Kadına şiddetin her türlüsünde konuya kaplan gibi atlamaya hazırım. Dün GÜNAYDIN'ın manşet haberiydi; her sabah kahvemi içerken programını izlediğim İsmail Küçükkaya'ya eşi Eda Küçükkaya boşanma davası açmış.
Dilekçesinde ise İsmail Küçükkaya tarafından fiziksel ve duygusal şiddete uğradığını söylüyor...
Şimdi... Kadına şiddetin karşısında mıyız?
Sonuna kadar evet!
Ama bakıyoruz, Eda Hanım'ın bu dilekçeden önce ne darp raporu, ne de şikayeti var. Acaba bu bir ayrılık/intikam hareketi olabilir mi?...
Burada es koyup 'Yoo olmasın, olmamalı, belki de cesaret edememiştir, kadınlar neler neler yaşayıp susuyorlar' fikrine de geçiyoruz elbette. Ah, öyle hassas ve sömürülmeye açık bir konu ki, bilemiyorum.
Dönelim erkek tarafına...
İsmail Küçükkaya gibi milyonların gönlüne girmiş birinin eşine şiddet uygulayabilme ihtimali bile bizi derinden sarsıyor.
Hatta yerimizden hoplatıp öfkelendiriyor.
Bu nasıl olabilir?
Sen de mi? Peki hanginize güveneceğiz?
Bu sorular kulaklarda çınlıyor.
Olay mahkemede, gelişmeleri zamanla göreceğiz. Zaten gerçek hiçbir zaman gizli kalmaz.
Ama... Bir an önce bize açıklama yapmalısın İsmail Küçükkaya. Bu konuyla ilgili her şey canımızı fazlasıyla yakıyor.
Yerimiz dar, tahammülümüz yok.