Hepimizin görüntülenmemiz kadar beğenimiz olsun.
'Yahu neden like'lamıyorlar anlamıyorum' sorunsalı yürekleri kanatmasın.
Özel mesajlar genele düşüp cümle âleme rezil olunmasın.
Ha bir de düşenin dostu olsun.
500-600 takipçili arkadaşlar, kitleler peşindeymişçesine müthiş bir görev bilinciyle ardı ardına paylaşım yapmasın.
Sahte hesap açıp önüne gelene rahat rahat sallayanlar bir bir ortaya çıksın.
'Bak şu videoyu izledin mi?' diye hiç istemediğimiz bir anda burnumuza telefonu dayayan arkadaşa 'Hayır, izlemedim ve izlemek istemiyorum' diyebilme gücünü bulabilelim.
'Yapsındı', 'gitsindi', 'gelmesin miydi?' tipi sosyal medya dili son bulsun(du).
Yurt dışına tatile çıkan sosyal medya kişisi, paylaşımların önünü alamayıp kendini kaybederse konsolosluk olaya el koysun.
Kafayı sağa yatırıp sağ omzu yukarı kaldırmak suretiyle verilen masum kız pozlarına üç hafta sosyal medya cezası verilsin.
El birliğiyle karar alınsın, imzalar toplansın ve sosyal medya fotoğraf filtrelerine sınır getirilsin. Fotoğraflarda göz gözü görsün, herkes kendi bedeninde çıksın, fondaki duvarlar kaymasın, yerler göçmesin, kapılar yamulmasın.
Sanal dünyamızın kusursuz hali biraz da gerçek dünyamıza geçiversin.
Instagram'a göre herkes mutlu ama eve gel, çekmeceler antidepresan dolu!
Konserlerde, sinemalarda, tiyatrolarda, restoranlarda cep telefonları çekemez olsun. Flaş flaş bir gelişme olarak herkes anı yaşasın; izlediğinin, yediğinin keyfine varsın, karşısındakinin yüzüne baksın ve gerçek bir sohbete girsin.
Takipçi sayın kadar adamdan sayıldığından, dilerim ki gönlü güzel, iyi insanların bol takipçisi olsun.
Spora giden ablalar beğeni toplamak için değil, gerçekten spor yapabilsin. Yazık yani o kadar yol gidiyor, kılık kıyafet, vakit, ders parası derken, vücutları gram gelişme göstermiyor. Ee çünkü bir saat boyunca fotoğraf çekiyorlar.
MAKYAJ VİDEOLARI BİTSİN
Gelelim bitmek bilmeyen makyaj videolarına... Ah o videolar yüzünden kadın kısmının gözleri ve dudakları morlar, maviler, turuncular içinde kaldı. Fırçayı boyayı alan yüzünde badanaya girdi. Bitsin, bunun da hayırlısıyla sonu gelsin.
Ünlülerle selfie çekip teşekkür bile etmeden, onları bir paçavra misali atıp arkalarını dönüp giden sosyal medya kitlesi vicdana gelsin.
Ünlülerin de gururu var, yazık...
Sabah 07.00-gece 12.00 sosyal medyadan kopamayan arkadaşları, hafif elektrik verme suretiyle durdurmak yasallaştırılsın.
En ufak kırıntısı kaldıysa mahremiyet duygusu bünyelere geri gelsin.
Terk edilenlere, ayrılanlara, özleyip de kavuşamayanlara özlü söz paylaşım engeli getirilsin.
Victoria's Secret mankenleri daha fazla canımızı sıkmasın.
Sevgilisi olana direkt mesaj atılamasın.
PROMİLİNE BAKILSIN
Gıcık kaptıklarımız 'keşfet'te karşımıza çıkmasın. Biz onları çoktan keşfettik.
Diyet mücadelesi verenler yemek paylaşımları işkencesine maruz kalmasın. Zaten acı çekiyoruz.
Kadın grupları tek bir fotoğraf karesinde anlaşabilsin.
(Bu, imkansız bir dilek oldu galiba.)
Tek başına telefonu açıp kameraya konuşanlara bir hastalık teşhisi konsun ve tedavisi uygulansın.
Sosyal medyadan hakaret, tehdit, şantaj yapılması suçtan sayılsın ve ağır cezalar verilsin.
'Canım arkadaşım', 'canımın içi', 'can dostum' ve 'canım' gibi canı çıkası tabirlere yasak gelsin.
Metin Hara ve Adriana Lima'nın Instagram hesapları ulusça spam'lensin.
Sosyal medyaya promil uygulaması gelsin. Hayır yani, ertesi gün pişmanlıklar sel oluyor da ondan...
Sosyal medya için ertesi gün hapı yapılsın. O sinirle atılan tweetler, o avaz avaz hikayeler, yanlışlıkla atılan fotoğraflar, nefret ettiklerinle verdiğin kol kola pozlar; ertesi gün adama çok koyuyor.