Hürriyet'teki röportajda Meriç Tunca, Turgay Demirel'i sıkıştırmaya çalışmış ama asıl yöneltilmesi gereken soruları es geçmiş. Tunca mesela, CHP milletvekili Şahin Mengü'nün, Demirel hakkında Meclis'e soru önergesi vermesine değinebilirdi. Mengü'nün önergedeki en ilginç sorusu; Demirel'in FIBA Avrupa Başkanlığı'nı İzlandalı Olafur Rafnsson'a kaptırmasıyla ilgiliydi: "Sürekli favori olarak gösterilen Demirel'in seçimi kazanması amacıyla bakanlığınız, Basketbol Federasyonu ve diğer kurumlardan toplam ne kadar para harcanmıştır?" İzlanda'da basketbol ligi var mı ondan bile şüpheliyim ama Demirel, Rafnsson'a 51'e karşı 19 oyla kaybetti. Evet, lobi çalışmaları için ne kadar para harcandı? Yapılan harcamalar usule uygun muydu? Demirel bu soruları mutlaka yanıtlamalı. Gelelim Demirel ile ilgili asıl bombaya... Yok, 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nda Türkiye'ye gelmeyecek yıldızlardan bahsetmeyeceğim. Demirel, "Rüya Takım yoksa yok. Yıldızlar gelmiyorsa gelmiyor" diyerek nasıl olsa tarihe geçti. Benim asıl bahsetmek istediğim Dünya Şampiyonası için inşa edilen Sinan Erdem Spor Salonu'nda kullanılan parkelerin, FIBA tarafından belirlenen 8 ayrı kalitedeki parkelerden en düşük olmasıyla ilgili. Habertürk'ün haberine göre parkeler çok kalitesiz olduğu için top yeterince sekmiyormuş. Parkelerde boşluk olduğu, hatta üç saniye koridorunda kör noktaların olduğundan bile bahsediliyor. Parke sorununa dair çözüm önerisi ise daha komik! Harun Erdenay, Abdi İpekçi Salonu'ndaki karşılaşmalar tamamlandıktan sonra bu salondaki parkelerin sökülerek Sinan Erdem Salonu'na monte edilmesinin gündemde olduğunu belirtmiş. Düşünebiliyor musunuz, Dünya Şampiyonası düzenliyoruz ama en kalitesiz parkeleri kullanıyoruz. Bence padişah Turgay Demirel yeni bir soru önergesini hak ediyor.