Ünlü fizyoterapist Jacqes Arnould, "Engelli de insandır. Fantezileri, beklentileri vardır. Cinsel asistanın işi bunlara cevap vermektir, onları normal bir insan gibi hissetmesini sağlamaktır" demiş.
Bu cinsel asistanlar saate 400 lira kazanıyorlar ama onların da sorunları var. Çünkü bazı Avrupa ülkelerinin 'profesyonel meslek' saydığı 'cinsel asistanlık'a, diğerlerinde 'farklı göz'le bakılıyor.
Bu da bu 'mesleği' icra edenleri de, 'hizmeti alanları' da rencide ediyor...
Şimdi Avrupa medyasında en çok tartışılan konulardan biri bu.
Dikkatli okurlarım belki hatırlar; 19 Kasım 2010'da "Belediyeler, engellilerin sevişmesine yardım eder mi?" başlıklı yazımda 'seks asistanlığı'ndan daha uç bir tartışmaya değinmiştim.
İngiltere'de bazı belediyelerin vergi mükelleflerinin parasıyla engellileri (zihinsel engelliler de dahil) hayat kadınlarıyla birlikte olmaları için Amsterdam'a gönderdiğini ve bazı İngiliz vatandaşların "Ne! Bizim vergilerle mi karşılandı bu seks turizmi?" diye feryat ettiğini yazıp aramızdaki farka kafa yormuştum.
AVRUPAİ SORUN
Hürriyet editörü başta verdiğim habere "Avrupai bir dert: Cinsel asistanlık' diye her şeyi özetleyen bir başlık atmış.
Adamlar her şeyi çözmüşler artık nasıl daha insanca ve ultra modern yaşarız derdindeler.
Peki bizim tartıştığımız konular ne: 'Laik-anti laik kutuplaşması', 'Kürt sorunu', 'Güneydoğu'ya yatırım', 'YÖK', 'üniversitelerde türban sorunu'...
Belki de sorunumuz, sorunları çözmemek.
Yıllarca tartışarak daha da içinden çıkılmaz hale getirmek.
Türkiye'de 8.5 milyon engelli evde hapisken, cinsel asistanın uğradığı ayrımcılık tabii ki 'Avrupai sorun' olur.