PELİN KAYA

Görkemli kutlamada yaşanan skandal anlar

Televizyon dünyasının en ikonik programlarından biri olan Saturday Night Live programının 50. yılı ve 50. sezonu ses getiren geceyle kutlandı. Kırmızı halı geçidi resmen aynı gece gerçekleşen BAFTA (Britanya Akademisi) gibi prestijli bir ödül törenini gölgede bırakacak kadar dikkat çekiciydi.
Şu ara tüm dünyanın haklarında en çok konuştuğu Ryan Reynolds & Blake Lively çifti, gecenin en skandallı olaylarına imza attı. Özellikle Ryan Reynolds'un Justin Baldoni olaylarına yaptığı esprinin düşündüğünden çok daha bayağı durması gibi çifte karşı duyulan antipatiyi daha da artırdı. Baldoni olaylarını bilmeyen varsa kısaca özetliyorum.

Blake Lively, 'It Ends With Us' filminin setinde Justin Baldoni'nin kendisine ve diğer kadınlara yönelik uygunsuz davranışlarda bulunduğunu iddia ederek dava açtı; Baldoni ise bu iddiaları reddederek Lively ve Reynolds'a iftira ve medeni gasp suçlamalarıyla 400 milyon dolarlık karşı dava açtı. Anlayacağınız kadının mağdur gösterildiği bir davada kadının kocası bu davayı PR malzemesine dönüştürüyor, bunu yaparken de gülüyor ve güldürüyor. Dava süreci devam eden böylesine hassas bir konuda şaka yaparak sempatik görünme çabası, tabii ki de ters bir etki yarattı. Neyse ki, bu hatanın faturası Blake Lively'nin sahte şaşkın yüz ifadesi kadar göze batmadı.

DENGELİ BİR SİLÜET
Gelelim kırmızı halıya. Gecenin moda anlamında en çok konuşulan ismi hiç şüphesiz Emma Stone oldu. Özel dikim Louis Vuitton elbisesiyle eğlenceli bir şıklık sergileyen Stone, ilginç bir detayla da dikkatleri üzerine çekti: elbisesinde kullanılan popcorn detayları! Böyle yaratıcı bir fikri tasarım ekibinden kim düşündüyse, Stone ona minnettar olmalı.
Anya Taylor-Joy'un tercihi, Mugler'in 1995 Sonbahar/Kış koleksiyonundan nostaljik bir parça oldu. Ancak, göğüs kısmındaki boşluk nedeniyle orijinal tasarımın gücünü tam olarak yansıtamadı. Kate Moss'un defilede sergilediği efsanevi duruşun yanına yaklaşamadı desek yeridir.
Kim Kardashian ise özel dikim Balenciaga elbisesiyle kırmızı halıda yürüdü. Minyon kadınların doğru seçimlerle nasıl daha uzun görünebileceğinin en iyi örneklerinden biri oldu. Aynı şekilde, Versace tercih eden Sabrina Carpenter da 1.52'lik boyuna rağmen doğru kesimlerle oldukça dengeli bir siluet sergiledi. Kırmızı halıda proporsiyon ustalığının ne kadar önemli olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu. Carpenter'ın koca bir kırmızı halı sezonu boyunca hatasız ilerlemesi takdire şayan.


DEMI MOORE FIRTINASI DEVAM EDİYOR!

Son 12 ayın en iyi sinema yapımlarını onurlandıran BAFTA (Britanya Akademisi) Film Ödülleri'nde kazananlar belli oldu. Gecenin en büyük ödüllerini dört kategoride Conclave ve The Brutalist alırken, Wicked, Emilia Pérez, Anora, Dune: Part Two, A Real Pain ve Wallace and Gromit: Vengeance Most Fowl ikişer ödülle öne çıktı.

Ödül sezonunun en gözde isimlerinden Demi Moore, sadece performansıyla değil, tarzıyla da adından söz ettirmeye devam ediyor. BAFTA gecesinde Alexander McQueen Couture imzalı elbisesiyle yine zarafeti ve şıklığıyla ilk üçe girmeyi başardı.
Selena Gomez'in tercihi ise özel dikim Schiaparelli oldu. Ancak seçim konusunda kararsızım. Ne tam anlamıyla büyüleyici ne de başarısız; adeta iki uç arasında gidip gelen bir tercih diyebilirim.

