'winner' karakterine sahip bir yerli futbolcu söyleyin lütfen. 'Winner' olmak, biraz da yetiştirilme tarzı ve iş ahlakıyla alakalı. Gençleştirme, yabancı sayısını düşürme vs.; bunlardan önce Türk futbolcusunun 'karakterini' baştan inşa etmek zorundayız. Yoksa hep bir iner, bir çıkarız!