Ona 'yıldız' deyin, 'sosyal medya ünlüsü' deyin, 'fenomen' deyip hafiften küçük görün (Fenomenliği geçici ünden sayıyorlar ya); ne yaparsanız yapın ama Acun Ilıcalı'nın eşi, Instagram'da milyonların takip ettiği Şeyma Subaşı'yı görmezden gelmeyin, zaten gelemezsiniz.
Efendim, şimdi ben Mayıs'tan beri Gümüşlük'teyim ya; artık buraların muhtarı gibi takılıyorum tabii. En sevdiğim yer de Mimoza; dünyanın en güzel günbatımı orada.
Geçen gün yine günbatımını beklerken bir grup kadın gelip 'Ayyy Şeyma burada yemek yedi' çığlıklarıyla, Mimoza'nın önünde fotoğraf çekmeye başladı.
Şoke oldum tabii. Meğer benim olmadığım bir gece Acun, Şeyma ve arkadaşları Mimoza'ya yemeğe gelmiş. Şeyma da Instagram hikayesinde paylaşım yapmış.
O andan itibaren Mimoza'nın telefonları susmamış, 'Şeyma orada mı?', 'Ne kadar kalacak?', 'Yan masasını tutun, geliyoruz' diye kıyametler kopmuş. Şeyma'nın kızı Melisa ile fotoğraf çektirmek için çocuklarını getirenler bile varmış.
Bugün 'kaç ünlümüz orada' diye bir mekanın telefonları susmaz, 'kaç ünlümüz daha önce orada oturdu' diye üç gün sonra gelenler fotoğraf çektirir. Vallahi de aklım almıyor, billahi de almıyor. Gelin görün ki, bu işler benim aklıma da kalmıyor.
Sosyal medyanın gerçeği ve etkisi bu.
Şeyma; bükülmezliği, yılmayışı, kalıplara uymayışı, pozitif duruşu, ülkeye uzaydan bağlanışı, evliliği, kıyafetleri, saçları, anneliği, seyahatleri ile bir sosyal medya masalına imza atmış besbelli. Onu merak eden gözleri aç bırakmıyor.
İsterse ve doğru adımları atarsa, kitleleri arkasından sürükleyebilecek bir genç kadın o. Takiplere doyulmayan bir fenomen, zamanımızın yıldızı.