Paris Haute Couture Haftası sayesinde dört gün boyunca tüm couture açlığımı giderdim. Takvimdeki isimler gittikçe azalıyor olsa da, var olanlar haftanın hakkını vermek için epey uğraşıyor. Gururumuz Dice Kayek, koleksiyonuyla övgülerin sahibi oldu. Versace'de couture anlamında pek bir şey görmedim. Nitekim aklımda kalanlar; Gigi Hadid'in efe yürüyüşü ile Lara Stone'un fazlasıyla kıvrımlı vücut hatları oldu. Evet, podyumlarda iskelet mankenlere hayır ama bu şekilde pörtlüğe de hayır! Giambattista Valli, geçen sezonun ekmeğini yemeye devam ediyor. Dev katlı eteklerle çok farklı bir koleksiyon göremedim. Dior, Raf Simons olmadan yoluna devam ediyor. Tasarımcının rüzgarı, markanın üzerinde esmeye devam ediyor. Valentino'nun kumaşlarının zenginliği ve güzelliği insana buram buram Bizans döneminin ihtişamını yaşatıyor. Aksesuvarlardaki detaylar hayranlık uyandırıcı. Victor&Rolf, yeni dönem kırmızı halıların en favori markalarından. Bunun boşuna olmadığını tekrar görüyoruz. Schiaparelli için sadece bir moda markası diyemeyiz. O; sanatçı, devrimci ve ilham verici bir markaydı ve bu misyonuna devam ediyor. Davetliler arasında en dikkat çekici şıklık ise Olivia Palermo ve Kate Bosworth'a aitti. Anna dello Russo'nun çılgın kombinleri dışında bu sene davetliler çok daha 'normal'di. Olivia Palermo'nun lux-casual tarzı çok hoşuma gitti. Kate Bosworth; taşınması zor, tümü Schiaparelli kıyafetiyle klas bir şıklık sunmayı başardı.