Zoe Saldana ise özel dikim Saint Laurent elbisesiyle her zamanki gibi zarif şıklığın temsilcisi olmaya devam etti.
Ariana Grande'nin kırmızı halı tercihi ise büyük soru işaretleri yarattı. 1.54 boyundaki birine bu kadar hacimli bir tasarım giydiren modacının aklından ne geçtiğini kestirmek zor. Bolca kullanılan kumaşın ne estetik ne de işlevsel bir amacı var gibi görünüyor. Minyon kadınlarda doğru seçim nasıl olurun yanıtı için bir önceki konu başlığı altındaki Kim Kardashian ve Sabrina Carpenter incelenmelidir.

BAFTA gecesinde Kylie Jenner ve Timothée Chalamet yine birlikteydi. Timothée'nin 250 bin dolar değerindeki Cartier Panthère kolyesi gecenin en dikkat çekici aksesuarlarından biri oldu. Kylie'nin de aynı kolyenin yüzük versiyonunu takması, hediyenin Sevgililer Günü'ne özel olduğunu düşündürdü. Ancak küçük bir hatırlatma: Bu aileyle başlayan ilişkiler, genellikle iyi sonuçlanmıyor. Daha açık bir tabirle, Kardashian ailesinde ilişkilerde erkek tarafı ya batıyor ya rezil oluyor ya da düşüş yaşıyor. Umarız, kariyerinin zirvesindeki Timothée için durum farklı olur da bundan etkilenmez. Zira yıllardır moda anlamında ilham olan ve harikalar yaratan Timothée bu anlamda ilk firesini vermeye başladı bile.


DEVİR PLASTİK PAZARLAMA DEVRİ!

2024 yılı, Nike için zorlu geçti. Mali krizlerle boğuşan, hisseleri düşen ve CEO'su yılın dördüncü çeyreğinde şirketten ayrılan spor giyim devi, bu sıkıntılı süreçten çıkış yolunu Kim Kardashian'da buldu. Şaka gibi ama gerçek. Nike, Kardashian'ın ortak kurucusu olduğu ve şekillendirici iç giyim ürünleriyle bilinen Skims markasıyla iş birliğine giderek NikeSkims'i hayata geçirdi.

NikeSkims, Skims'in günlük kullanım odaklı ürünlerinden farklı olarak, yüksek performans gerektiren spor aktivitelerine uygun koleksiyonlar sunacak. Özellikle HIIT antrenmanları ve koşu gibi yoğun egzersizler için tasarlanan bu koleksiyon, atletik dayanıklılığı Skims'in vücut formuna uyum sağlayan tasarım anlayışıyla buluşturacak. Bu iş birliği, Nike'ın tarihinde ilk kez var olan bir marka ile ortaklık yaparak yeni bir marka oluşturması açısından da dikkat çekici.
Kim Kardashian'ı eleştiriyor, hatta zaman zaman sert şekilde ele alıyorum. Ancak ne zaman bir marka kriz yaşasa, dönüp dolaşıp çareyi yine onda buluyor. Üstelik bahsettiğimiz markalar küçük çaplı isimler değil, dev moda evleri. Örneğin Dolce&Gabbana. Uzak Doğu'daki ırkçılık krizi ve boykotun ardından toparlanma sürecini, Kim Kardashian'a ithaf ettikleri koleksiyonla başlattı. Balenciaga, çocuk istismarı skandalıyla sarsıldığında yanında duran ilk ve tek ünlü isim yine Kim Kardashian oldu. Şimdi de Nike, zorlu finansal koşullardan çıkış yolunu onunla arıyor. Ancak işin çelişkili tarafı şu ki, Nike gibi bir spor giyim devi, gerçek atletizmin temsilcisi olmak yerine, sahte kalça dolgularıyla spor yapıyormuş gibi görünen bir figüre sarılıyor. Tüm imajını gerçek sporcular üzerine inşa eden bir marka, sonunda plastik bir beden algısına teslim oluyorsa, söyleyecek söz de, yazacak kelime de tükenmiş oluyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.