Atatürk filmlerinin en temel sorunu, bütün hayatının bir filme sığdırılmaya çalışılması... Mesela sadece çocukluk ve gençlik dönemini anlatabilirsiniz. 'Mongol'daki Cengiz Han örneğinde olduğu gibi öyle bir film kurgularsın, ele aldığın liderin temel özelliklerini çocukluğuna ve gençliğine öyle bir yedirirsin ki, herkes "Evet, Atatürk budur" der. Bir de sekiz Oscarlı 'Gandi' filminden de örnek vereyim. O filmin büyük bir bölümünde Gandi'nin İngiliz sömürgeciliğine karşı başlattığı barışçıl başkaldırı anlatılır. Hem Hindistan'ın bağımsızlığını kazanma sürecini hem de Gandi'nin hayat felsefesini, nasıl bir lider olduğunu izlersiniz. Buna benzer Kurtuluş Savaşı'nı ya da modern Türkiye'nin temellerinin atıldığı bir Atatürk filmi de çekebilirsiniz. Bir diğer sorun da Atatürk'ü anlatırken objektif olamamamız. Atatürk de bir insandı ve doğal olarak hataları vardı. 'The Gathering Storm' ve 'Into the Storm' filmlerini izlediniz mi bilmiyorum? O iki bölümlük filmde Winston Churchill büyük bir lider olarak anlatılırken, zaafları ve hataları da perdeye taşınıyordu. Hatta sonlara doğru Churchill'in koltuk sevdasından rahatsız bile oluyordunuz. Ancak aynı filmde unutulmaz bir de final vardı. Seçimleri kaybeden Churchill, bir gece eşinin zoruyla tiyatroya gider. Kimsenin yüzüne bakmamaktadır, içi öfke doludur. Çünkü ülkesi için yaptıklarının unutulduğuna inanmaktadır. Oyun biter ve sahnede bir oyuncu "Bu gece aramızda büyük bir insan var. İngiltere'nin kurtarıcısı Churchill burada" der. Herkes ayağa kalkıp onu alkışlar, Churchill karısının elini tutar ve içi huzurla dolar. İşte sinema böyle bir şey... "Less is more"... Tek bir sahnede her şeyi anlatabilirsiniz. Churchill koltuk sevdalısıdır, bencildir, işçi sınıfı düşmanıdır ama bir ulusu Hitler'in elinden kurtaran büyük bir kahramandır aynı zamanda. Yani bu örnekten yola çıkarak, İstiklal Mahkemeleri'ndeki hatalar işlenirken filmin toplamında herkesin gurur duyacağı bir Atatürk de anlatabilirsiniz. Bir de bizdeki her Atatürk filmi niye hüzünlü ve ağlak? Çocukluğumuzdaki "Atam Atam sen kalk da ben yatam" mısrası bilinçaltımıza mı işledi. Verecek örnek çok ama yer bitti.