Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PELİN KAYA

En başarılı misafir tasarımcı

Moda haftalarının en görkemlisi olan Paris Couture Haftası başladı. Bu haftayı sadece bu konuya ayırdım ve ses getiren defileleri sizler için derledim

Moda dünyasının yaşayan efsane tasarımcılarından Jean Paul Gaultier, Ocak 2020'de gerçekleşen defilesiyle emekliliğini ilan etmişti. Baş tasarımcısı istifa etse de yoluna devam eden Jean Paul Gaultier Modaevi, yeni couture koleksiyonları için başarılı tasarımcıları davet etmeye başladı. Ocak 2022'de Y/Project 'in kreatif direktörü Glenn Martens'in tasarımları beklenen ilgi ve başarıyı maalesef yakalamadı. Bunun üzerine bir sonraki koleksiyon için, daha ünlü ve Balmain markasında harikalar yaratan Olivier Rousteing'e teklif götürüldü. Teklifi büyük bir sevinçle kabul eden Olivier'in elinden çıkacak olan Jean Paul Gaultier koleksiyonu haftanın en merak edilen defilesiydi.



Koleksiyonda Rousteing'in imzasını bol bol görebiliyoruz. Büyük postallar, abartılı elbiselerle kendi adının altını çizmeyi başardığı gibi, aynı zamanda Jean Paul Gaultier'in ikonikleşmiş kodlarını da tasarımlarında başarıyla harmanlamış. Defilede dikkat çeken bir diğer unsur da yan yana oturan Kim Kardashian ve moda dünyasının demir leydisi Anna Wintour arasındaki samimiyetti. İnsan, bir zamanlar Vogue'un kapısından alınmayan Kim Kardashian'ın sadece yakaladığı popülerlikle kısa sürede moda dünyasının zirvesine çıkmış olmasına şaşırıyor.



YILDIZLAR PARİS'TE FIRTINA ESTİRDİ
Patou'da görmeyi arzu ettiğim şovu Balenciaga gerçekleştirdi. Paris'te Couture mağazasının açıldığı gün gerçekleşen defile, hem koleksiyon parçalarıyla hem de defilede yürüyen dünyaca ünlü isimlerle hayal ettiğinden çok sükse yakalamış oldu. Kim Kardashian, Nicole Kidman, Dua Lipa, Naomi Campbell, Bella Hadid gibi isimlerin yer aldığı defilede şaşırtıcı tasarımlar yer alıyor. Devasa genişlikteki eteklere sahip elbiseler kapılardan geçemedi. Ayakkabıların iriliği yüzünden kimse normal yürüyemedi. Naomi Campbell çöp torbası giydirilmiş, Nicole Kidman ise alüminyum folyoya sarılmış gibiydi. Koleksiyonun son parçası devasa gelinlik ise sosyal medyada alay konusu oldu. En beğenilen tasarım ise Bella Hadid'in giydiği elbise oldu ki o da Cristóbal Balenciaga'nın 1959'daki tasarımının modern haliydi. Demna Gvasalia'nın Balenciaga ile başlatmak istediği 'yeni couture' heyecanını anlamamak mümkün değil. Ama zamanlaması doğru mu bunu zaman gösterecek.



SESSİZ BİR ÇIKIŞ
Paris Couture Haftası'dan bir gün önce Paris'teki ilk canlı defilesini gerçekleştiren Patou'ya değinmeden olmaz. Zira Patou ilkleriyle moda dünyasının en özel markalarından biridir. 1914'te kurulan Maison Jean Patou, 2018'de Patou ismiyle yeniden doğdu. Fakat pandemi nedeniyle şaşaalı bir çıkış yakalanamadı. 2019'da marka LVMH bünyesine dahil oldu. Hayatı hızlı yaşayan bir vizyoner olan Patou, 1936'da 48 yaşındayken vefat etti. O zamanlar marka haline gelen Jean Patou, birçok ünlü tasarımcıyla çalıştı. 1920'lerde tasarladığı mayo ile bir ilke imza atan tasarımcı, ilk güneş kremini de yapan isimdir.



DAHA ETKİLEYİCİ OLABİLİRDİ
Aynı dönemlerde modern kadın silüeti yaratmak isteyen bir başka isim Coco Chanel'di. Aralarında öyle bir rekabet vardı ki bu onları parfüm dünyasında da hâlâ değişmeyen bir rekora ulaştırdı. 1930'da dünyanın en pahalı parfümünü çıkaran Patou, hâlâ gelmiş geçmiş en çok satan parfümler listesinde 2. sıradadır. Listenin birincisi Chanel N°5'dır.
Bu kadar zengin bir tarihe sahip Patou koleksiyonunun daha etkileyici olmasını beklerdim. Görmeye fazlasıyla alıştığımız hatta sıkıldığımız pembenin hakim olduğu bir koleksiyon olmuş. Üstelik defileyi kapatan ismin Julia Fox olduğunu görmek de üzmedi değil. Ben olsaydım sadece Kanye West ile yaşadığı kısa ilişkisiyle popüler olabilmiş birinin yerine LVMH'in gücüyle Bella ve Gigi Hadid gibi en popüler modellerin hepsini defileme çıkartır Paris'teki ilk defilemde bomba etkisi yaratırdım.



'BAŞLANGIÇ' NOKTASINDA ANLAMLI DEFİLE
Valentino, Roma'da sunduğu Sonbahar 2022 Haute Couture koleksiyonunda pembelerden biraz olsun sıyrılmış, bol renge ve özellikle Valentino kırmızısına geri dönmüş. Renk kartelasının cömertce kullanıldığı koleksiyonda, sizi saran ilk his karşınızda Valentino Garavani'nin ikonik koleksiyonlarından birine bakıyormuş gibi olmanız. Kreatif Direktör Pierpaolo Piccioli, kısa bir süreliğine olsa da bizi Garavani'nin olduğu günlere götürüp artık neredeyse unuttuğumuz, sofistike, zarif ve gösterişli kadını tekrar hatırlatıyor. Koleksiyonun isminin 'Başlangıç' olması da çok manidar. Zira Valentino markasının hikayesi 1959 yılında defilenin gerçekleştiği Roma'da başlamıştı.



COUTURE SANATININ SON TEMSİLCİSİ
Artık couture sanatı eski görkeminde olmadığı gibi anlamı da fazlasıyla boşaltılmış durumda. Couture sanatını icra etmeye devam edebilen sayılı markalardan biri olan Schiaparelli yine bize ezberlettiği cesur, orijinal, deneysel çizgisinden çıkmamış. En belirgin yeniliği, tasarımlarda bolca çiçeklere yer verilmesi. Tabii tasarımcı Daniel Roseberry bunu olabilecek en gösterişli şekilde yorumlamış. El işçiliğinin üst düzeyde kullanıldığı koleksiyonda tek bir detay bile bir moda aşığını sarhoş edebilecek güçte.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA