Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PELİN KAYA

Yeni prestij: Arşivden giyinmek

Vintage kıyafetler son zamanlarda hiç olmadığı kadar gözde. Ünlülerin yeni hedefi moda tarihinde yer edinmiş markalara ve özel tasarımlarına yönelmek. Geçtiğimiz hafta Cannes Film Festivali’nde de öne çıkan önemli parçalar olunca konuyu buraya da taşımak istedim.

Düzenli olarak vintage seçimler yapmak demek 'sürdürülebilirlik elçisi' olmak demekti. Sürdürülebilirlik denince de akıllara gelen ünlülerinin en başında Cate Blanchett ve Galler Prensesi Catherine gelir. Her ikisi de en önemli gecelere defalarca kez giymiş oldukları lüks tasarımları tekrar tekrar giyerek katıldılar.



Bu takdir toplayan yaklaşım son zamanlarda ilginç bir yola saparak kendi içinde evrimleşmeye başladı. Sürdürülebilirlik amaçtan ziyade araç oldu. Vintage seçim yapmak doğaya saygı ve sürdürülebilirliğin yanısıra prestij ve itibar demek de oldu. Haliyle adı bu kelimelerle anılmak isteyen yıldız isimler de soluğu yüksek moda markalarının arşivlerinde almaya başladı.
Bu akımın bir anda yükselişe geçmesinde içerik üreticilerin yani moda influencerlarının da büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. İçerik üreticileri son trendleri parası veya markanın hediye etmesiyle giyebiliyor ve paylaşabiliyor.



Fakat arşiv tasarımlara ancak yıldız statüsüne sahipseniz ulaşabilirsiniz. Ünlüler de işte tam bu noktada yeni yıldız gibi görünmeye başlayan influencerlara ayar çekmiş oluyorlar. Üstelik arşiv parçalar seçerek nasıl konuşulmak istediklerini de yönetmiş oluyorlar.



Cannes'da Dior'un ikonik Junon elbisesinin benzerini giyen Natalie Portman buna önemli bir örnek. Portman'ın şıklığı ve güzelliği ortadaydı ancak tüm moda sayfalarının ve dergilerin konuştuğu konu Christian Dior mirasının Portman'a lütfedilmiş olması ve moda evinin bu önemli tasarımı yıldız isim için tekrar hazırlamış olması. Bir anda Natalie Portman'ın ismi 1949'dan gelen tarihi bilgilerle ve saygınlıkla anılmaya başlandı. Portman uzun zamandır katıldığı kırmızı halılarda bu denli bir sükse yakalayamamış, takdir toplayamamıştı. Önemli bir seçim yapması kırmızı halıda tekrar sahalara dönmesini de sağlamış oldu.



Kim Kardashian da bu akımın önemli isimlerinden biri. 2022 Met Gala'da Marilyn Monroe'nun 1962'de giydiği elbiseyi giyebilmek için müze yöneticilerine binlerce dolar teklif etmekten kaçınmadı. Sonuçta elbiseyi giydi ve o senenin en çok konuşulan moda konularının arasına adını katmış oldu.
Sofia Richie de bu konuda önemli bir isme sahip. Düğünü normal zengin bir şarkıcının kızının düğünü olacak iken başarılı vintage Chanel gelinlikler seçmesiyle düğününe prestij de katmış oldu.

FİYATLARI ŞAŞIRTTI
Geçtiğimiz hafta düzenlenen Cannes Film Festivali'nin reklam nimetlerinden en iyi yararlanan marka hiç kuşkusuz Dua Lipa ile yaptığı koleksiyonla Versace oldu.
Versace fırsatları çok iyi değerlendiriyor.
Zira aynı stratejiyi bir önceki koleksiyonunun defilesinde uygulamıştı ve defileyi moda haftalarını es geçerek Oscar Ödül Töreni'nden hemen önce Los Angeles'ta gerçekleştirmişti.
Ünlüyü ayağına getireceğine marka ünlünün ayağına gidiyor ve en büyük sükseyi yaratıyor.
Markaların yıldız bir isimle yıldız bir koleksiyona imza atması uzun süredir olan ve ara verilmiş bir stratejiydi.




Bu arada markalar kendi aralarında iş birliği yapıyordu.
Son zamanlarda ünlü stratejisinin yeniden akım haline geldiğini görüyoruz.
Versace de bunu 2023 Yaz koleksiyonu La Vacanza'da gerçekleştirdi.
Defilede en ünlü modeller yürüdü, davetli koltuklarına en ünlü yıldızlar oturdu. Muhteşem bir defile konumu tercih edildi ve inanılmaz bir yatırım yapıldı. Tasarımlarında Dua Lipa'nın da aktif olarak yer aldığı defilenin hemen ardından ise koleksiyon satışa sunuldu.
İlk işim parçaları detaylı incelemek için sayfalarını incelemek oldu.
İnceleyince neden bu kadar detaylı bir yatırıma ve pazarlamaya girişildiğini anladım.
Zira tasarımlar hiç olmadığı kadar yüksek meblağlarda.
Elbiseler 100 bin TL ile 500 bin TL arasında seyrederken, en son 5 bin TL'ye minik bir toka gördüğümü bile hatırlıyorum.

SON KRALİYET DÜĞÜNÜNDEN NOTLAR
Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin ve Suudi Arabistanlı Rajwa Al Saif, 1 Haziran'da başkent Amman'da Zahran Sarayı'nda gerçekleşen bir nikahla evlendi! Nikah töreninde çardağa ilk gelen damat ile başlamak istiyorum. Üniforması için babasının kendi düğün gününde giydiği takımdan ilham alınmış.
Gelin Rajwa Al Saif son derece zarif. Hem kendi memleketinin hem de Ürdün'ün geleneklerine uygun Elie Saab imzalı sade ama iddialı bir gelinlik tercih etti.



Damadın annesi Kraliçe Rania'nın nikah töreninde tercihi Dior'dan yana oldu. Gayet hoş görünüyor fakat siyah renk seçmiş olması biraz üzdü.
Galler Prensesi Catherine ve Galler Prensi William da nikah törenindeydi. Kate'in elbisesi gelinin gelinliği ile aynı markadandı ve son derece hoş görünüyordu. Tarzına ve güzelliğine hayran olduğum Katar Emiri'nin annesi Sheikha Moza bint Nasser, Valentino'dan harika bir pembe kaftan giydi. Bu kaftan Viyana'lı mimar Josef Hoffman'dan ilham alınarak 1989 Couture koleksiyonu için tasarlanmış.



Sheikha Moza için Valentino arşivlerine erişmek hiç de zor olmasa gerek. Zira kendisi Valentino'nun sahibi. Eşi Katar Şeyhi, Moza Valentino'yu çok seviyor diye 10 sene önce 735 milyon Euro ödeyerek markayı satın almıştı. Düğünden sonra gerçekleşen resepsiyonda Prenses Rajwa, Kraliyet düzenlerinde alışmadığımız bir seçim yaptı ve Dolce&Gabbana'nın 2022 Alta Moda koleksiyonundan bir gelinlik giydi.
Kendisi için özel olarak hazırlanan tacı çok şık. Tacının üzerinde "Hope in God (Allah'tan Umudum)" anlamına gelen "Rajwatum min Allah" yazıyor. Rajwa'nın anlamının 'Umut' olması da çok hoş bir tesadüf.
Kraliçe Rania da Elie Saab tercih edenlerdendi. Gayet hoş görünüyordu fakat yine renk seçiminde bir şaşkınlık yaşanmış gibiydi. Gelinlik rengine yakın bir renk seçmemesi gerekirdi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA