TRT'nin Eurovision konulu toplantısının ardından dün, "Müzik yazarları, neden bu konuya kafa yormuyorlar?" diye serzenişte bulunmuştum.
Müzik eleştirmenleri müzik yazmamaya devam etsinler! Yazan yine Cengiz Semercioğlu oldu.
Semercioğlu; popüler kültüre o kadar hakim ki, müzik hakkında bile yönlendirici olabiliyor ve kafalarda soru işaretleri oluşturuyor.
İki yıl önce ben de Semercioğlu gibi 'Eurovision temsilcisini ulusal yarışmayla belirleyelim' diye düşünüyordum. Ancak artık aynı fikirde değilim.
Semercioğlu, "Yarışma düzenlenirse ünlüler de katılır. Eurovision, son dönemde sanatçılar için ekstra ekonomi yarattı. Katılmazlarsa da önemli değil, bizim ünlüler Edirne'den sonra ünlü değil zaten..." diye yazmış.
Eurovision; ekstra konser, daha çok para demek. Evet, bizim ünlüleri yurt dışında kimse tanımıyor. Ancak TRT'den teklif gelse anında kabul edecek Atiye, Hande Yener ve Murat Boz gibi sanatçılar, düzenlenecek bir yarışmaya katılmazlar. Kaybetme riskini göze almak istemezler!
AMATÖRLERLE OLMAZ!
O zaman da yarışma; liseliler ve yarı amatörler arasında geçer. O gün toplantıda söz alan bir Eurovision fanı aynen şunu söyledi: "Gurbetçilerimiz de şarkıcıya bakıyor. Yüksek Sadakat'in yarıştığı dönem bu gruptan haberi olmayan birçok insan vardı. 'Yüksek Sadakat de kim?' diye soruyorlardı!"
Yani asıl oy potansiyelimiz olan gurbetçiler için de 'tanınmış şarkıcı' lazım. Semercioğlu'nun "Kim giderse gitsin, yeter ki iyi şarkı çıksın" sözüne zaten herkes katılıyor. Lakin iyi şarkı besteleyenler de çoğunlukla profesyoneller. Düşünsenize yazı bile hit şarkısız geçirdik!
Müzik endüstrisi çökmüş durumda ve Tarkan bile kendisine beste bulamıyor. Hiç son dönemde parlayan amatör bir şarkıcı gördünüz mü ya da aklınızda kalan tanınmamış bir besteciye ait bir parça var mı?
Müzik dünyasında durum bu kadar vahimken, Eurovision'u da iyice liseler arası müsamereye çevirmenin âlemi yok.