Yurt dışında Sotheby's de, Christies'de hayranlıkla takip ettiğim lüks çanta müzayedelerinin benzeri Portakal Sanat Evi tarafından ilk kez Türkiye'de de gerçekleştirildi. Hedeflerin başında Chanel ve Hermes geliyor.
Louis Vuitton'un sandıkları da heyecanla bekleniyor. Salonda Feryal Gülman, Tilda Tezman, Sevim Uyar, Gülden Büyükuçak gibi ağır isimler... Önümde 'Lady Hermes' lakaplı Seda Canatan.
ASIL KİTLE GELMEDİ
Christian Dior parçalar rağbet görmüyor. Chanel'in, sıfırı 60 bin lira olan croco çantası 11 bine satılıyor. Kırmızı croco Chanel çanta alıcı bulamıyor. Hermes'in neredeyse sıfır kullanılmış Kelly Bag'i 16 bin liraya yeni sahibine kavuşuyor. Topu topu dört Hermes çanta satılıyor. LV'un sandıkları 3 bin liradan dahi satılamıyor.
Peki neden? Çünkü asıl gelmesi gereken kitle yoktu. En ön sırada elinde kocaman croco Hermes'iyle oturan Gül Ergi için çok mu zordu bir çanta almak ? Niye tanıdık simaların elleri kalkamadı havaya? Çünkü müzayede usülü açık artırmayla satılan çantalar küçümsendi! Bizde 'başkasının kullandığını kullanmak' ayıptır.
Yurt dışındaki kadın dört gözle, hesaplı ama yatırımlık alışveriş fırsatını beklerken bizim kadınlarımız buradan aldığı çantayı, altı-yedi katı para ödediğiyle aynı rafa bile koymaz. Portakal Sanat Evi sakın elinde kalan onca çantaya bakıp yılmasın; bu işin önemini anlamak bizde biraz zaman alacak. Maya Portakal'ın akıcı, samimi, yer yer esprilerle süslediği yönetimi çok başarılıydı. Bir sonrakine sırf kendisini izlemek için bile gidebilirim.