KARDASHIAN'IN FEMİNENLİĞİ MARKAYLA BÜTÜNLEŞTİ
Milano Moda Haftası sona erdi ama bazı koleksiyonları yorumlamadan geçmek imkansız. Bunlardan biri olan Dolce&Gabbana'nın #CiaoKim isimli koleksiyonu daha defilesi gerçekleşmeden sosyal medyada büyük bir merak uyandırmayı başardı. Bir yenilik yok ama ticari anlamda oldukça başarılı. Feminenliğin ön planda olduğu marka, tasarımlarını feminenliğiyle ön plana çıkmış Kim Kardashian ile işbirliği yapınca, satış yapmaması imkansız.
Arşivler taranmış ve markanın bilindik ikonik çizgileri biraz revize edilerek günümüze uyarlanmış. Magazin anlamında da zengin bir defileydi. Khloe Kardashian'ın son yılların popüler İtalyanı Michele Morrone ile yakınlığı dikkat çekti. Bir de defilede gözlerim Türk yıldızımız, markanın çok sevdiği bir yüz olan Can Yaman'ı da aramadı değil.
KOLAY KOLAY UNUTULMAYACAK BİR ŞOV
Moncler, şovuna en az koleksiyonu kadar özen gösterdi. Duomo meydanında tam 1952 adet performans sanatçısıyla kutladığı 70. yaşıyla unutulması zor, muhteşem bir şova imza attı. 1952 sanatçının yer almasının sebebi, markanın 1952 yılında Monestier-de-Clermont'da doğmuş olması. Gerçekten anlamlı ve çok etkileyici bir şovdu.
PARİS MODA HAFTASI
YSL, styling ve etkileyici mekan seçimiyle güçlü çizgisinin devamlılığını korumayı başarıyor. Marka yeni koleksiyonuyla zarif, rafine ve zevk sahibi kadınlarına bir tutam Grace Jones tarzı katmış. İkonik süper modellerin defileye katılması da 90'ların gösterişli havasını estirdi.
İkonik modeller demişken lüks moda markaları günümüzün yeni ikonlarından ziyade eski süper modellerle çalışmayı tercih ediyor. Bunun sebebi eski modellerin heyecanını ilk günkü gibi sürdürüyor olması. Eskiden sıfırdan "şöhretli" statüsüne ulaşmayı başaran birçok model arı gibi çalışkan olurdu. Demek istediğim yaşadıkları anın kıymetini yenilere oranla daha iyi biliyorlar. Şimdiye bakıyorum da elde Bella ve Gigi Hadid, Kendall Jenner'dan ve arada gördüğümüz Kaia Gerber'den başka kimse yok. Şöhretleri ünlü anne ve babalarından geldiği için sahip olduklarının farkında olmuyorlar. Fazla çalışmayı pek sevmiyorlar ve ücretlerini de çok yüksek tutuyorlar. Geçtiğimiz günlerde bir Türk markası Kaia Gerber'i yüzü yapmak istemişti. Fakat istediği 1.5 milyon dolar ücret ger- çekten dudak uçuklatmıştı. Demem o ki; bu ücretler sektörü kısırlaştırıyor. Tercihler eski modellere kayıyor. Eskiler üstünden seneler geçse de hâlâ ışıl ışıllar ve gençleri ceplerinden çıkaracak enerjiye sahipler. Bu da onları cazibeli kılmaya yetiyor.
Balmain'in defilesinin 98 parçadan oluşan koleksiyonu her telden çalarken 2 isim defileden daha çok konuşularak markanın itibarını biraz olsun kurtardı. İlki defilenin sonunda yürüyen 76 yaşındaki Cher'di. Markaların ikonik isimleri defile sonunda çıkarması o kadar moda oldu ki ne zaman son bulacak diye merak etmeye başladım. Cher'i markayla bağdaştıramadım. Sadece yürümesi için çok ses getirdi diyebilirim. Fakat Kylie Jenner rüzgar estirdi. Vücut hatları bu elbisede dezavantaj yaratabilecek olmasına rağmen iyi taşımıştı.
Paris Moda Haftası'nda Coperni son derece etkileyici bir sunuma imza attı. Bella Hadid'e insan tenine değdiğinde kısa süre içinde kumaşa dönüşen spreyden bir elbise yapıldı. Önce püskürttüler sonrasında elle elbiseye şekil verdiler. Bu inovatif sunum hakkında şu an her kafadan farklı ses çıkıyor.
Detaylı bilgileri ve yorumumu bir sonraki haftaya saklıyorum.
KÖKLÜ MARKALARDA GENÇLEŞME OPERASYONU
Kendi çizgisine takılıp zamanın gerisinde kalan köklü markalar, şimdilerde Z kuşağını yakalamak ve üzerlerindeki ölü toprağını atmak istiyor. Bu değişim için de ilk adım isim, logo veya kreatif direktör değişikliğiyle gerçekleşiyor. Böylece 4 markanın defilesinde yeni kreatif direktörle birlikte ilk koleksiyon heyecanı yaşandı. Geçtiğimiz hafta ele aldığım Etro gibi benzer senaryoyla yeniliğe gidenler arasında Missoni, Bally ve Ferragamo var. Hepimizin Salvatore Ferragamo olarak tanıdığı marka artık logosunu kırmızı yaptı ve ismini 'Ferragamo' olarak değiştirdi. Marka, yeni tasarımcısı Maximilian Davis'in ilk koleksiyonuyla otoritelerden tam not aldı. Bally ise Rhuigi Villasenor ile çok daha genç, iddialı, seksi ve modern. Yeni kreatif direktör Filippo Grazioli ile Missoni kendi çizgisini korurken, günümüz trendlerine ayak uydurmayı başarmış.
MODA DÜNYASINDA BOMBA ETKİSİ YARATAN DEĞİŞİM
Burberry, Kraliçe II. Elizabeth'in vefatı dolayısıyla ertelemiş olduğu defilesini gerçekleştirdikten bir gün sonra kreatif direktörü Riccardo Tisci'nin markadan ayrılacağını ve yerine Bottega Veneta'nın eski kreatif direktörü Daniel Lee'nin geleceğini duyurdu. Bu konu hakkında söylentiler vardı ama belli ki resmi açıklamanın yapılması için defilenin bitmesi beklenmiş. Maalesef Tisci, Givenchy'deki muhteşem yaratıcılığını Burberry'de gösteremedi. Gitmek istediğini son koleksiyona bakınca anlamak pek de zor değil. Şimdi tüm merak ve heyecan Daniel Lee'nin şubat ayında sunucağı ilk Burberry koleksiyonunda...